| Konu: | Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 104 |
| Tarih: | 24.06.2020 |
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Saygıdeğer Başkanım, saygıdeğer milletvekilleri; ilk imza sahibi bulunduğumuz, her ne kadar muhalefet tarafından "Hazır geldi, ellerine verildi." gibi bir ifade kullanılmış olsa bile uzun zaman emek sarf ettiğimiz, gerek hazırlanma aşamasında gerek Komisyon görüşmeleri aşamasında siyasi partilerimizin ve ilgili temsilcilerimizin de görüşlerini aldığımız Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'mizin geneli üzerinde şahsım adına söz almış bulunmaktayım. Yüce Meclisimizi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün, Hakkâri Yüksekova'da sınır bölgesinde Jandarma Onbaşımız Recep Durak bir saldırı sonrası şehit oldu. Kendisine Allah'tan rahmet diliyorum, mekânı cennet olsun; geride kalanlara da sabır diliyorum. Tabii burada uyuşturucu kaçakçısı, çocuk tacizcisi, zalim, insanlık düşmanı PKK'yı da bir kez daha telin ediyoruz.
Değerli milletvekilleri, Sayın Cumhurbaşkanımızın yargıda şeffaflık, daha adil karar alma ve yargılama süreçlerinin hızlanması açısından 30 Mayıs 2019 tarihinde kamuoyuna açıklamış olduğu Yargı Reformu Stratejisi Belgesi kapsamında düzenlenmesi planlanan, yargı paketlerinden birincisi olan 39 maddelik 7188 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'umuz, 17 Ekim 2019 tarihinde Genel Kurulumuzda kabul edilerek kanunlaşmıştır. Yine bu kapsamda, uzun bir çalışmayla beraber, 14 Nisan 2020 tarihinde Genel Kurulumuzda kabul edilen 69 maddelik 7242 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun sayesinde ceza ve infaz konularında yeni düzenlemeler getirilmiştir. Bugün de görüşmelerine başlayacağımız 216 sayılı ve 66 maddeden oluşan üçüncü yargı paketimiz yani Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'miz, özellikle yargılama sürelerinin kısalmasını ve kolaylaşmasını sağlayacak birçok düzenleme içermektedir.
Saygıdeğer milletvekilleri, teklifimizle Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Anayasa Mahkemesince iptal edilen hükümleri, kanunda düzenlenen yargılama aşamalarının her biri için tebligat yapma zorunluluğunun kaldırılması, ön inceleme, belirsiz alacak davası, yargılama süreleri, feragat, sulh ve kabul, bazı tebligat zorunlulukları, bozmadan sonra ıslah, ihtiyatı tedbir, kanun yoluna müracaat, tamamlama kararları, tahkim, delil tespiti, ticari defterlerin ibrazı, heyetli mahkemelerin çalışma usulü, sulh ve ara buluculuğa teşvik, mahkemelerin uzmanlaşması, ses veya görüntü nakli yoluyla duruşmaların yapılması gibi pek çok alanda usul kurumuyla ilgili düzenlemelerimiz burada yapılmaya çalışılmaktadır.
Heyet hâlinde çalışan ticaret mahkemeleri daha işlevsel ve etkin hâle getirilmektedir. Yine sulh ve asliye hukuk mahkemeler ile özel kanunlarla kurulan hukuk mahkemelerinin yargı çevresinin, il ve ilçe sınırlarına bakılmaksızın Adalet Bakanlığının önerisi üzerine Hâkimler ve Savcılar Kurulunca belirlenebilmesine imkân sağlanmaktadır. Yine bazı tüketici davalarında uygulamada olan, zorunlu ara buluculuk olarak adlandırılan dava şartı olarak ara buluculuk hükümleri getirilmektedir. Teklifimiz toplamda 66 maddeden oluşmaktadır.
