GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:113
Tarih:14.07.2020

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün dikkat çekici olan, pandemi ardından, Meclisin açılır açılmaz ilk icraatının Bekçi Kanunu'nun yasalaşması, şimdi de askerlikle ilgili bir kanunu görüşüyor olmamız. Pandeminin en ciddi boyutlarda olduğu dönemlerde ise evde yalnızlaşan, şiddete açık hâle gelen kadınları nasıl güçlendireceğimizi konuşmak yerine İnfaz Yasası'yla kadına şiddet uygulayan erkekleri topluca salıvermiştiniz.

Bizler, her gün, İnfaz Yasası'yla bırakılan erkekler tarafından yaşamları tehdit edilen kadınlardan imdat çığlıkları alıyoruz. Bursa'da, cezaevinden izinli çıkan kişi bir kadını öldürdü. Binlerce kadın, kendisine şiddet uygulayan erkeklerin salıverildiğini duydu ve bu korkuyla yaşamak zorunda kaldı. Niğde'de, şiddet gördüğü gerekçesiyle defalarca şikâyette bulunan bir kadın, şiddetten değil, hırsızlıktan hüküm giymiş kocasının af kapsamında serbest kalması sonucunda az daha öldürülüyordu; adam serbest kaldıktan sonra defalarca kadının evini bastı, kadın şikâyetçi oldu ancak adam, olay sosyal medyada gündem olana kadar tutuklanmadı. Ama siz bunlarla uğraşmıyorsunuz; hâlâ, kadın merkezleri açtığını duyuran Diyadin Belediye Eş Başkanımızı -hem de o duyuruyu yaptığının hemen ertesinde- ve onlarca kadın aktivisti gözaltına almakla uğraşıyorsunuz.

Değerli arkadaşlar, pandeminin, insanların asıl ihtiyacının daha fazla silah, daha fazla sözüm ona güvenlik politikası değil, insanı merkeze koyan bir yaklaşım olduğunu bize göstermesi gerekirdi. Dünyada her yıl yaklaşık 66 bin kadın öldürülürken bunların yüzde 40'ı ateşli silahlarla gerçekleşiyor, Türkiye'de ise bu oran daha da yüksek. Türkiye'deki resmî rakamlara göre, 2016-2018 yıllarında kadın cinayetlerinin yüzde 52,8'i ateşli silahlarla işlendi. Bianet, hazırladığı raporda, 2019 yılında öldürülen 328 kadın ve 15 çocuğun yüzde 52'sinin ateşli silahlarla öldürüldüğünü ortaya koyuyor. Umut Vakfı ise Türkiye'de en az 25 milyon silah bulunduğunu ve bunların yüzde 85'inin ruhsatsız olduğunu açıkladı.

Militarist erkeklik kültürü ve bireysel silahlanma kadın cinayetleri riskini artırıyor çünkü bu cinayetlerde kullanılan ateşli silahlar sadece cinayeti kolaylaştıran bir alet değil, aynı zamanda hegemonik erkekliğin performans edilmesinin ve yüceltilmesinin aracıdır. Fakat biz, sürekli, silah kullanan meslek gruplarını genişletiyoruz; polisler, askerler yetmiyor, bekçilere, muhtarlara da silah kullandırtıyoruz. Anlıyoruz ki artık, iktidarın kutuplaşma ve ona eşlik eden güvenlikçi anlayışın dışına çıkması mümkün değil. Örneğin, bugünlerde, İstanbul Sözleşmesi çevresinde bazı cemaat ve tarikatların başını çektiği dar bir güruh ciddi bir dezenformasyon yapıyor ve İstanbul Sözleşmesi'nin uygulanması için emek harcamamız gerekirken hem iktidar hem kadın örgütleri ve feministler enerjilerini bu tartışmaya kanalize etmiş durumda. Topluma İstanbul Sözleşmesi'ni anlatmak yerine, âdeta, İstanbul Sözleşmesi'ne karşı bir kamuoyu oluşturulmaya çalışılıyor.

İstanbul Sözleşmesi nedir arkadaşlar? "Sığınak, danışma merkezi, doğru düzgün işleyen bir şiddet hattı" demektir. Siz bunlara mı karşı çıkıyorsunuz, gerçekten sormak istiyorum. Üstelik, Argetus Araştırma Şirketinin yaptığı araştırmaya göre, toplumun yüzde 67,9'u sözleşmeyi duymamış ya da bir fikri bile yok. "Duydum ama okumadım." diyenler de eklenince sözleşmeyi bilmeyenlerin oranı yüzde 84,2'ye çıkıyor. "Sözleşmeyi okudum, inceledim." diyenlerin oranı sadece yüzde 5,1. Bu yüzde 5'lik kesimin de çoğunluğu "Sözleşme kadına şiddeti önlüyor, aileyi tehdit etmiyor, boşanmayı artırmıyor." diye düşünüyor. Fakat şiddet ve istismar konusunda en son söz söyleyecek olan Ensar Vakfı, çıkıp sözleşmeye karşı nefreti örgütlemeye çalışıyor. Bu sözleşme, Türk Ceza Kanunu, Türk Medeni Kanunu ve kadına yönelik şiddet konusundaki 6284 sayılı Yasa gibi kadınların mücadelesi sonucu ortaya çıkmış bir sözleşmedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - Son cümlem Sayın Başkan.

BAŞKAN - Tamamlayın.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - Bununla ilgili, çocuk istismarından sorumlu, vergi hırsızı vakıflar değil, kadınlar karar verir ve kadınların kararı da açıktır, çok nettir. Haklarımızı asla gasbettirmeyeceğiz.

Saygılar sunarım. (HDP sıralarından alkışlar)