GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:105
Tarih:30.06.2020

OYA ERSOY (İstanbul) - Sayın Başkan...

RECEP ÖZEL (Isparta) - Herhâlde o cübbeyi çıkaracak Başkanım... Başkanım, İç Tüzük'e aykırı bu, müdahale etmeniz lazım.

OYA ERSOY (Devamla) - Yıllardır hukuksuzluk düzeninin tam karşısında mücadele eden savunmaya ve savunmanın onuruna sahip çıkan, halkın haklarını ve insan haklarını ve hukuku savunan tüm meslektaşlarımı buradan saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.

RECEP ÖZEL (Isparta) - Sayın Başkanım, böyle olur mu?

OYA ERSOY (Devamla) - Korkmayın bu kadar bu cübbeden.

RECEP ÖZEL (Isparta) - Korkmuyoruz ya, niye korkalım?

OYA ERSOY (Devamla) - Korkmayın bu kadar bu cübbeden.

SALİH CORA (Trabzon) - O cübbeyi PKK'nın önünde ilikliyorsun, burada açıyorsun.

OYA ERSOY (Devamla) - Düzgün konuş benimle, düzgün konuş.

BAŞKAN - Sayın Ersoy, lütfen, lütfen...

OYA ERSOY (Devamla) - Tamam, düzgün konuşacaksın.

RECEP ÖZEL (Isparta) - Ne demek ya?

OYA ERSOY (Devamla) - Şimdi, günlerdir baro başkanları başta olmak üzere bütün meslektaşlarım sokaklarda bir şey anlatmaya çalışıyor, bir şeyi engellemeye çalışıyor. Ve bugün itibarıyla sarayın yasa teklifi Meclise sunuldu ve bugün Çağlayan Adliyesinde, İzmir'de, Adana'da meslektaşlarımız şu tabloda, buyurun bakın, sizin ele geçirdiğiniz o yandaş medya bunları vermiyor. 78 tane baro başkanımız bakın, ısrarla söylüyorum, 78 baro başkanı, bir gazeteye ilan vermeye kalktı ve bu ilanda diyorlar ki: "Baroların bölünmesi, parçalanması bağımsız savunma yerine siyasete ya da başka ortaklaşmalara dayalı, sesi kısık, cübbesi düğmeli topluluklar yaratacaktır." Ve bu ülkede yaşayan bütün vatandaşlara sesleniyor, hukuk devletine ve insan onuruna inanan bütün vatandaşlarımızı tarihsel sorumluluğa çağırıyor. Evet, siz bu ilanı görmediniz çünkü sizin ele geçirdiğiniz medya -Hürriyet gazetesi mesela- bu ilanı yayınlamadı. Tam da bu hâle getirmek istiyorsunuz işte hukuku ve barolarımızı. Çok somut bir örnektir bu.

Barolarımızın çağrısı bizim, hepimizin çağrısıdır ve ben buradan her ne kadar sıralar boş olsa da bütün hukukçu vekillerimize seslenmek istiyorum: Bırakın siyasi kaygılarınızı ve bir hukukçu olarak gelin birlikte toplanalım, baro başkanlarımızı davet edelim, meslektaşlarımızı davet edelim ve hep birlikte sarayın derdini değil, bu mesleğin, hukukçuların sorunlarını tartışalım ve birlikte çözümü tartışalım. Ve buradan, bu halkın Meclisinden bunun yasaları çıksın, yoksa sarayın yasaları değil, onun derdi değil; halkın sorunlarına avukatların, meslektaşlarımın sorunlarına çare bulalım burada.

Bakın, demokrasiden bahsediliyor sabahtan beri burada, sunarken de zaten bu baro yasa teklifinin baroların yapısını demokratikleştirilmesinden bahsediliyor. Şimdi, demokrasi demek eşit temsil demektir, demokrasi demek katılım demektir. Baro başkanlarından kaçırdınız bu teklifi. Bırakın, Barolar Birliği Yönetim Kurulu üyeleri bile Feyzioğlu'nun attığı "tweet"ten öğreniyor bu teklifin geleceğini. Geçtim bunları da, meslektaşlarımızın zaten haberi yok, bizlerin zaten haberi yok, sizin bizzat Cumhurbaşkanlığı Kabinenizin haberi yok, Adalet Bakanının haberi yok. Bu mudur katılımcılık, bu mudur demokrasi? Biz demokrasi deyince eşit temsili, baro yönetim kurullarında kadınlara yüzde 50 kotayı savunuyoruz. Biz eşit temsilden bunu anlıyoruz. Bu meslektaşlarımın yarısı, bu halkın yarısı biz kadınlarız ve eşit temsilse evet eşit temsil, biz bunu savunuyoruz.

Şimdi sizin derdiniz ne? Yargı ele geçirildi değil mi? Adli yıl açılışları sarayda yapılıyor, hazır olda yapılıyor. Hâkimler cübbelerini iliklemek için birbirleriyle yarışıyor, bir de çay toplayanlar var. Savcılar bir talimatla davalar açıyor, yakalama kararları çıkarıyor. Peki, ya savunma? Yok. O hâlâ direnmekte, savunma hâlâ direniyor. İstanbul Barosunu seçimlerde yıllardır ele geçirmeye çalıştınız. Ben, İstanbul Barosuna bağlı bir avukatım her şeyden önce. Aldığınız oylar, şu ana kadar bırakın 2 bini, 3 bini geçmedi ve geçtiğimiz seçimlerde ilk iki adayın 2'ncisinin aldığı oy oranının bile altında oy aldınız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyursunlar Sayın Ersoy.

OYA ERSOY (Devamla) - Sizin şu anki Genel Başkanınızın İstanbul'a ilk belediye başkanı olduğu seçimde aldığı yüzde 25'in bile üstünde oy aldı İstanbul Barosunda çıkan bizim 2'nci listemiz.

Yani siz o zaman ele geçiremediniz, bir de ajan sokarak yapmaya çalıştınız, devşirmeye kalktınız, onlar da avukat camiasında tutmadı, şimdi sarayda kadro verdiniz, para veriyorsunuz, maaşa bağladınız. Artık hiçbir itibarları kalmadı. Evet, bütün bunları yaptınız, ele geçiremediniz baroları, dimdik ayakta savunma, direniyor, o zaman diyorsunuz ki "Örgütsüzleştirelim, bölelim, parçalayalım." Ama biz de diyoruz ki "Eğer avukatlar susarsa, eğer hukukçular susarsa bu halk susar." Sizin de derdiniz bu zaten, halkı susturmak için savunmayı ele geçirmeye çalışıyorsunuz, ele geçiremediniz, bölüp parçalamaya çalışıyorsunuz ama şuna inanın, bu savunma direnmeye devam eder, savunmayı durduramazsınız. Bu halk da size biat etmeyecek; etmedi, etmeyecek. (HDP sıralarından alkışlar)