| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 104 |
| Tarih: | 24.06.2020 |
HDP GRUBU ADINA DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Teşekkür ederim Başkan.
Şüpheli kadın ölümleri ve kadına yönelik her türlü şiddetin araştırılması önergesini partimiz verdi. Partimiz adına söz almış bulunmaktayım.
Değerli arkadaşlar, ilimiz Ağrı'da sadece bir ay içerisinde 5 kadın şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi; yine Mardin'de 4 kadının, Diyarbakır'da 2 kadının, Sinop ve Antalya'da 2 kadının intihar ettiği iddia edildi, söylendi ve kadınlar yaşamını yitirdi. Şüpheli bir biçimde yaşamını yitiren bu kadınların çoğunun vücudunda darp izine rastlandı. Aynı zamanda kadınların aileleri de beyanda bulundu; kadınların aile içerisinde şiddet gördüğünü, şiddete maruz kaldığını ifade etti. Otopsi raporlarında şiddet gördüklerine dair bulgulara rastlandı. Yine, bu korkunç beyanlara ve bu tabloya rağmen ciddi bir soruşturma yürütülmedi, olay intiharmış gibi algılanmak istendi ve belki de intihar süsü verildi. Bu şekilde olay sıradanlaştırılmaya çalışılıyor.
Etkin bir soruşturma yürütülmediğini ifade ettim değerli arkadaşlar. Hem Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı hem de söz konusu illerin Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlükleri bir girişimde bulunmadı hatta bir açıklama da yapmadı.
(Uğultular)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, çok uğultu var, rica ediyorum, lütfen...
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Devamla) - Evet, arkadaşlar, çok ciddi bir konuyu konuşuyoruz. Eğer konuşmak istiyorsanız dışarı çıkın ya da sessiz olun biz burada düşüncelerimizi ifade edelim. (AK PARTİ sıralarından "Sana ne!" sesi) Ama müdahale ediyorsunuz.
BAŞKAN - Sayın Taşdemir, siz Genel Kurula hitap edin.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Devamla) - Değerli arkadaşlar, yine ilgili kurumlar bu konudaki sorumluluklarını yerine getirmiyor. Bakın, intihar eden kadınlardan biri Ağrılı, 25 yaşındaki Ceylan Akpolat; şiddet gördüğüne dair resmî başvurusu var ama ne oluyor? Herhangi bir işlem yapılmıyor, üç gün sonra Ceylan'ın intihar ettiği söyleniyor. Hani, çok hedef yaptığınız, tartıştığınız İstanbul Sözleşmesi eğer uygulanmış olsaydı belki de bugün Ceylan yaşıyor olacaktı.
Yine, değerli arkadaşlar, son dönemlerde kadına yönelik şiddet, kadın cinayeti ve kadın intiharlarında ciddi bir artış var ve bu artışları istatistiklerde de görmek mümkün. Bakın, sadece 2020'nin ilk üç ayında 66 kadın öldürülmüş, 31 kadın taciz edilmiş, 145 kadına şiddet uygulanmış yani özellikle pandemi sürecinde kadına yönelik şiddetin yüzde 30'lara vardığını bizler biliyoruz. Bu, sadece resmî olarak istatistiklere yansıyan rakamlar. Biz, durumun çok daha korkunç olduğunu biliyoruz.
Yine, tabii ki bütün bu kadına yönelik şiddetin bu kadar artış göstermesinde elbette ki yürüttüğünüz politikalar ciddi anlamda etkili oluyor. Bakın, "İnfaz Yasası" adı altında -hepimiz biliyoruz- bir özel af yasası çıkardınız, o zaman da bizler defaatle söyledik "Bu yasayla kadınlara şiddet uygulayanlar çıkacak, tekrar kadına yönelik şiddet olayları yaşanacak." dedik. Yine, 156 tane kadın kurumu da bu bağlamda çağrıda bulundu ama maalesef bunların hiçbiri dikkate alınmadı. Resmen erkeklere "Çıktığınız zaman yarıda bıraktığınız işi tamamlayın." dediniz. Dolayısıyla bu, şiddeti teşvik etmektir. Bu suç işlendi.
Değerli arkadaşlar, kadınlar şiddetle baş başa bırakılıyor. Bu yetmezmiş gibi bir de yıllardır kadına yönelik şiddetle mücadele eden kurumlar hedef hâline getiriliyor. Bakın, OHAL bahanesiyle tam 43 tane kadın kurumunu yani şiddetle mücadele eden kadın kurumunu kapattınız, kadın mücadelesini yürüten aktivistleri gözaltına aldınız, tutukladınız, rehin aldınız. Sadece bir ay önce, değerli arkadaşlar, Diyarbakır'da Rosa Kadın Derneği -biliyorsunuz Rosa Kadın Derneği Diyarbakır'da kadına yönelik şiddetle mücadele eden bir kurum- sabahın köründe basıldı, arkadaşlarımız gözaltına alındı, sonra tutuklandılar. Bakın, biz ifadelerine baktık, neymiş bu, Rosa'ya gece yarısı bu kadar operasyonlarla arkadaşlarımız neden gözaltına alınmış; yapılan sorgulamada sorulan soru: "Neden kadına yönelik şiddetle mücadele ediyorsunuz?" Dolayısıyla, bu ülkede kadına yönelik şiddetle mücadele etmek suç hâline getirilmiş bulunuyor.
Bakın, siz kadınların şiddete rıza göstermesini istiyorsunuz. Bu politikalarınızla kadına yönelik şiddet uygulayan erkekleri de cesaretlendiriyorsunuz. Bu politikalardan kaynaklı ya kadınlar katlediliyor ya da kadınlar yaşamlarına son vermek zorunda kalıyor yani diğer bir adıyla kadınlar intihara sürükleniyor.
Değerli arkadaşlar, aslında biz defalarca söyledik, istatistikleri de paylaştık.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Devamla) - Kadın örgütleri çağrıda bulundu. Bu ülkede gerçekten bir cins kırımı yaşanıyor ama bu ciddiyetle yaklaşan bir iktidar, bir mekanizma söz konusu değil. Bununla mücadele eden bütün mekanizmalar zaten bizzat bu iktidarın eliyle ortadan kaldırıldı. Onun için de biz diyoruz ki: Sorumluluğunuzu yerine getirin, sessiz kalmayın, kadına yönelik şiddet ve özellikle son günlerde artan şüpheli ölümlere ilişkin bu araştırma önergemizi kabul edin, bir araştırma komisyonu kurulsun; kadınlar neden intihara sürükleniyor, neden kadınlar katlediliyor; bunu bu komisyon araştırsın, kamuoyuyla paylaşsın, sonucunda da ciddi mekanizmaları hep birlikte örelim, kadına yönelik şiddetle ciddi bir mücadele hattı da oluşturalım.
Teşekkür ederim.(HDP sıralarından alkışlar)