| Konu: | Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 106 |
| Tarih: | 01.07.2020 |
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli vekiller, evet, bu görüştüğümüz Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'nde tam 66 madde var. Geçen haftadan beri bu kanun teklifini konuşuyoruz. İçinde 2-3 tane görüşülmesi gereken konu dışında "reform" adı altında görüşülebilecek hiçbir şey yok. Bunu konuşuyoruz üç haftadır. Üstelik dün de Meclise gelen, Avukatlık Kanunu'nda değişiklikler içeren kanun teklifi bu kanun teklifinin önüne geçmiştir ve dünden beri de bu baroların seçim sisteminde yapılan değişiklikleri konuşuyoruz. Şimdi, hangi ortamda yapıyoruz bu konuşmaları? Şöyle bir bakalım: Covid-19 gibi bir tehlikeyle karşı karşıyayız ve Mecliste vakalar artmış durumda. Milletvekilleri bile pozitif çıkmaya başladı; hepsine buradan, tabii, geçmiş olsun diyorum, sağlıklar diliyorum. Personel aynı şekilde ve burada tedirgin bir ortamda görüşmeler yapıyoruz. Ama yaptığımız bu görüşmelerin, konuşmaların, tartıştığımız konuların, getirdiğimiz kanunların halkın, vatandaşın sorununa dokunan hiçbir yönü yok.
Şimdi, değerli vekiller, çıkın sokağa ve insanlara bir sorun "Meclis çalışsın mı, çalışmasın mı?" diye. "Çalışsın." derler. "Biz nasıl çalışıyoruz, siz de çalışın." diyecekler tabii ki, elbette. Sonra onlara bir sorun, "Ama biz, işte, baroların seçimiyle ilgili kanunda değişiklikler yapıyoruz, işte, Ceza Muhakemeleri Kanunu'nu görüşüyoruz, uygun mudur?" diye sorun, "Ben ne anlarım baroların seçimiyle ilgili kanundan? Bana ne muhakemelerden, bana ne bunlardan?" diye başlar size söylemeye. Ondan sonra da şunları söyler: "Ben kiramı ödeyemiyorum, ben evime ekmek götüremiyorum, ben borcumu ödeyemiyorum, esnaf olarak kepengimi açamıyorum." der. Gidin, sanayiciye sorun "Ben üretemiyorum." der. Daha yeni, 400 tane ürüne gümrük vergisi getirildi ve bunların içerisinde sanayicinin üretimde kullandığı teçhizatlar, ham madde ürünleri var. Sanayici nasıl üretecek? Üretemeyince işinden personel çıkaracak, işsizlik artacak. Ondan sonra sorun işçiye "Benim kıdem tazminatıma dokunma!" diyecektir. Şimdi, böyle bir durumda, ülkeyi yönetemediğinizi ve çözümleri üretemediğinizi ve bunları gölgelemek istediğinizi görüyoruz.
(Uğultular)
SALİHA SERA KADIGİL SÜTLÜ (İstanbul) - Duyamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın Emecan, bir saniye efendim.
Lütfen... Genel Kurulda uğultu var, hatibi dinleyelim efendim.
Buyurunuz Sayın Emecan.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (Devamla) - Teşekkür ederim.
Sizin tek amacınız iktidarı korumak olmuş ve gittikçe de otoriterleşen bir hâl almaya başladınız.
Şimdi, değerli vekiller, hukuk devleti olmak çağdaş bir demokrasinin en önemli göstergesidir. Bir ülkede demokrasiyi, yargı bağımsızlığını, hak ve özgürlükleri gerilettiğiniz zaman ekonomi de geriler, ekonomide de başarısız olursunuz. "Türkiye çağdaş demokrasinin neresinde acaba?" diye soracak olursak, tarihi incelediğimiz zaman, her otoriter siyasal iktidarın hukuku tanımayıp yargıyı kendi emrine almaya ve adaleti yok etmeye çalıştığını görürüz. Bu da yetmez sadece; kültür, sanat, edebiyat alanlarında da hep kendi istedikleri olsun isterler.
Eğitime geldiğimizde, eğitimi egemenlik altına alarak gelecek kuşakların devlete değil sadece kendilerine bağlı olarak yetişmesini isterler. Kendileri gibi düşünmeyen STK'leri de yok etmek isterler. Bilmiyorum bu söylediklerim sizlere tanıdık geliyor mu? İşte siz, çağdaş demokrasiden otoriter bir rejime doğru freni patlamış bir kamyon gibi ilerliyorsunuz değerli arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar) Sanıyorsunuz ki iktidarınız sonsuza kadar sürecek ve hukuk size hiç lazım olmayacak. O kadar çok örnek var ki zamanım azaldığı için hepsini sayamayacağım tabii ki burada ama en son kamuoyunda çok tartışılan, bu Barolar Birliği seçim sistemindeki değişiklikleri içeren teklifi dün Meclise getirdiniz. Barolar kamu tüzel kişiliğidir. Ancak sizin gibi düşünmüyorlar diye, baroların delege sistemini değiştirip çoklu baro oluşturarak, yargının üç ayağından biri olan savunma ayağını bölerek yeni bir ucube sistem yaratıyorsunuz. İlk ucube sisteminiz neydi? Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemi, yani tek adam rejimi. Getirdiğiniz ikinci ucube sistem de işte bu çoklu baro sistemidir değerli arkadaşlar. Bu teklifin yanlışlığını ortaya koyabilmek için çırpınan baro başkanlarının da temel hak ve özgürlüklerini ayaklar altına aldınız. Baro başkanlarını Ankara kapılarında yirmi sekiz saat beklettiniz. Aç, susuz, tuvaletsiz zulmettiniz onlara, zulmettiniz!
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Emecan.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (Devamla) - Sayın Başkan, müsaadenizi isteyeceğim.
Şimdi, tüm bunlar neden yaşanıyor diye baktığımızda... Çünkü siz halkın ihtiyaçlarını artık çözemiyorsunuz, onlara bir ilaç olamıyorsunuz ve kendi iktidarınızı da korumanız gerekiyor, kollamanız gerekiyor. Uluslararası alanda da "otokrasiyle yönetilen bir ülke" değerlendirmesi yapılan bir noktaya gelmiş durumda ülkemiz. Yakın zamanda yayınlanan Hukukun Üstünlüğü Endeksi'nde iktidar gücünün hukuka bağlılığı sıralamasında 128 ülke arasında 124'üncü sıradayız değerli vekiller.
Şimdi, içinde yargının bağımsızlık ve tarafsızlığını sağlayan, temel insan haklarını koruyan ve güçlendiren, hukukun önünde eşitliği sağlayan, hak arama yollarını açan, adaleti sağlayan, hukukun evrensel ilkelerine saygı duyan, hayata geçiren maddeler olan bir paket getirin, biz de destek verelim. Tabii, getirdiğiniz Avukatlık Kanunu Teklifi'ni de bir an önce geri çekin diyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)