GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:111
Tarih:10.07.2020

METİN ERGUN (Muğla) - Görüşülmekte olan teklifin 24'üncü maddesiyle ilgili İYİ PARTİ Grubu olarak verdiğimiz önerge üzerinde söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Bugün Dünya Hukuk Günü; hukuku üstün kılmak için ve adaletin sağlanması adına mücadele eden tüm hukukçularımızın bu anlamlı günlerini kutluyorum.

Muhterem milletvekilleri, AK PARTİ iktidara geldiği ilk günden bu yana gerek sivil toplumun gerekse muhalefetin itirazlarını dikkate almaksızın kanun yapmayı bir siyaset tarzı hâline getirmiş durumdadır. Bu anlayış, yarattığı kutuplaşma sebebiyle siyasal rekabetin ve yasama sürecinin kalitesini düşürmektedir. Görüşmekte olduğumuz teklif de bu anlayışla kurgulanmış olan bir tekliftir zira düzenlemenin muhatabı olan baroların ve avukatların görüş ve önerileri dikkate alınmamıştır. Demokrasi kültürüyle bağdaşmayan bu anlayış yıllar içerisinde anayasal kurumların bağımsız ve tarafsız niteliklerini ortadan kaldırır hâl almıştır. Milletimizin huzuru, refahı ve güvenliği konusunda kilit rol oynayan ve bağımsız olması gereken kurumlar, sınırsız yetkilere sahip ama hukuken sorumsuz olan partili bir cumhurbaşkanına tabi kılınmış ve âdeta bir kurumsuzlaşma dönemi yaşanmaya başlanmıştır.

Bir ülkede yasama, yürütme ve yargı iç içe geçmiş ve siyasetin kontrolüne girmişse o ülkede demokratik sistemden ve anayasal düzenden söz etmek pek mümkün değildir. Türkiye bu anlamda, maalesef, Anayasa'nın ve anayasal kurumların işlevsiz kaldığı bir aşamaya girmiştir. Başta adalet sisteminde, ekonomide ve dış politikada yaşadığımız birçok kriz ve tıkanma iktidarın kurumları kontrol etme arzusunun doğal bir sonucudur. İktidar özellikle 2018'de partili Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçildikten sonra hızlanan bu sürecin Türkiye'nin adaletine, huzuruna, güvenliğine ve refahına kasteden olumsuz sonuçlarını hâlâ dikkate almamaktadır. Bu süreçle Türkiye giderek yönetilemez hâle gelmiş ve çözüm bekleyen sorunlar yığılmıştır. Netice itibarıyla, getirilen bu sistem ülkeyi kurumsuzluk ve hukuksuzluk girdabına sokmuş durumdadır. Bu durum düzelmezse bu sistem Türkiye'ye gelecekte büyük bedeller ödetecek durumdadır.

Görüşülmekte olan teklif de son derece yanlış ve ülkemiz açısından oldukça tehlikeli olan bu tutumun son örneğidir. Zira yargının savunma ayağı ve kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşları olan barolara yönelik bu düzenleme de şimdiye kadar diğer kurumları bir kişiye ve bir partiye tabi kılan politikanın bir uzantısıdır.

Sayın milletvekilleri, bu teklif bu hâliyle yasalaştığı takdirde baroların siyasi ideolojilere, etnisite ve dinsel kamplaşmalara göre bölünmesini teşvik edecek mahiyettedir. Devlet mekanizması içerisindeki bu kamplaşmaların benzerlerini 1980 öncesi acı şekilde tecrübe etmiştik. Ne yazık ki geçmişin acı tecrübelerini unuturcasına bugün de benzer bir yanlışın bu teklifle hayata geçirilmek istendiğini görüyoruz.

Düzenlemenin bir diğer tehlikeli yanı ise adalet sisteminin zaten bozulmuş olan adalet üretme mekanizmasını son derece olumsuz etkileyecek özelliklere sahip olmasıdır. 16 Nisan Anayasa değişikliğiyle birlikte dolaylı olarak siyasi erkin etkisi altına giren yargı sisteminin yol açtığı sorunlar varken bu teklifle birlikte hâkimler kararlarını davalı veya davacı avukatların hangi baroya kayıtlı olduğuna göre vermek durumunda kalabilirler. Sistemin bu sonucu doğurması kaçınılmazdır. Dolayısıyla bu teklif, özel olarak savunma müessesesini ve genel olarak da yargı sistemini köklü bir biçimde tahrip edecektir. Savunmayı zaafa uğratacak olan bu düzenleme, zaten çok düşük seviyelerde olan yargıya duyulan güveni de tamamen ortadan kaldıracaktır.

Sözlerime son verirken İYİ PARTİ olarak 24'üncü maddenin teklif metninden çıkarılmasını talep ettiğimizi ifade ediyor, yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)