GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:105
Tarih:30.06.2020

ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Torba kanun teklifinin 25'inci maddesi üzerine söz aldım. 25'inci maddeyle 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 290'ıncı maddesine bir cümle ekliyoruz ve bu eklediğimiz cümleyle de hâkime keşif tutanağına keşif sırasındaki gözlemlerini yazmasını istiyoruz.

Değerli arkadaşlar, bu madde aslında bizce uygun bir madde değil. Gerekçesi şu: Zira hâkimler dosya üzerinde herhangi bir not almayı bırakın, şifahen herhangi bir beyanda dahi bulunmaya çekinirlerken hâkimleri keşif tutanağında böyle bir maddeyi dercetmeye ya da gözlemlerini yazmaya zorlarsanız hâkimler ciddi sıkıntı yaşar. Bu sebeple de aslında bu maddeyi ne amaçla buraya koyduğunuzu biz anlayabilmiş değiliz ama amacın da maalesef imza sahibi milletvekili arkadaşlara ait bir amaç olmadığı kanaatindeyim, biraz sonra açıklayacağım.

Şimdi, bu torba yasa teklifine baktığımızda birkaç süre değişikliği dışında reform olarak değerlendirilebilecek herhangi bir husus tarafımızdan gözlenmemiştir. Şimdi, ismi "yargı reformu strateji belgesi kapsamında hazırlanan ikinci paket" ama paketi açtığımızda maalesef reform niteliğinde herhangi bir şey yok. Hatta yönetmelikle değiştirilme ihtimali olan şeyleri bile yazmışsınız buraya ve maalesef burada reform olarak savunmak zorunda kalıyorsunuz.

Kanaatimizce de teklifi imza sahipleri zaten hazırlamadı. Nereden geldi? Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu ile Adalet Bakanlığından birkaç kamu görevlisi arkadaşımız bir araya geldi ve bu metni hazırladılar. Sonra da bu metni Sayın AK PARTİ Grup Başkan Vekiline ve bir kısım milletvekili arkadaşımıza imzalattıktan sonra onların aracılığıyla da Meclis Başkanlığına sundular. Aslında, kendilerinin hazırladığı bir yargı paketinin de olmadığı ve başka taraftan hazırlandığı kanaatindeyiz. Şimdi niye söylüyoruz bunu? "Ne fark eder?" diyorsunuz. Anayasa referandumundan önce sizler şunu savunuyordunuz, milletten şöyle oy istediniz, dediniz ki: "Kanunu milletvekilleri yapacak ve güçlü Meclis olacak." Şimdi, geldiğimiz noktada ne kanun yapabiliyoruz ne Meclisin eski itibarı kaldı. Ama, mevcut hâlden AK PARTİ milletvekillerinin kendileri de rahatsızken maalesef inanmadan bu sistemi savunmak zorunda kalıyorlar, ben böyle düşünüyorum.

Şimdi, aslında tam da bu durumla ilgili -hukukçu milletvekili arkadaşlarım bilir- bir hikaye var, bunu sizinle paylaşmak istiyorum. Bir kasaba merkezinde çok işlek bir caddede caminin tam karşısına bir meyhane açılmış. Tabii, imam bu duruma sinirlenmiş ve meyhanenin kapatılması için girişimlerde bulunmuş ama bu girişimlerden sonra bir taraftan da her gün ama her gün Allah'a dua ediyormuş, diyormuş ki: "Allah'ım ne olur bir yıldırım düşür, şu meyhane yerle bir olsun." Bu duayı cemaatle birlikte de yapmış. Aslında kasabada imamın bu duasını duymayan kimse kalmamış. İmam her gün ısrarla ısrarla "Allah'ım ne olur bir yıldırım düşür, şu meyhaneyi yerle bir et." diyormuş. Gün gelmiş, aradan birkaç gün geçmiş, bir gece yarısı yağmur, fırtına, boran, şimşek, gök gürültüsü derken meyhanenin tepesine bir yıldırım düşmüş, meyhane yerle bir olmuş. Ertesi sabah meyhaneci hemen koşmuş mahkemeye müracaat etmiş. Demiş ki: "Benim meyhanem imamın dualarıyla yerle bir oldu, imam benim zararımı tazmin etsin." Mahkeme kurulmuş, deliller toplanmış, tanıklar dinlenmiş, karar günü geldiğinde de taraflar bir araya gelmiş. Hâkim şöyle bir dilekçeye bakmış, bir taraftan da taraflara bakmış. Bir tarafta bir meyhaneci ve meyhanesinin duayla yıldırım sonucu düştüğünü savunuyor. Bir tarafta da imam, ya duayla yıldırım düşer mi diye savunuyor. Şimdi AK PARTİ'li milletvekillerimin işi gerçekten zor. Burada davacının ve davalının da işi zor, hâkimin de işi zor ama AK PARTİ'li milletvekili arkadaşlarımın da gerçekten işi zor. Neden? Hani, dediniz ya: "Güçlü Meclis, yasaları biz yapacağız." Bugün getirdiğiniz Avukatlık Kanunu'ndaki değişiklere dair de inanmıyorsunuz ama savunmak zorunda kalıyorsunuz. Ben sizler için şunu isterim: Allah kimseyi ama hiç kimseyi inanmadığı bir şeyi savunmak zorunda bırakmasın.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)