Değerli milletvekilleri, bilindiği gibi Türk adli yargı sistemimizde mahkemelerimiz, hukuk ve ceza yargılaması olarak iki bölümde faaliyet yürütmektedir. 6100 sayılı Kanun, hukuk yargılamasına ilişkin usulü düzenlemektedir. 18 Haziran 1927 tarihinde kabul edilen mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu yerini, 1 Ekim 2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na bırakmıştır. Hukuk yargılamasının daha hızlı ve etkin yürütülmesi ile yargılama sürelerinin kısaltılmasına hizmet etmesi beklenen 6100 sayılı Kanun, sekiz yılı aşkın süredir mevcut uygulama hâlinde bulunmaktadır. Kabul edildiği günden bugüne kadar 6100 sayılı Kanun'un 49 maddesinde değişiklik yapılmıştır. Ayrıca, kanunun 3'üncü, 20'nci, 102'nci ve 398'inci maddelerinde yer alan bazı hükümler Anayasa Mahkememiz tarafından iptal edilmiştir. 6100 sayılı kanunun uygulandığı süre içinde kanunun bazı hükümleri uygulayıcılar ve doktrin tarafından eleştirilmiş ve daha hızlı ve daha ucuz yargılamayı sağlamak amacıyla çeşitli görüş ve öneriler dile getirilmiştir. Mahkeme kararlarında, Yargıtay içtihatlarında ve akademisyenlerin ve uygulayıcıların makale ve eserlerinde dile getirilen bu eleştiriler, görüş ve öneriler milletvekillerimizce ve grubumuzca değerlendirilmiştir.
Değerli milletvekilleri, son on beş yılda yargıda etkinliğin ve verimliliğin artırılması, yargılamaların makul sürede sonuçlandırılması ve adaletin eksiksiz gerçekleşmesini temin etmek amacıyla birçok reforma imza atılmıştır. Bu reform sürecinin önemli bir parçası olan ve yargılama usulünde önemli rol oynayan istinaf mahkemeleri, 20 Temmuz 2016 tarihinde faaliyete geçmiştir. Ancak, istinaf hükümleri bölge adliye mahkemelerinin göreve başladığı tarihe kadar uygulanamadığından bu hükümlerin değiştirilmesine yönelik eleştiriler, 20 Temmuz 2016 tarihi itibarıyla başlayan uygulamadan sonra gündeme getirilir olmuştur.
Mahkemelerce verilen isabetli kararlar ve makul sürede yargılama, vatandaşların hukuki tatmini yanında, bir ülkedeki adil yargılanma hakkı ve hukuki güvence varlığının önemli göstergelerindendir. Bu hususların gerçekleştirilmesinde istinaf mahkemeleri oldukça önemli bir işlev üstlenmiştir. İstinaf kanun yolu, yargı sistemimizde var olan hukuki başvuru yollarını kuvvetlendirerek adil yargılanma hakkını daha da koruyucu bir hâle getirmektedir.
Bugün ülkemizde adli ve idari yargıda bölge adliye ve bölge idare mahkemelerince verilen kararlar için temyiz kanun yolu bulunmaktadır. Temyiz mahkemesi olarak Yargıtay ve Danıştayın asli görevi, mahkemelerce verilen kararların hukuka uygunluğunu denetlemektir, başka bir ifadeyle ülkemizde hukukun aynı şekilde uygulanmasını sağlamaktır. Bu sebeple temyiz incelemesinde uyuşmazlığın maddi yönü denetlenmemektedir. Hukuki meselenin yanında maddi meselenin de denetiminin yapıldığı istinaf kanun yolunun amacı ise uyuşmazlığa konu maddi olayda doğru bir kararın verilmesini temin etmek ve daha güvenli bir yargılama yapmaktır. İstinaf kanun yolunda yargılama konusu, ilk derece mahkemesinin kararı değil, aksine ilk derece mahkemesinde çözümlenen uyuşmazlığın bizatihi kendisidir. Bu sebeple istinaf mahkemeleri uyuşmazlığı ilk celsede alan mahkemeler kadar yetkili olduklarından bilimsel çalışmalarda da 2'nci birinci derece mahkemeler olarak da değerlendirilmektedir. İstinaf mahkemesi, yerel mahkeme kararını kaldırmak suretiyle kendisi ilk derece mahkemesi gibi yeniden yargılama yaparak işin esası hakkında karar verebilmektedir. Bu nedenle istinaf kanun yolu, vatandaşlarımızın temel hak ve hürriyetlerinin korunması bakımından daha büyük bir koruma sağlayacaktır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; teklif kapsamında hukuk yargılamasında yer alan bazı müesseseler revize edilmektedir. Bu çerçevede özellikle uzun yargılamaları önleyecek ve uygulamada sorun olarak görülen hükümler yeniden düzenlenmektedir. Özellikle belirsiz alacak davalarından alacağın tamamı dava edilmekte ancak davanın açıldığı tarihte alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi davacıdan beklenememekte veya bu belirlemeyi yapmak davacı açısından imkânsız bulunmaktadır. Uygulamada sorun yaşanan ve doktrinde de tartışılan bu konu, alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anın tespitine yöneliktir. Teklifimizde, alacağın miktar ve değerinin tam ve kesin olarak belirlenmesi mümkün hâle geldiği anın tespitiyle ilgili düzenleme yapılmaktadır.
