GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:112
Tarih:11.07.2020

İYİ PARTİ GRUBU ADINA AYHAN EREL (Aksaray) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, yüce Türk milleti; Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin birinci bölümü üzerine partim İYİ PARTİ adına söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlarım.

Değerli milletvekilleri, görüşmekte olduğumuz kanun teklifiyle dikbaşlı değil, başı dik Anadolu evlatlarından oluşan Türk Silahlı Kuvvetlerinin yürürlükte olan disiplin nizamında ihtiyaç duyulan düzenleme ve değişikliklerin yapılması ile harekât etkinliğinin artırılması, Millî Savunma Bakanlığı kadrolarında görevli personelden daha uzun süreli ve etkin bir şekilde faydalanılması, personelin özlük haklarının iyileştirilmesi yoluyla motivasyonunun artırılması amaçlandığı belirtilmektedir.

Dosta güven düşmana korku veren, dünya ordularının imrenerek takip ettiği kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri, şanlı Türk tarihinde birçok zafere imza atmış ve hâlâ sınırlarımız bölgesinde ve dünyanın farklı bölgelerinde görevini kahramanca yerine getirmektedir. Yüce Türk milletinin gözbebeği olan Türk Silahlı Kuvvetlerinin etkin ve verimli çalışması için gereken düzenlemelerin yapılması elzemdir. Bu kapsamda, görüşmekte olduğumuz kanun teklifini yetersiz bulmakla birlikte, genelini İYİ PARTİ olarak olumlu bulmaktayız.

Değerli milletvekilleri, hepimizin bildiği üzere, Türk Silahlı Kuvvetlerinin içine gizlice sızdırılarak yerleştirilmiş, yıllarca kök salması fark edilememiş, asla Türk askeri olamayacak; asker giysili, beyni yıkanmış bir avuç hainin 15 Temmuz gecesi gerçekleştirmeye çalıştığı hain darbe girişiminden kısa bir süre sonra yayınlanan kanun hükmünde kararnameyle harp akademileri, askerî liseler, astsubay hazırlama okulları kapatılmıştır, Millî Savunma Bakanlığı bünyesinde Millî Savunma Üniversitesi adıyla yeni bir üniversite kurulmuştur ve şu anda görüşmüş olduğumuz kanunla Millî Savunma Üniversitesi personeline verilecek kıdemlerin yeniden düzenlenmesi amaçlanmaktadır.

Harp akademileri ve Gülhane Askerî Tıp Akademisinin kapatılması nedeniyle Millî Savunma Üniversitesinin teşkilat yapısı dikkate alınarak bazı düzenlemeler yapılmaktadır. Bu düzenlemeler tabii ki yapılsın, bu düzenlemelerin yanında; askerî liseler, harp okulları, harp akademileri, astsubay hazırlama okulları ve askerî hastanelerin tekrar açılmasına ilişkin düzenlemelerin de acilen yapılması gerekmektedir.

Kamuoyunda neredeyse her kesim askerî okullarda okumuş olsun ya da olmasın tarihi Osmanlı İmparatorluğuna kadar uzanan askerî okulların cezalandırılmasının, şanlı Türk ordusuna kaliteli asker yetiştirmede tarihî öneme sahip askerî okulların kapatılmasının nedenini hâlâ anlamış değildir. Nitekim, buralarda bulunan FETÖ'yle iltisaklı kişilerin tespit edilip yargılanıp cezalandırılması gerekirken anlaşılması güç bir şekilde okulların tamamen kapatılması kabul edilemez bir durumdur.

Bu askerî okulların kapatılmasının ne kadar yanlış olduğu bugün bu kanunla daha iyi anlaşılmaktadır. Bu kanunla sürekli astsubaylıktan subaylığa, yedek astsubaylıktan astsubaylığa geçiş gibi yollarla personel eksikliği giderilmeye çalışılmaktadır. Liyakatli personel eksikliğinin tam olarak giderilmesi ancak kapatılan okulların açılmasıyla mümkün olacaktır diye düşünüyoruz.

Değerli milletvekilleri, yine kanun teklifine baktığımızda, askerî tabip ve diş hekimlerine, askerî sağlık personeli ve sağlık astsubaylarına tazminat verilmesi öngörülmüştür, askerî tabipliğin tercih edilebilmesi amaçlanmıştır; bu düzenlemeleri yapmaktan ziyade Askerî Tıp Akademisinin ve hastanelerin tekrar açılmasına ilişkin düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. Taşıma suyla değirmenin dönmeyeceği bir gerçektir. Askerî hastanelerin kapatılması hayati bir hata olmuştur, bu hatadan bir an önce dönülmesi gerekmektedir.

