GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Srebrenitsa katliamının 25'inci yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:3
Birleşim:110
Tarih:09.07.2020

EMİNE SARE AYDIN (İstanbul) - Başkanım, sayın milletvekilleri; günlerden 11 Temmuz 1992, Bosna Savaşı'nın en acı olaylarından Srebrenitsa katliamının yıl dönümü.

11 Temmuz, binlerce sivil Boşnak'ın Avrupa'nın gözü önünde, Avrupa'nın ortasında, Avrupalıların koruma taahhüdü altında katledildiği gün. Srebrenitsa, Avrupa'nın İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra gördüğü en büyük katliam olarak tarihe kara bir leke olarak geçti.

Yugoslavya iç savaşı sırasında gerçekleşen sayısız katliamdan biri olmasının yanında Srebrenitsa'nın önemi, katliamın gerçekleşmesi anında Birleşmiş Milletlerin, bölgeyi Boşnaklar için güvenli bölge olarak ilan etmesi ve barış gücü kuvvetlerini bölgeye yerleştirmesidir. BM Barış Gücüne bağlı 400 Hollanda askerî, kasabanın hemen dışındaki Potocari Askerî Üssüne yerleşmiş ve sığınmacı Boşnaklara güvenlik teminatı vermiştir.

Sırp ordusunun 1995'te bölgeyi kuşatma altına almasını takiben Hollandalı askerler, ne Srebrenitsa kasabasını ne de doğrudan BM üssüne sığınan sığınmacıları korumuş, bilakis askerî üsteki sığınmacıları öldüreceklerini bile bile Sırp güçlerine teslim etmişlerdir. Aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu çoğu erkek 8.372 Boşnak, 8.372 insan, 8.372 can, kendilerini savunma imkânı olmayan 8.372 sivil, 11 Temmuzda sadece Boşnak ve Müslüman oldukları için öldürüldüler. Yüz yıllar boyunca büyütülen kin ve nefretle yoğrulmuş askerlerin silahlarından çıkan kurşunlarla suçsuz masumlara soykırım uygulandı.

Gözü dönmüş caniler, kurşunlarını asker-sivil, yetişkin-çocuk, kadın-erkek ayrımı gözetmeden masum insanlara doğrulttular. Bölgeyi Müslümanlardan arındırmak için büyük Sırbistan'ı kurma hayalleriyle savaş hukukunda dahi yeri olmayan insanlık suçlarını işlediler.

Bosna iç savaşı, yüz binlerce insanın göç etmesine, zorla yerinden edilmelerine sebep oldu. 10 binlerce insan, Müslüman ve Boşnak oldukları için Batılı ülkeler seyrederken katledildiler. Dün Bosna'da yaşanan katliama karşı gözlerini kapatan Batılı ülkeler, bugün Halep'te, İdlib'de, Filistin'de başka katliamlara karşı gözlerini yummaya devam ediyorlar. Mazlumlar değişiyor fakat iş birlikçileri aynı kalıyor.

Değerli milletvekilleri, 11 Temmuz Srebrenitsa katliamının 25'inci yılında bugünü unutmamamız, unutturmamamız için çok sebep var. İnsan hakları ve özgürlükler konusunda hem ülkemize hem de bütün dünya ülkelerine ders vermeye çalışan Batılı ülkelerin katliamdaki rolleri hâlâ açığa çıkarılmış değil. Bosna kasabı Radovan Karadziç, Zdravko Tolimir, Krajisnik ve Ratko Mladiç, Lahey'deki uluslararası savaş suçları mahkemesince suçlu bulundular. Fakat şehri ve içindeki masumları Sırp güçlerine teslim eden Ratko Mladiç'ten hediye alırken gülümseyen Hollandalı güçlerin komutanı Thom Karremans hâlâ yargılanmış değil. O komutana destek veren Hollandalı komutanlar yargılanmış değil. "Hristiyan Avrupa" hayallerini kurarak Sırplara örtülü destek veren Avrupa ülkeleri ve liderleri yargılanmış değil. Bugün, katledilen 8.372 can için adalet yerini bulmuş değil. Katledilen sivillerin mezarları dahi tam olarak tespit edilebilmiş değil, sadece 6.356 kurbanın kimlikleri tespit edilerek acılı ailelerine teslim edilebilmiş durumda. Babasının mezarı başında annesine "Çocukları küçük kurşunlarla öldürdüler, değil mi anne?" diye soran 4 yaşındaki yavrunun adaleti sağlanabilmiş değil.

Mazlumların aziz hatıralarını belleğimizin en özel köşesinde saklıyoruz. Merhumlara Allah'tan rahmet, acılı ailelerine sabır diliyoruz. Bütün insanlar zulme karşı birlik olmadıkça "ama"sız, "fakat"sız cümleler kurmadıkça; hiçbir koşul ve şart öne sürmeden mazlumların yanında, zalimin karşısında durmadıkça yeni acıların ortaya çıkacağını da biliyoruz. O yüzden, Srebrenitsa'yı unutmamalı, unutturmamalı, 8.732 canı ve bugünkü göçmen kardeşlerimizi aklımızdan çıkarmamalıyız.

Saygılarımla. (AK PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)