| Konu: | Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 111 |
| Tarih: | 10.07.2020 |
AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Herkese iyi geceler. Aslında sözlerime başlarken, Türkiye'nin sadece son bir haftada yaşadığı akılalmaz olaylardan öncelikle bahsetmek istiyorum. Daha geçtiğimiz günlerde, kamuda görev yapan bir müdürün kadın bir memuru elle taciz etmesi, Yargıtay tarafından "babacan bir tavır" olarak nitelendirildi. Yine, 3,5 yaşındaki torununa cinsel istismarda bulunduğu gerekçesiyle hakkında soruşturma yürütülen şahıs ancak sosyal medyada çığ gibi büyüyen tepkiler üzerine tutuklanabildi. Ne zaman ki üniversite sınavı öncesinde gençler YouTube'de duygularını ifade ettiler, bu acı deneyim size intikam yemini ettirdi ve Cumhurbaşkanının deyimiyle "Nextfiliz"i ve sosyal medyayı kapatmaya yönelik çalışmalar başlattınız. Daha önceden de YouTube, Twitter ve Wikipedia'ya erişimi engellediğinizi bu gençler unutmadı. Ne acıdır ki Sakarya'daki patlamanın ardından Cumhurbaşkanının görevlendirmesiyle fabrikanın patronuna bir moral yemeği düzenlendi hem de yurttaşlarımızın cenazesi bile kaldırılmamıştı.
Şimdi, bu olayların hepsi birbirinden vahim, daha kötüsü ise tüm bunların normalleşiyor olması değerli arkadaşlar. Artık utanma, öfke, acı, umutsuzluk sayenizde tüm yurttaşlarımızın olağan duygusu hâline geldi. Hukukun böylesine yozlaştığı, adaletten bu kadar uzaklaştığımız bir ortamda Türkiye'nin bir numaralı ihtiyacı çoklu barolar mıdır? Sanki her şeyi hallettiniz de sıra barolara geldi. Çoklu baro meselesi aslında sadece avukatların sorunu da değildir değerli arkadaşlar. Reform diye hazırlanan bu teklif sinsice hazırlanmıştır çünkü. Ve inanın bu teklif toplumun her kesimine zarar verecek. Yandaş olmayan her yurttaş, her avukat, her meslek odası, hepsinin nezdinde yıkıcı etkileri olacak.
Gelin, önce vatandaş üzerindeki etkisine bir bakalım. Size Ayşe ablayı anlatacağım bir örnek olarak. Ayşe ablanın pek öyle bir işi düşmüyor mahkemeye ama cinsel tacize maruz kalınca mecbur dava açmış. Arkadaşının kızı da avukat, birkaç yıl önce gitmiş, İstanbul Barosuna kayıt olmuş. Karşı tarafın avukatı ise öz hakiki ak baroya kayıtlı. Davanın istediği şekilde gelişmemesine Ayşe abla bir türlü anlam veremiyor ve sonunda taciz, yapanın yanına kalıyor. Ayşe abla yüzde bin haklıyken suçlu çıkıyor ve birden jeton düşüyor, Ayşe ablanın avukatı -tırnak içinde- onlardan değil. Geçmiş olsun Ayşe ablaya, bir dahakine aklında olsun, öz hakiki ak barodan avukat bulacaksın. (CHP sıralarından alkışlar) Ayşe abla artık akıllanmış, bir dahaki sefer dava açacağı zaman genç meslektaşımı arayacak, tam telefonu kapatmadan soracak: "Hukuk bilginden şüphem yok ama." diyecek, "İstanbul Barosuna mı üyesin öz hakiki ak baroya mı?" diye soracak ve kararını öyle verecek. Peki, bu tedirginliği sadece Ayşe abla mı yaşayacak? Elbette ki hayır. Genç meslektaşım da zamanla, burnu sürte sürte öz hakiki ak baroda olmamanın bütün zararlarını yaşayacak çünkü bunu, ona siz yaşatacaksınız. (CHP sıralarından alkışlar) Bu varsayımın bir de öbür yüzüne bakalım, genç bir avukat olarak sormak istiyorum: Ciddi anlamda ekonomik sorunları olan genç meslektaşlarım ne yapacak? Herkes sanıyor ki her avukat para içinde yüzüyor ama eşitsizlik diz boyu olacak. Öz hakiki ak barodaki genç avukat engelleri bir bir aşacak ama mevcut barolardakinin işleri azalmaya devam edecek, durumu daha da kötüleşecek. İşte, yapılmak istenen değişikliğin özü budur.
Değerli arkadaşlar, bugün piyango barolara vurmuştur, ikramiyeyi de herhâlde saray yandaşlarına dağıtacaktır. (CHP sıralarından alkışlar) Ekim ayından itibaren meslek örgütleri ve odalar siz de hazır olun, sıra size de gelecek. Umarım gelmez ama temsilde adaletsizlik furyası, AKP dilindeki karşılığıyla "Durmak yok, yola devam." diye pazarlanmaya devam edecek.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
AYSU BANKOĞLU (Devamla) - Değerli arkadaşlar, görüştüğümüz bu teklifin faili belli ama adaleti meçhuldür. 80 barodan yükselen sese kulak tıkadınız. Ya, neden korkuyorsunuz değerli arkadaşlar? Siyasette sandık iradesi, baro seçimlerine gelince şahsımın iradesi ve hatta çoklu baro özelinde FETÖ iradesi; biz bunu kabul etmiyoruz. (CHP sıralarından alkışlar)
Siz her zamanki gibi yanlışınızda ısrar ediyor olabilirsiniz ancak barolar halkın avukatıdır, barolar savunmadır ve savunma hiçbir zaman susmadı, bundan sonra da susmayacaktır. Yarın öbür gün "Çoklu baro sistemi yanlışmış, kandırıldık." derseniz "dislike" basabilecek bir ortamınız da olmayacak ama emin olun, hukukun üstünlüğüne inanan, demokrasiye sahip çıkan, Meclise sokmadığınız onurlu baro başkanları ve onurlu avukatlar bir gün sizin için de adalet arayacak; genç bir avukat vekilden size söylemesi.
Teşekkür ediyorum. (CHP ve HDP sıralarından alkışlar)