GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:110
Tarih:09.07.2020

CHP GRUBU ADINA ALPAY ANTMEN (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, siyasi bir konuşma hazırlamıştım bu teklifle ilgili olarak, özellikle çoklu baroyla ilgili olarak; bu projenin 2013 yılında FETÖ tarafından getirildiğinden başlayıp siyaseten görüşlerimi açıklayacaktım ama gelinen bu noktada, 1998 yılından beri Mersin Barosunun bütün kademelerinde görev yapan, iki dönem Mersin Barosu Başkanlığı görevini yürüten -bu da benim için hayatımdaki en büyük onurlardan biridir- bir baro başkanı, bir hukukçu, bir milletvekili olarak size gecenin bu saatinde teknik olarak bir şeyler anlatmak istiyorum.

Değerli arkadaşlar, bu kanun teklifi Komisyona ilk geldiğinden itibaren beş gün boyunca yaklaşık elli-elli beş saat konuşuldu, anlatıldı; 1.250 sayfa tutanak tutuldu, 300'e yakın milletvekili konuştu, belki sizi çok üzen konuşmalar da oldu. Siyasetçi olarak değil, lütfen, bir hukukçu olarak dinleyin beni. Bir tek grup dinlenmedi burada, baro başkanları.

Baro başkanları bakın, Ankara'ya geldiler; dayak yediler, enterne edildiler, polis kalkanlarının önünde durdular yirmi altı saat sıcakta ve ardından yağmurda. Bu, bir Anadolu barosunun başkanı, bu bir Anadolu barosunun başkanı! Bölmeyi düşünmediğiniz bir baro başkanı burada, bakın, lütfen bakın. Baro Başkanlığı görevi yapmış bir hukukçu olarak söylüyorum. Burada da Meclisin önündeler. Neden bu arkadaşlarımızın, bu baro başkanlarının görüşlerini almadınız? 80'i "Çoklu baroya hayır." diyor. Baro başkanlığı yapmayan, baronun kapısından içeri girmeyen, baronun ne olduğunu bilmeyen hatipler, burada gelip Anadolu barolarına laf ediyor. Edemezsiniz arkadaşlar! Bir baro başkanı, barosunun listesini yaparken -yönetim kurulu listesini yaparken- siyasetten önce, herkesin orada temsil edilmesini düşünür. Aksini iddia eden varsa Anadolu baro başkanlarına sorsun. Gidin, kendi illerinizin baro başkanlarına sorun.

"Ankara, İstanbul, İzmir Barolarını böleceğiz." Ne yapacaksınız bölünce? Ne işinize yarayacak?

ALİ ŞAHİN (Gaziantep) - Vesayet...

ALPAY ANTMEN (Devamla) - Vesayet altına alacaksınız, Sayın Vekil doğru söylüyor. Ama alamayacaksınız! 130 bin baro üyesi avukatın yaklaşık 120 bini size ayrı ayrı muhalefet edecek. Bundan vazgeçtim, bunlar önemli değil.

Değerli milletvekilleri, ben bir baroya yirmi yıl emek verdim. Baronun kapısından geçmeyen arkadaşlarımız gelip burada ahkâm kesiyorlar. "Bu proje FETÖ projesi." diyoruz, "Çoklu baro projesi." diyoruz, "Bu proje 1933'te Hitler Almanyasında uygulandı ve ondan sonra Almanya'nın hâlini gördünüz." diyoruz, bunlar önemli değil. Siz, burada "Baroları böleceğiz." derken sadece Ankara, İstanbul, İzmir'i böleceksiniz, 77 tane baroyu bölemeyeceksiniz, sayıları yetmeyecek ama 80 baro buna karşı. Neden dinlemiyorsunuz?

3 Baro Başkanı "Dönüşümlü olarak gelelim, Komisyonda açıklama yapalım." dediler, "Hayır." dediniz. Neden gerçekleri, lafın sahibi, sözün gerçek sahibinden dinlemeyi göze almadınız? Dediniz ki: "Bugün avukatlık kimlik kartlarını göstersinler, gelsinler karşıda locada otursunlar, bizi dinlesinler." Arkadaşlar, baro başkanları diyor ki: "Söz söyleyeceğimiz zaman bizi dinlemediniz. Şimdi, hukukun, avukatlığın, baroların cenaze namazının kılındığı yerde gelip izleyici olmayacağız, buna ortak olmayacağız." (CHP sıralarından alkışlar)

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Onlar kimler Sayın Başkan?

