GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:111
Tarih:10.07.2020

ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri; yüce kurulu saygıyla selamlarım.

Madem amaç daha demokratik bir yapı oluşturmak, doğrudan doğruya demokrasi işletelim, bütün avukatlar sandık başına gitsinler ve Barolar Birliği Başkanını, yönetim organlarını seçsinler. Avukatlarınız doğrudan doğruya seçsinler. Temsilde adalette samimiyseniz eğer bunu yapın. Meseleniz barolarda yeterli temsil değil, amaç başka. Avukatların yargının kurucu unsuru olması nedeniyle Türkiye Barolar Birliği ile baroların Anayasa'da "yargı" bölümü içerisinde yer alması, diyalektik dokuya uygun olacak şekilde cumhuriyet savcılarının, savunma temsilcisi avukatlarla eşit hâle getirilmesi, adliyedeki fiziki mekânların buna göre ayarlanması ve sanık ile müdafinin duruşmada yan yana durmaları arzu edilecek, istenecek bir şeydir. Bunlar On Birinci Kalkınma Planı'mızın adalet hizmetlerinde etkinlikle ilgili özel ihtisas raporlarına ait ibarelerdir. Fikrinizle zikriniz uyuşmadı gitti; bir olması gerekir; bir dediklerinize bakın, bir de yüce Meclise sunduğunuz tekliflere. Devletin kurumları süs olsun diye yoktur; eylem için vardır, fonksiyon için vardır. Eylemleri yoksa, fonksiyonları yoksa bu kurumlar süsten de öteyedir.

Yükseköğrenimde 7,5 milyon öğrencimiz var diye övünüyoruz ama yılda aldığımız patent başvurusuna bakın, ülkenin ilerlemesine bakın ve yargıdaki seviyesine bakın, bunların hepsi de yerlerde sürünmektedir. Ve bu kurumların başında, örneğin hukuk fakültelerinin başında illaki hukukçu, hukuk bilen, hukuk mezunu dekan olmasa da bunların kalkıp şu anda görüşülen konularla ilgili fikirlerini açıklaması lazım. Ne çare ki ülkemizde yer alan 133 tane hukuk fakültesi sessizlik içerisindedir. Yalnız bunlar sessizlik içerisinde değildir, isimlerinin başında "doçent" "profesör" unvanını taşıyan insanlar da sessizlik içerisindedir. Zannedersiniz ki bu "doçentlik", "profesörlük" unvanı onlara piyangodan çıkmış. Zihin budur, kafa budur, sorun budur.

Ülkede bir ses "Otur." diyor, oturuyorlar; "Kalk." diyor, kalkıyorlar. Soruna yol gösterecek olan, hakemlik yapacak olan kurumlar, kişiler suskunluk içinde. Çoklu baronun tek bir amacı var, Barolar Birliğinden tek bir ses çıkıyordu, bu ses muhalifti, şimdi ortadan kalksın ve Hükûmete ses çıkmayacak ya da ses çıkarsa da etkisiz hâle gelecek ses olsun. Amaç bu, bunun için uğraşılıyor, kurumlar önemsizleştiriliyor.

Değerli milletvekilleri, bu kanun teklifinde stajyer avukatların ekonomik durumlarını düzelten maddeler keşke olsaydı. Yine, hukuk fakültesi okuyup staj yapmayı bekleyen ama işinden olmayı göze alamayan kamu çalışanlarına staj konusunda düzenlemeler olsaydı. Keşke, genç avukatların baro yönetiminde görev alabilmelerine yönelik düzenlemeler olsaydı. Emekli avukatlarımızın ortalama 2.500 lira maaş ile geçindiklerini düşünürsek o da ayrı bir problem.

Bir şey daha yok, o da dünyada "çoklu baro" diye bir şey yok, böyle bir kavram yok. Amerika Birleşik Devletleri'nde her eyalette bir baro mevcuttur. İngiltere'de 2 tip avukatlık vardır; "barrister" ve "solicitor". Ama her bir mesleki grup için yine sadece tek bir örgüt bulunmaktadır. Almanya'da toplam 28 baro bölge mahkemelerinin yetki alanlarında bölge bazlı kurulmuşlar ve kamu hukuku tüzel kişiliği niteliğindedirler. Japonya'da her bir bölge mahkemesinin yetki alanında tek bir baro bulunmaktadır. Yine, özetle, dünyanın hiçbir gelişmiş demokrasisinde aynı bölgede yetki sahibi olan birden fazla baro anlamında bir çoklu baro modeli yoktur. Medeni dünyada durum bu iken bizde neden böyle bir kanun dayatılmakta, yanıtını hepimiz biliyoruz. Yanıt, AK PARTİ iktidarı ak baroları istemektedir ve onu yaratmaya çalışmaktadır. Yasama, yürütme, yargıyı Sayın Cumhurbaşkanı yetkisine geçirdi ama olmadı, artık savunmayı da önemli oranda kontrol altına almak istiyor. Böylece yargının her 3 ayağını da kontrol altına almaya uğraşıyor. Ayrıca küçük ve orta iller bahanesiyle Türkiye Barolar Birliği oluşumu manipüle edilmeye çalışılmaktadır. Kanun bu hâliyle yasalaşırsa Türkiye Barolar Birliği yönetimi malum başkan ve türevlerinin elinde kalmaya devam edecektir. İktidara yakın bir Türkiye Barolar Birliği yaratılacaktır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun toparlayın Sayın Milletvekili.

ARSLAN KABUKCUOĞLU (Devamla) - Ayrıca her gelen iktidara yakın ve ona güdümlü bir baro gerçeği maalesef ortaya çıkacaktır.

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)