GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:110
Tarih:09.07.2020

İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; 222 sıra sayılı Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 7'nci maddesi üzerine İYİ PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Bu vesileyle, Adalet Komisyonunda adalet ve hukuk için, binlerce avukatın görüşlerini savunmak için mücadele eden milletvekili arkadaşlarıma şükranlarımı sunmak istiyorum. Biz, başımız her sıkıştığında avukatlara başvuruyoruz. Onlar, hukukun en temel mesleklerinden birini icra ediyorlar, farkında olmamız lazım. Bugün milletvekili arkadaşlarımızın vicdani sorumluluğu ise, savunmanın savunmasını yapmaktır diye düşünüyorum.

Saygıdeğer milletvekilleri, dün e-posta adresime gelen bir gönderiyle öğrendim ki bu teklife Türkiye Barolar Birliği de muhalefetini vurgulamıştır. Zaten illerimizden gelen baroların başkanlarının da Çankaya kapısında ne hâle düşürüldüklerini hepimiz gördük. Çoklu baroyu, bu aralar aranızın çok iyi olduğu Sayın Feyzioğlu da barolar da avukatlar da hukukçu akademisyenler de istemiyor. Peki, kim istiyor? Türkiye Büyük Millet Meclisinden fazla yasama işlemi yapan, ülkeyi kararnameler ve KHK'lerle yöneten; ortak aklı, istişareyi reddeden Sayın Cumhurbaşkanımız istiyor. O istiyor diye barolar bölünsün, paralel barolar kurulsun. O istiyor diye "Oy moy yok." diyen sosyal medya kapatılsın. O istiyor diye diğer meslek örgütleri bölünsün. O istiyor diye Seçim Kanunu iktidarın lehine düzenlensin. O istiyor diye nerede antidemokratik iş varsa vurgulansın ve uygulansın. Yarın "O istiyor." diye çoklu hukuk tartışılmaya başlanırsa hiç şaşırmayacağım. Yarın Ankara'da, İstanbul'da belediyeleri kaybettiğiniz için, paralel belediyeler kurmak için Belediye Kanunu'nda değişiklik teklifi bu Meclise gelirse kimse o kadar da olmaz demesin.

Saygıdeğer milletvekilleri, benim küçük oğlum şu an stajyer avukattır. O ve aynı dönem mezun olduğu avukat arkadaşlarıyla sürekli hasbihâl ediyorum; onlar da bu düzenlemeye şiddetle karşılar, istemiyorlar. Hatta bu genç avukatlar, daha ruhsatlarını almadan böyle ucube bir düzenlemeyle karşılaşmaktan son derece üzüntülüler. Genç bir avukatın hayallerini yıkmak, hukuka olan inancını zedelemek kimsenin hakkı değildir, olmasa gerek.

Gençlerimize bu ülkeyi bırakırken ne diyeceğiz? Barolar, iktidara muhalif görünüyorlardı, siyasallaşıyorlardı, onun için böldük mü diyeceğiz? Yarın siyaset tarihimizi yazan tarihçiler, maalesef bütün bu süreçleri antidemokratikleşme süreci olarak yazacaklardır.

AK PARTİ 2001'de ilklerin ve ilkelerin partisiydi ve sivilleşmeyi, demokratikleşmeyi savundu. Bugün geldiğimiz noktada ise maalesef "Benim barom, benim odam, benim valim, benim kaymakamım." tartışmalarıyla karşı karşıyız.

Tanzimat'tan bu yana gelen bütün demokratikleşme sürecini tersine çeviriyoruz. Hem ülkemizde hem de uluslararası kamuoyunda iktidarın uygulamaları, Rusya'yla, İran'la, Kuzey Kore'yle, Küba'yla karşılaştırılır hâle gelmiştir. Televizyonlarda iktidar borazanlığı yapan bazı eski tüfek Maocular ise bunlardan cesaret alarak "millî diktatör" gibi ifadeleri çekinmeden kullanabiliyorlar. Buna tepki dahi gösteremiyorsunuz. Türkiye'ye yazık ediyorsunuz, gençlerimize yazık ediyorsunuz, adalete ve hukuka yazık ediyorsunuz.

Kıymetli milletvekillerim, bir Ankara Milletvekili olarak Ankara Barosunun yakın zamanda yaptığı Diyanetle ilgili bazı açıklamalara tepki göstermiştim. Burada, bu teklife karşı olan çoğu milletvekili arkadaşım da baroların tavır ve açıklamalarına zaman zaman itiraz etmektedirler ancak akla karayı birbirine karıştırmamak gerekir. Barolarda siyasallaşma varsa bunun çözümü için hep birlikte değerlendirebiliriz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Oral.

İBRAHİM HALİL ORAL (Devamla) - Teşekkür ederim.

Ancak burada getirilen teklif, bu sorunu ya da temsil sorununu çözmeye yönelik değildir. Bu teklif açıkça siyasallaşmayı kanuni hâle getirmektedir. Sarı sendika kavramı gibi, sarı baro kavramını AK PARTİ literatürümüze sokmaya hazırlanmaktadır. Ben akşam eve gittiğimde, avukat oğlumun yüzüne bakmak için, avukat kardeşlerimin yüzüne bakabilmek için bu teklife sonuna kadar karşı olduğumu ilan etmek istiyorum. Siz de avukatların yüzüne bakabilmek için bu hatadan dönün diyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)