ALPAY ANTMEN (Devamla) - Bir mektup gönderdiler sizlere veya gönderecekler. Bunu okumamı istediler ama sizin bu kanun teklifinizi legalleştirmemek için bunu okumayacağım, siz okuyun.

Barolar çığlık çığlığa, baroları böldüğünüz zaman hukukun üstünlüğü ilkesi zedelenecek, insan hakları zedelenecek. Karaman'da, o rezalette -ismini vermeyeceğim burada, refüze olmayın diye- ben oradaydım zamanında; o çocuklara tecavüz eden şerefsizin karşısında barolar olmayacak. Özgecan Aslan cinayetinde Mersin'deydim, binlerce avukat oraya çağrı üzerine geldi, orada mağdurun yanında oldu; onlar gelemeyecek. Utanın, bu utanç size yeter!

Baroculuğu bilmiyorsunuz, baroları bilmiyorsunuz a'dan z'ye, a'sını da bilmiyorsunuz, z'sini de bilmiyorsunuz. (CHP sıralarından alkışlar) Defalarca söyledik, defalarca söyledik.

Kıyafet serbestisi... Eyvallah! Kimse kimsenin kıyafetine karışamaz ama bu kıyafet serbestisi oraya bikiniyle, mayoyla veya şortla gelen avukatı engellemeyecek. Utanın bundan. Çoklu baroyu anlattık, anlattık, anlattık; anlatmaya devam edeceğiz. Biz, Komisyonda: "Arkadaşlar, teknik bazı hatalarınız var. Biz bu kanun teklifinize destek vermeyelim." diyoruz ama içimiz sızlıyor.

Bir Baro Başkanı olarak anlatıyorum, diyorum ki, 17'nci maddeye göre, görevden ayrılan baro başkanı için ayrı seçim yapılması gerekiyor. Çünkü baro başkanları on yıl kıdemli avukatlardan seçilir. İnsanlar baro başkanına güvenerek oy verir, kendisini korusun diye oy verir, kollasın diye oy verir, ayrım yapmasın diye oy verir. Ama yönetim kurulu üyeleri beş yıllık kıdemli avukatlardan olur. Eğer sizin bu teklifiniz geçerse ne olacak? İçinde on yıl kıdemli bir avukat yoksa o baroda başkan nasıl seçilecek? Bunu bile düşünmemişsiniz çünkü bilmiyorsunuz, baroları tanımıyorsunuz, barolardan nefret ediyorsunuz, intikam almak istiyorsunuz; bunun altında kalacaksınız.

Gelin, bu 17'nci maddeyi düzeltin, teklif metninden çıkarın. "Hayır." Neden? Neden? Doğru değil, kanunun ruhuna aykırı. "Hayır."

18'inci madde, delege sistemi, çok konuşuldu. "Ardahan Barosu ile Antalya Barosu eş." dediniz, "Çünkü her baro eşit olsun." dediniz.

Değerli arkadaşlar, hiç Barolar Birliği seçiminde bulunan var mı? Bir sayın eski baro başkanı vekilimizi tenzih ederek söylüyorum. Eğer bir Barolar Birliği başkanı Anadolu'nun hassasiyetlerini gözetmeden liste yapıyorsa o seçilemez.

Özdemir Özok -Allah rahmet eylesin- ona burada laf atıldı. Ben şunu söylüyorum: Özdemir Özok çekilmedi, Anayasa Mahkemesinde görevlendirildi, "Ben CHP üyesiyim, bu görevi kabul edemem, tarafsızlığıma leke sürülür." dedi ve görevi kabul etmedi. Onurludur, karşısında saygıyla eğiliyorum. Bunu bile bilmiyorsunuz, kin ve nefretle hareket ediyorsunuz. (CHP sıralarından alkışlar)

"Delege sisteminden vazgeçtim." Yapın. Metin Feyzioğlu, benim arkadaşım ama onu seçtiremeyeceksiniz. 53 baro başkanı önce imza attı, dörderden de olsa, orada sizin 4 delegenizle bile gelseler seçmeyecekler istediğinizi.

MUSTAFA CANBEY (Balıkesir) - Kim diyor bunları?

ALPAY ANTMEN (Devamla) - Gülün, son gülen iyi gülecek, Komisyonda da güldünüz. Size anlattık, tarihî gelişimini anlattık, tarihî gelişiminden bile bihabersiniz, hiçbir şey bilmiyorsunuz; bildiğinizi de bilmiyorsunuz, bilmediğinizi de bilmiyorsunuz. Devam edin, devam edin.

