GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:106
Tarih:01.07.2020

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, bugün yargıyı konuşuyoruz. Maalesef, bugün yargı sistemimiz sorunlar yumağı hâline gelmiştir ve bugün yargıda çok büyük yapısal ve zihinsel sorunlar vardır. Aslında, yargıda AK PARTİ öncesinde de büyük sorunlar olmuştur. Yani özellikle darbe dönemlerinde yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını yitirdiği ve büyük adaletsizliklerin yaşandığı dönemler olmuştur ancak bugüne kadar, hiçbir zaman için yargıda bu kadar çok siyasallaşma yaşanmamıştır, yargının tarafsızlığını ve bağımsızlığını yitirdiği başka bir dönem bu kadar yaşanmamıştır ve vatandaşlarımızın yargıya bu kadar az güvendiği bir dönem hiç yaşanmamıştır. Tarihten bugüne kadar iktidarlar, her zaman için yargıyı kontrol etmek, yargı kendi emirlerinde olsun isterler. Siz de AK PARTİ Grubu olarak yargıyı kontrol etmek ve yargının kendi emrinizde olmasını istiyorsunuz yani yargıyı vesayet altına almak istiyorsunuz. İşte, bu sebeple de yargının DNA'sıyla oynadınız ve yargının sistematiğini bozdunuz.

Değerli milletvekilleri, bugün itibarıyla, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı, ülkemizde maalesef yoktur, yargıçlarımız ve savcılarımız bağımsız ve tarafsız karar verememektedirler. Bu sebeplerle de yargıya olan güven, ülkemizde en dip noktalara kadar gerilemiştir. Vatandaşlarımız sizin yargınıza güvenmemektedir. Bakın, yargıya güven 2014 yılında yüzde 31 iken 2018 yılında yüzde 38 oldu. "Tabii ki bu oranlar, yüzde 20'nin çok üzerinde olmakla beraber yeterli oranlar değildir." diyen kimdir? Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay söylüyor bunu yani Cumhurbaşkanının Vekili söylüyor. Aslında bu bir itiraftır, yargının içler acısı hâle gelen durumunun en üst düzeyde itiraf edilmesidir. Bir itiraf daha var: "Yargıya olan güven yüzde 70 idi, şimdi yüzde 30'lara geriledi." diyen kimdir? Kim yaptı bu itirafı? Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit. ORC, kamuoyu araştırma şirketi, 2019 yılı Kasım ayında bir araştırma yapıyor. 4.156 kişiyle yapılan araştırmada, ankete katılanların yüzde 68'i ne diyor biliyor musunuz; "Yargıya güvenmiyorum." diyor; yüzde 20'si "Kısmen güveniyorum." diyor; "Yargıya güveniyorum." diyenler ise yüzde 11,7 arkadaşlar yani yüzde 11,7! Bu, daha kasım ayında yapılan bir araştırma, aradan yedi sekiz ay geçmiş. Bu rakamlar, maalesef, yargının ne kadar güvenilmeyen bir kurum hâline getirildiğini ortaya koymaktadır. Neden böyle? Çünkü siyasallaşmış bir yargı var, çünkü siyasallaşmış yargının sonucudur bu güvenilmeyen yargı.

Değerli milletvekilleri, AK PARTİ Grubu olarak son aylarda bir gerginlik politikası izliyorsunuz, toplumun sinir uçlarıyla oynuyorsunuz. Anlaşılıyor ki yerel seçimlerin yenilgisini ve travmasını hâlâ üzerinizden atamamış durumdasınız. Ekonomi kötüye gidiyor, ülkeyi yönetemiyorsunuz ve gündemi değiştirmeniz gerekiyor; tüm bunları unutturmak için Türkiye'nin gündemini değiştirmeniz gerekiyor ve gerginlik politikası uyguluyorsunuz bunun için çünkü gerginlikten besleniyorsunuz. Hâkimler ve Savcılar Kuruluyla vesayet altına alınan hâkim, savcılardan sonra sırada avukatlar var. Şimdi de avukatları vesayet altına almaya çalışıyorsunuz. Barolarla ilgili dün sunduğunuz teklifle, FETÖ'yle beraber yürüdüğünüz dönemde FETÖ'nün çıkmasını istediği çoklu baro önerinizi güncellediniz. Bir FETÖ projesi olan çoklu baro sistemini kanunlaştırmak istiyorsunuz. Aslında, çoklu baro değil yapmak istediğiniz. Nedir? Paralel baro. Paralel baro teklifiyle, baroları bölüp parçalamak istiyorsunuz, avukatları kutuplaştırmak, kamplaştırmak istiyorsunuz, bağımsız baroları vesayet altına almak istiyorsunuz ve baroları susturmak istiyorsunuz. Baroları bölüp parçalamak, paralel baro FETÖ'nün hedeflerindendi. İşte, şimdi, FETÖ'nün yarım bıraktığı bu hedefi siz tamamlamak istiyorsunuz. İşte, burada, bu teklifle AK PARTİ Grubunda FETÖ'nün ruhu dolaşıyor. Avukatları bölmenin, parçalamanın, paralel baronun kime yararı olacak? FETÖ'nün hedeflerini uygulamak size ne kazandıracak?

