| Konu: | Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 110 |
| Tarih: | 09.07.2020 |
DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; günlerdir çoklu baro kanun teklifiyle ilgili konuşuyoruz. Bu düzenlemenin hukuksuzluğuna sayısız arkadaşımız değindi, buradan aynı şeyleri tekrarlamak istemiyorum.
Bu düzenlemeyle avukatların hâlihazırda çok yoğun olan sorunları katlanacak ve başa çıkılamaz bir hâle girecektir. Şu çok iyi bilinmelidir ki bu ülkenin barolarla ilgili bir düzenleme ihtiyacı yoktur; bu ülkenin daha güçlü bir yargıya, dolayısıyla daha güçlü bir savunmaya ihtiyacı vardır. Bu da avukatlarının problemlerini görmek ve çözmekle olur. Peki, nedir bu sorunlar, biraz bunlara bakalım.
Avukatlar müvekkilleriyle cezaevlerinde görüşürken başlarına gardiyanlar dikiliyor; odalara kameralar, ses kayıt cihazları konuluyor, savunma hakları açıkça ihlal ediliyor. Soruşturmalara konan gizlilik kararı sebebiyle dosyalara erişim hakları kısıtlanıyor hatta müvekkillerinin hazır bulunduğu işlemlere dönük tutanakları bile almaları engelleniyor. Avukatlar buna itiraz etmek istediklerinde ne savcı ne de hâkimler avukatların bu haklı itirazlarını dinlemeyi geçin, görüşme taleplerini bile reddediyorlar. İddianameler yalnızca iddia makamının topladığı delillerden kuruluyor. Avukatların soruşturma aşamasında olan tesiri sıfıra düşürülmüştür. Öyle ki ayda bir tutukluluk incelemesi yapmak zorunda olan hâkimler nasılsa denetleyen, ses çıkaran kimsenin olmaması ve avukatları yok saymanın verdiği rahatlıkla bu incelemeleri bile yapmıyor. Kes, kopyala, yapıştır yöntemiyle gerekçeler yazılıyor. Özellikle 2016 yılından sonra stajını tamamlayarak ruhsat başvurusunda bulunan avukat adaylarına haklarında devam eden kovuşturma ve soruşturma gerekçe gösterilerek ruhsatları verilmemektedir, avukat adayları bu nedenle mesleklerine başlayamamaktadır. Bulundukları illerin baroları aracılığıyla Türkiye Barolar Birliğine başvurup ruhsatlarını alan bazı avukatlar hakkında ise Adalet Bakanlığı tarafından ruhsatlarının iptali yönünde dava açılmıştır. Bakanlığın ruhsat iptali için açtığı davalar TTB'nin takdir yetkisine müdahaledir, binlerce avukat mağdur olmuştur. Bir düzenleme yapılmak isteniyor ise avukatların ruhsatlarını almaları yönünde engel oluşturan ve mağduriyetlerine yol açan Avukatlık Kanunu 5'inci maddesinin üçüncü fıkrası kaldırılmalıdır, bu madde ve uygulama yüzünden masumiyet karinesi ilkesi alenen ihlal edilmektedir.
Diğer bir problem alanı stajyer avukatlardır. Stajyer avukatlar, hukuk eğitiminin hemen akabinde mesleğe başlıyor ancak İstanbul'un dışındaki hiçbir şehirde, yaptığı iş dolayısıyla bir kazanç elde etmiyor. Stajyer avukatlara tıpkı stajyer hâkim ve savcılara verilen maaş gibi bir fon ayrılmalı ve ekonomik mağduriyetleri giderilmelidir.
Hukuk fakültelerinin çokluğu nedeniyle nitelik düşmüş durumdadır. Şu an ülkemizde 133 hukuk fakültesi bulunmakta ve bu fakülteler toplamda 80 bin öğrenci kapasitesine sahiptir. Aralık 2019 verilerine göre ülkemizde 127.691 avukat bulunmaktadır ve bu sayıya her yıl binlerce avukat eklenmektedir. Hukuk fakültelerini çoğaltıp niteliği düşürmek yerine sayıyı ve kontenjanı azaltıp niteliği yükseltmeyi esas almalıyız. Avukatlar, sadece avukatlık mesleği pratikleri sebebiyle gözaltına alınıyor, tutuklanıyor, polis şiddetine maruz kalıyor ve gözaltında işkencelere maruz bırakılıyor. Avukatlar yapılan hukuksuzluklara, adaletsizliğe karşı ölüm orucuna giriyorlar. Ölüm orucuna giren avukatların tutuklanma gerekçeleri yalnızca adil yargılanmak; Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal'ın adil yargılanma talepleri hâlen karşılanmış değil.
Adli yardım hizmetiyle CMK görevlerinde ciddi sıkıntılar mevcut. Aşırı bir hızla artmış olan avukat sayısı nedeniyle, bazı şehirlerde bir avukat bir yıl içinde ancak bir adli yardım dosyası, 15-20 tane de CMK dosyası alıyor. Her iki görevlendirme karşılığında alınan ücret ise oldukça düşük; üstelik, ödemeler, vergiler ve baroya katkı kesintileri yapıldıktan ve uzun aylar sonra yapılıyor. Bu görevlendirmeleri almak için herhangi bir kıdem sınırı yok. Meslekte on beş yılını tamamlamış bir avukat da CMK görevlendirmesi alabiliyor. Üst kıdem sınırı getirilmelidir. Bunlara benzer daha nice sorunlara değinebiliriz. Eğer Avukatlık Kanunu'nda bir değişikliğe gidilecekse öncelikle bu meseleler ele alınmalı ve çözümler üretilmelidir. Ama sizin derdiniz avukatların ve baroların sorunlarına çözüm bulmak değil, aksine, onları hizaya getirmek ve biat ettirmektir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun toparlayın.
DERSİM DAĞ (Devamla) - Eğer bu konuda birazcık samimiyseniz, gelin, baroları bölmeyi bir kenara bırakıp bu anlattığım sorunları hep birlikte çözüme kavuşturalım.
Teşekkürler. (HDP sıralarından alkışlar)