Yine, 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrası Gülhane ve askerî hastanelerin Sağlık Bakanlığına bağlanarak askerî tabipliğin kaldırılmasıyla yeni bir süreç başlamıştır. Gülhane'nin adını kirletenler aslında özüne, yüz yirmi yıllık Gülhane kurumuna ihanet etmişlerdir; onları bir kez daha kınıyor ve lanetliyorum. Ancak Gülhane, bu adamlardan, bu hainlerden ibaret değildir. Bilinmelidir ki askerî tıp eğitimi ve uygulaması normal tıp eğitimi ve uygulamasından farklılıklar taşımaktadır. Askerî hekimlik, ayrı uzmanlık ve eğitim işidir ve özellikle cephede askerî hekimlik çok önemlidir. Askerlik ayrı bir yaşam tarzıdır ve Mehmetçik'in dilinden ancak askerî hekimler anlar. Harp sırasında özellikle bu konuda eğitim görmüş askerî hekimlere ihtiyaç vardır. Gelişmiş modern ülkelerin hepsinin ordularında askerî tabip vardır ve cephedeki askerin sağlık desteğini yerine getirmektedir, hele bizim gibi devamlı terörle mücadele eden bir ülkede savaşan askerlerin sağlık desteği hayati öneme sahiptir. Ülkemizin ve dünyanın pek çok yerinde kahramanca görev yapan Mehmetçiklerimizin arzu etmediğimiz oluşabilecek yaralanmaları ve hayati tehlikeleri, yine olası bir savaş hâli, uzmanlık, tecrübe ve tıp bilgisinin yanında askerlik bilgisi de gerektirmektedir. Askerî bir doktor her türlü askerî harekât, savaş ve benzeri durumlarda çalışmaya hazırlıklıyken normal bir doktorun bu durumlara hazırlıklı olması ve durumlarda mesleki bilgisini tam olarak kullanması beklenilemez. Bu sebeplerden ötürü, Askerî Tıp Akademisinin ve hastanelerin tekrar açılması ordumuz için hayati önem taşımaktadır.

Sayın milletvekilleri, yine kanun teklifiyle, astsubay kıdemli başçavuş rütbesindeki personelin rütbe yaş haddinin 55'ten 60'a kadar uzatılması amaçlanmaktadır. Ancak astsubay kıdemli başçavuşların isteğe bağlı olarak emeklilik yaş haddinin 55 yaşından 60 yaşına çıkarılmasının kuvvet komutanlığının yanı sıra, Millî Savunma Bakanlığı tarafından resen uzatılabileceği öngörülmüştür. Bakanın kararıyla resen uzatma astsubaylar arasında ayrımcılığa ve Türk Silahlı Kuvvetlerinde ordunun siyasallaşmasına neden olacaktır. "Resen" ifadesi yerine, "Kuvvet komutanlığının teklifi üzerine Millî Savunma Bakanlığının onayı"yla astsubay kıdemli başçavuşların isteğe bağlı emeklilik yaş haddinin 55 yaşından 60 yaşına çıkarılmasının ordudaki siyasallaşmanın önüne geçeceği ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin yapısı için daha uygun olacağı düşünülmektedir.

Görüşmekte olduğumuz kanun teklifiyle, günümüz şartlarına göre askerî öğrencilerin harçlıklarının artırılması amaçlanmaktadır; olumlu bir düzenlemedir ancak subay ve astsubay öğrenciler arasında farklılık bulunmaktadır. Astsubay eğitiminin ön lisans, subay eğitiminin ise lisans eğitimi olduğu göz önüne alındığında iki eğitim de yükseköğretim kapsamındadır. Dolayısıyla yükseköğretim harçlığında ayrıma gitmenin doğru bir uyulama olmadığı düşüncesindeyiz. Subay ve astsubay öğrencileri arasındaki harçlık farklılıklarının düzeltilmesi devlete çok az bir mali yük getirecektir ve askerî öğrencilerimiz arasında hak ettikleri eşitlik sağlanacaktır diye düşünüyoruz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz kanun teklifinin, şanlı Türk ordusuna, mazisi şan ve şereflerle dolu kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerine, Türk Silahlı Kuvvetlerinin fedakâr ve kahraman mensuplarına hayırlı olmasını diliyorum.

Bu vesileyle, bayrak uğruna, vatan uğruna gözlerini kırpmadan can veren şehitlerimizi rahmetle anıyor, gazilerimize Yüce Allah'tan şifalar diliyorum. Her türlü zorlu şartlarda büyük fedakârlıklarla görevlerini şerefiyle yerine getiren Silahlı Kuvvetler bünyesinde görev yapan Mehmetçiklerimizin Allah ayaklarına taş değdirmesin diyorum.

Bu vesileyle, Gazi Mustafa Kemal Paşa başta olmak üzere tüm silah arkadaşlarını rahmet ve şükranla anıyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)