Delil avansının dava açılırken mahkeme veznesine peşin olarak yatırılması uygulamasının dava açan kişilere ağır bir mali yük getirmesi ve hak arama hürriyetinin ihlali sonucunu doğurması nedeniyle bu avansın dava açılırken mahkeme veznesine peşin olarak yatırılması zorunluluğu teklifimizle kaldırılmaktadır.
Değerli milletvekilleri, bilindiği üzere yargılamanın her aşamasında tebligat zorunluluğunun getirilmesi gereksiz masrafa, yargılamanın uzamasına neden olmaktadır. Bu şikâyetlerin azaltılması amacıyla 186'ncı maddede değişiklik yapılmaktadır. Yapılan değişiklikle, sözlü yargılama için taraflara davetiye tebliğ edilmesi zorunluluğu kaldırılmaktadır.
Yargıtay tarafından bozulan veya bölge adliye mahkemesi tarafından kaldırılan hükme ilişkin olarak ilk derece mahkemesince tahkikata ilişkin bir işlem yapılması durumunda, aynı davada daha önce ıslah yoluna başvurulmamış olması ve bozma kararına uymakla ortaya çıkan hukuki durum korunmak şartıyla tahkikat sona erinceye kadar da ıslah imkânı getirilmektedir.
Değerli milletvekilleri, istinafın kapsamı genişletilmektedir. Buna göre aleyhine ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararı verilen taraf, bu karar yüzüne karşı verilmişse doğrudan istinaf kanun yoluna başvurabilecek, yokluğunda verilmişse öncelikle kararı veren mahkemeye itiraz edecek ve itirazın reddi durumunda istinaf kanun yoluna başvurabilecektir.
3402 sayılı Kanun'a eklenen maddeyle kadastro mahkemesinin veya otuz günlük askı süresinden sonra kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan davalarda genel mahkemelerin verdiği kararlar ile orman kadastrosuna ilişkin davalarda bu mahkemelerce verilen kararlara karşı miktar ve değere bakılmaksızın istinaf veya temyiz kanun yoluna başvuru yapılmasına imkân sağlanmaktadır.
Değerli milletvekillerimiz, tüketici hakem heyetlerinin görevi kapsamında olmayan ve doğrudan tüketici mahkemelerinde açılması gereken davalarda, dava şartı ara buluculuk usulünün uygulanması kabul edilmektedir. Bilindiği üzere, zorunlu ara buluculuk uygulaması 2018 yılında iş uyuşmazlıklarında, 2019 yılında ticaret uyuşmazlıklarında başlamıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı.)
BAŞKAN - Toparlayın sözlerinizi.
ABDULLAH GÜLER (Devamla) - Hâlen de bu ara buluculuk sistemi başarıyla uygulanmaktadır.
Saygıdeğer milletvekilleri, yapılan düzenlemeler ilk derece yargılamasında 3,7 milyon ve kanun yolu incelemesinde 550 bin olmak üzere toplam 4,2 milyondan fazla dosyanın daha hızlı ve daha ucuz bir şekilde sonuçlanmasına katkı sağlayacaktır. Dolayısıyla bu düzenlemeler, 4 milyonu aşkın hukuk davasına taraf olan, avukatlık ve hâkimlik yapan, bilirkişilik görevini icra eden, hakemlik yapan pek çok kişiyi, hukuk sürecini doğrudan etkileyecektir. Teklifimizle yargılamayı uzatan sorunların giderilmesi, yargıya güvenin artırılması, ticari hayatın ve yatırımların olumlu yönde etkilenmesi hedeflenmektedir.
Teklifin hukuk sistemimiz ve yargı camiamız için hayırlı olmasını diliyor, aziz milletimizi ve yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)