Değerli milletvekilleri, avukatlık bir kamusal meslektir, yargının 3 ayağından biridir. Bağımsız baro, bağımsız yargının olmazsa olmazıdır. 80 baronun 80'i de çoklu baroya karşı çıkıyor yani paralel baroyu istemiyor. Baro başkanları geldiler, Mecliste sizin Grup Başkan Vekillerinizle görüştüler.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Burası millî iradenin tecelligâhı, burada millet adına parlamenterler, siyasi parti grupları kanun tekliflerini getirirler.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Devamla) - "Çoklu baro istemiyoruz, bu teklifi getirmeyin." dediler ama siz ne yaptınız? "Biz bunu illa getireceğiz." dediniz.

Değerli milletvekilleri, baro başkanları, baroların tarihinde ilk defa kendi bulundukları illerden yürüyüş yaptılar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Yaptığımız yasal düzenleme, avukatlık ve hukuk alanında en büyük reformlardandır.

BAŞKAN - Tamamlayalım efendim.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Devamla) - Üç gün yürüdüler baro başkanları, değerli arkadaşlarım. Zonguldak Barosu Başkanımız Özel Eroğlu da 73 yaşına rağmen üç gün yürüdü. Peki, siz ne yaptınız? Ankara'nın girişinde baro başkanlarına barikat kurdunuz, baro başkanlarının Ankara'ya girmesini engellediniz. Güvenlik güçleriyse baro başkanlarını tartakladılar. Baro başkanları barikatın kurulduğu yerde, yağmur çamur demeden yirmi yedi saat beklediler.

Avukatlara yeşil pasaport verdiniz, tebrik ediyoruz, güzel bir olaydı; evet, avukatlar için önemli bir olaydı. Avukatlar şimdi yeşil pasaportla istedikleri ülkeye gidebiliyorlar vize almadan ama Türkiye'nin başkentine giremediler değerli arkadaşlar. İşte, bu durum trajikomik bir durumdur. Ne oldu? Yine, tüm dünyaya rezil olduk. Siz, ısrarla paralel barolar kurulsun istiyorsunuz, avukatlara da bunu dayatıyorsunuz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım, buyurun efendim.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Devamla) - Tamamlıyorum Sayın Başkanım.

Anayasa'nın 135'inci maddesine göre kurulan 20'nin üzerinde kamu niteliğinde meslek kuruluşu vardır, Barolar Birliği de bunlardan biridir değerli arkadaşlar. Şoförler odasını veya Odalar ve Borsalar Birliğini veya Noterler Birliğini bölmüyorsunuz, parçalamıyorsunuz da niye baroları bölüyorsunuz? Hani, bunu derken de bu meslek gruplarını da bölün demiyorum, onu da yanlış anlamayın ama niye Barolar Birliğine özel bir kanun çıkarmak istiyorsunuz? Bu kurumların hepsi size göre düzgün işliyor da barolar mı yanlış işliyor? Buradan da MHP Grubuna söylüyorum, hani "Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet" diyordunuz; ne oldu? Vali tek, kaymakam tek, belediye başkanı tek, ticaret ve sanayi odaları tek, noterler tek, her kurum tek, saraydaki tek adam dahi tek; barolar niye tek değil değerli arkadaşlar, barolar niye çoklu, barolar niye paralel? Baroları bölmek bölücülüktür, vatana ihanettir ve hiç kimseye de yararı yoktur, bu memlekete de yararı yoktur.

Bu teklifi derhâl geri çekmenizi rica ediyorum.

Saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)