GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:111
Tarih:10.07.2020

AYHAN EREL (Aksaray) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri, yüce Türk milleti; görüşmekte olduğumuz kanun teklifinin 28'inci maddesi üzerine İYİ PARTİ Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Şairin dediği gibi "Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil." Ama yine ben bildiklerimi sizlerle paylaşmaya devam edeceğim.

Anayasalar, kanunlar millet ile devlet arasında yapılan sözleşmelerdir. Sözleşmelerde tarafların iradeleri birbiriyle örtüşürse, tarafların iradeleri birbirine eşit şekilde sözleşmelere yansırsa, o sözleşmeler, o kanunlar, o anayasalar uzun ömürlü olur. Türkiye'de sıkça anayasaların değişmesiyle, anayasa üzerinde değişikliklerin yapılmasıyla, millet ile devlet arasında yapılan sözleşmelerde milletin dilek ve taleplerinin, iradesinin anayasalara yansımadığı görülmektedir. Görüşmekte olduğumuz teklifte de maalesef bu yasanın en büyük paydaşı olan avukatlar, barolar, Barolar Birliğinin görüşleri, düşünceleri, duyguları yer almamaktadır. Bu kanunu, bu mesleği icra eden avukatlar talep etmemekte, barolar talep etmemekte, Barolar Birliği de karşı gelmektedir. Buna rağmen, bu sözleşmede, bu kanunda ısrar etmenin hiçbir anlamı yok; zira, taraflardan birinin iradesi bu sözleşmeye yansımadığı için çok kısa sürede bu sözleşme diğer sözleşmelerde, kanunlarda olduğu gibi kanun çöplüğünde yer alacaktır endişesi taşıyoruz. Biz de on bir gündür burada mesaimizi bir nevi boşa harcamış gibi görünüyoruz. Hani görürüz ya esnafları gezerken, esnafların hemen oturduğu masanın arkasında Hazreti Ömer'e ait bir söz vardır: "Bugün Allah için ne yaptınız?" Biz de memlekete gittiğimizde "Millet için ne yaptınız?" dediklerinde, on bir gündür avukatların istemediği, baroların istemediği, Barolar Birliğinin karşı geldiği bir kanun teklifi çıkardık demek zorunda kalmanın üzüntüsünü yaşayacağız.

Değerli Başkan, sayın milletvekilleri; biz, bu kanun teklifi görüşülürken laf olsun diye muhalefet yapmadık, duygularımızı, düşüncelerimizi anlattık. Avukatların lehine olanlara; işte, aidatların yarı oranında alınması, kılık kıyafete özgürlük getirilmesi, avukatlara verilen cezalarda yargı yolunun açılması yönündeki düzenlemelere evet dedik ama bunun yanında defalarca yüksek sesle komisyonda ve şimdi burada dillendirdiğimiz hâlde dikkate almadınız.

Baroların yaklaşık yarısı on yıllık kıdeme sahip değil, yaklaşık 50 bini beş yıllık kıdeme sahip değil ama sizler bu baro yönetimlerine seçileceklerde olan kıdem şartına maalesef dokunmadınız. Yarısı genç olan bir baronun Barolar Birliğinde baro yönetim organlarında kendilerini temsil ettirmesine imkân sağlamadınız. Hem "Temsilde adalet, temsilde adalet." diye bağırıyorsunuz hem de gençlerin temsil edilmesine karşı geliyorsunuz, onların temsil edilmesinin önüne barajlar, kanunlar getiriyorsunuz. Söyledikleriniz ile icraatlarınız birbirini tutmuyor, dolayısıyla samimiyetinizi sorgulama ihtiyacı hissediyoruz. Keşke bu düzenlemeleri yaparken...

Yine biliyorsunuz, Barolar Birliğinde dört yıllığına Barolar Birliği Başkanı ve baro organları seçilirken illerdeki barolarda seçimler iki yılda bir yapılmaktadır. Bunu paralel hâle getirin dedik, buna bile duyarsız kaldınız. Şimdi illerde iki yılda bir baro başkanları, baro yönetim kurulları ve üst delegeleri seçilirken Barolar Birliği kendilerine yakın üst delegeler ayarlamak adına bu seçimlere müdahale ediyor. Bu müdahalenin önüne geçmek için gelin illerdeki baro seçimlerini de dört yıla çıkarın. Düşünün, iki yıllığına seçilen bir baro başkanı yaklaşık altı ay tebrikleri kabul ediyor, altı ayda baroyu tanıyor, ondan sonra, bir sonraki seçimlere hazırlanmak için mesaisini harcıyor. E nasıl çalışacak? Baroya nasıl faydalı olacak? Hem "Biz bu düzenlemeyle baroların daha verimli olması için mesleki alanlarda bu mesleği icra edenlerin sorunlarını daha üst düzeyde çözme yoluna gidiyoruz." diyorsunuz hem de bu makul ve mantıklı teklifimize bile "hayır" diyorsunuz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

AYHAN EREL (Devamla) - Az sonra kanun teklifi kabul edildiğinde -Grup Başkan Vekili arkadaşımız burada mı bilmiyorum- daha önce de söylemiştim, aynen şöyle bir konuşma yapacaksınız: "Çok değerli muhalefetin görüşlerinden çok çok faydalandık." Hiç faydalanmadınız. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar) "Ve muhalefete teşekkür ediyoruz." Bize lütfen teşekkür etmeyin. Bakınız, bir kez daha söylüyorum: Bize, görüşlerimize değer verip görüşlerimizin en azından bir kısmını yansıtmadığınız kanun metninden dolayı bize teşekkür etmeyiniz. Zira, gittiğimiz yerde avukat arkadaşlar "Siz de bu kanuna ortak oldunuz." şeklinde bir algıya kapılıyorlar. Bu kanunun günahı da size ait, sevabı da size ait; Allah işinizi gücünüzü rast getirsin. Umarım ve dilerim ki bu kanunla bu mesleği icra edenler mutlu olurlar.

Size de mutlu geceler diliyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)