MUSTAFA CANBEY (Balıkesir) - Rahatsız eden ne?

ALPAY ANTMEN (Devamla) - Adli yardım, adli yardım biliyor musun Sayın Vekil? Bilmiyorsun. CMK sistemi nasıl çalışır biliyor musunuz? Bilmiyorsunuz. Bu sistemle 130 bin avukat arasında -madde 20- öyle bir ayrım yapacaksınız ki altında kalacaksınız. CMK sistemi çökecek, çökecek.

Size bir şey söyleyeyim: 15 Temmuz hain, alçak darbe girişiminden sonra 16 Temmuzda, o alçakların tutuklanması için, ben Mersin'de yasa gereği savunma görevini üstlenmek zorunda olan avukat bulamadım. O CMK sistemi olmasaydı onlar tutuklanmayacaktı ya da "Adil yargılanma hakkımız ihlal edildi." diye bas bas bağıracaklardı. Baroların kıymetini bilin, baroların. O 15 Temmuzdaki alçaklar da 16 Temmuzda "Avukatımı istiyorum." diye ağlıyorlardı. Allah onların belalarını verdi, verecek inşallah. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekilleri, yapmayın, etmeyin. Bakın, illa baroların ayarlarıyla oynamak istiyorsunuz, oynayacaksınız da. Bu kanunu çıkardığınız zaman ne olacak? Ben size söyleyeyim, açık ve net, dürüstçe, siyaset değil: Ankara'da ve İstanbul'da 1 tane kuracaksınız, AHAB. Utanmadan, daha bu kanun çıkmadan marka patente başvuruyor arkadaşlar. Ne güzel. Ticari marka, ticari! Ticaretleştireceksiniz; hukuku ticarileştirin, ara buluculukları özelleştirin, devam edin. Türkiye'de hukuk kalmadığı zaman herkes bunun altında kalacak. Vazgeçin, vazgeçin. Devam edin!

Bakın, biz bunu FETÖ için 2013 yılında söyledik. Demin benim hatip arkadaşım söyledi, 2013'te de aynı uyarıyı yaptık; bu FETÖ projesidir, bunlar darbe yapacak dedik, dinlemediniz. Bunu da dinlemeyin, devam edin, hiç önemli değil ama göreceksiniz hukukun üstünlüğü zarar görecek. İnsan hakları, hayvan hakları, kadın hakları, çocuk hakları... Bakmaya kıyamadığınız o çocuklara tecavüz edenlerin yanında kimse olacak mı? Çocuk hakları merkezleri, kadın hakları merkezleri...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun toparlayın.

MUSTAFA CANBEY (Balıkesir) - Yani, ne alakası var barolar kanun teklifiyle ya?

ALİ ŞAHİN (Gaziantep) - Ne alakası var?

ALPAY ANTMEN (Devamla) - Uzatma Sayın Vekilim, ben bunların hepsini yaşadım.

ALİ ŞAHİN (Gaziantep) - Çok ayıp ettiniz ama... Yani bağlamından çok uzaktayız. Bak, dinliyorum istifade ederim diye. İstifade edelim diye gerçekten dinliyoruz.

ALPAY ANTMEN (Devamla) - Barolar, Türkiye'de hukukun kalesidir, sizler bu kaleleri yıkmak istiyorsunuz. Barolar kadın hakları, çocuk hakları, insan hakları, hayvan hakları konusunda merkezleriyle, komisyonlarıyla bilaücret çalışıyorlar; bunları yok edeceksiniz. (CHP sıralarından alkışlar)

"Çoklu baro projesi, çoklu baro projesi" diyorsunuz, bunun altında kalacaksınız. Göreceğiz, bir tane baro mağdurun yanındayken diğer baro siyasi mülahazalarla o tecavüzcünün yanında olacak, göreceğiz. Daha da açık örnekler vermek istemiyorum, bu örnekler daha da artırılabilir; bunları göreceksiniz, bunları yaşayacaksınız. Bunları yaşadığınız zaman "Biz kandırıldık." diyeceksiniz. Bakın, bu FETÖ projesini 15 Temmuzdan önce sanki bir ironiymiş gibi buraya getirdiniz. 250 şehidin ailesine siz hesap verin.

Size son söz; bugünlerden geriye bir yarına gidenler kalır, bir de yarınlar için direnenler. Biz direneceğiz! [CHP ve HDP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar, AK PARTİ sıralarından alkışlar(!)]