GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AFET RİSKİ ALTINDAKİ ALANLARIN DÖNÜŞTÜRÜLMESİ HAKKINDA KANUN TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:79
Tarih:15.03.2012

ATİLLA KART (Konya) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 8'inci maddeyle ilgili tarafımızdan verilen önerge üzerinde söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, tasarının kilit maddelerinden, amaç maddelerinden birisini görüşüyoruz. Burada açık ihaleyi ortadan kaldıran, pazarlık ve davetiye usulünü getiren bir maddeyi görüşüyoruz.

Görüşülmekte olan bu tasarının ortaya çıkardığı bir gerçek var değerli milletvekilleri: Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarlarıyla birlikte Türkiye'de kamu yönetimi ve denetiminin içinin boşaltıldığı, işlevini kaybettiği bir dönem yaşanmaktadır. Bir kamu yönetimi nasıl çökertilir, nasıl işlemez hâle getirilir, böyle bir süreçte birileri nasıl himaye edilir, birileri insanların hayatları üzerinden nasıl bir sömürü düzeni kurar, bunların örneklerini bünyesinde barındıran bir tasarıyı şu anda görüşüyoruz.

Yolsuzluklar artık kamu eliyle ve örgütlü bir şekilde yapılır hâle gelmiştir. Yolsuzluklar denetlenemez hâle gelmiştir. Öyle ki bakıyorsunuz, ortada suç var, bu sabit ama suçluya ulaşılamıyor, sorumluya ulaşılamıyor. Böyle bir tabloyla, böyle bir Türkiye gerçeğiyle karşı karşıyayız. Bakın, hemen somut örnekler vereyim: Kamu İhale Kurumu? Nedir Kamu İhale Kurumu? İhaleye fesat karıştırma başta olmak üzere kamu kaynaklı olarak yapılan yolsuzlukları denetleme mevkisinde olan en üst idari birim. Bakıyorsunuz, Kamu İhale Kurumuna yönelik olarak, yolsuzluklara bulaştığına dair, aradan sekiz yıl, dokuz yıl geçtikten sonra artık gizlenemez bir tablo ortaya çıkıyor. Bunun devamında neyi görüyorsunuz? Orada kamu görevlilerinin kimlikleri ortaya çıkıyor ama her nedense, her nasılsa iş adamlarının kimlikleri ortaya çıkmıyor. Böyle bir tabloyu, böyle bir kirliliği görüyorsunuz. Kamu İhale Kurumu yolsuzlukların kaynağı hâline geliyor, denetleme mekanizması bizzat o işin içine giriyor.

Bakın, hatırlarsınız, ÖSYM ve KPSS olaylarını yaşadık. Burada da acı bir örneği yaşadık. Öyle ki kopya nedeniyle sınav iptal ediliyor, KPSS sınavı iptal ediliyor, burada 120 net puan alan 350 adayın 148'i ikinci sınava giremiyor, girenlerden de sadece 2'si 120 net puan alıyor. Bunu Kırklareli Milletvekilimiz Turgut Dibek'in soru önergesine Bakanın verdiği cevaptan anlıyoruz. Yani bu bir itiraf değil midir değerli milletvekilleri? Orada kopyanın örgütlü olarak yapıldığını, çocuklarımızın istikballeri üzerinden yolsuzluklar yapıldığını gösteren bir tablo değil midir?

Bakın, daha ötesini söyleyeyim, yeni bir örnek: Konya'da Sosyal Yardımlaşma Vakfı defteri kayıp değerli arkadaşlarım. Kırk gündür kayıp. Hangi defter bu? Fakir fukaraya, garip gurebaya kömür yardımının yapıldığı defter, makarna yardımının yapıldığı defter. Değerli milletvekilleri, Konya Valisinden ses duyamıyorsunuz, Konya Büyükşehir Belediye Başkanından ses duyamıyorsunuz. Ortada ne var biliyor musunuz? İddialara göre, bulgulara göre 13 trilyonluk bir yolsuzluk var değerli arkadaşlarım.

Size bu örnekleri niye veriyorum? Bir sistemden söz ediyorum. Örgütlü olarak kamu eliyle gerçekleştirilen ve denetimi tümüyle ortadan kaldıran örgütlü bir yolsuzluktan söz ediyorum. İdari ve adli denetim mekanizmalarını bütünüyle ortadan kaldıran bir tablo. Ne oluyor bu arada? Yolsuzluklar öyle veya böyle ortaya çıkıyor ama bu arada deliller bizzat o kurum eliyle karartılıyor, doğal olarak suç ve suçluya ulaşılamıyor. Ondan sonra da kalkıyoruz, diyoruz ki Yunus Emrelere atfen, Şeyh Edebalilere atfen: "Efendim, insanı yaşat ki devlet yaşasın." diyoruz. Efendim, Yaradan'dan ötürü insan sevgisinden söz ediyoruz. "İnsan odaklı siyaset yapıyoruz." diyerek hamasetimizi sürdürüyoruz ve toplumu ayrıştırmaya devam ediyoruz.

Değerli milletvekilleri, yolsuzluğun, hukuksuzluğun, adaletsizliğin, talan ve yağmanın kamu eliyle kurumsal ve organize hâle geldiği bir tasarıyla karşı karşıyayız. Şundan emin olmanızı istiyorum: Bunu bütün inancımızla, bütün içtenliğimizle ifade ediyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.

ATİLLA KART (Devamla) - Bir cümle efendim.

Bunu bütün gözlemlerimize dayanarak, gerçekten içimiz acıyarak söylüyoruz, kaygıyla söylüyoruz, sorumluluk duygunuza hitap ederek söylüyoruz, sağduyunuza hitap ederek söylüyoruz: Bu tasarı Türkiye'nin yağmalanması tasarısıdır, Türkiye'nin talan edilmesi tasarısıdır. Bunu lütfen vicdanlarınızda bir kez daha gözden geçirin, bir kez daha değerlendirin değerli milletvekilleri.

Genel Kurulu bu düşüncelerle, bu değerlendirmelerle saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Kart.