| Konu: | 2013 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2011 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 44 |
| Tarih: | 18.12.2012 |
MHP GRUBU ADINA NECATİ ÖZENSOY (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bütçenin kesin hesaplarıyla ilgili 11'inci maddesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu maddede, fonlarla ilgili, fonların kullanımıyla ilgili bakanlıklara yetkiler veriliyor, onların rakamlarının belirlenmesiyle ilgili birtakım yetkiler veriliyor. Tabii, bu fonların kullanımında bakanların yetki kullanmalarından ziyade sorumluluklarını da kullanmaları gerektiğini buradan ifade etmek istiyorum çünkü bu fonlar kullanılırken, burada yüksek teknolojideki birtakım malzemeler alınırken, gerçekten çok büyük fiyat farklılıklarına şahit oluyoruz. Bir tane örnek vermek gerekirse, bu sismik araştırmayla ilgili, MTA ve Türkiye Petrollerinin aynı anda yaptıkları çalışmalarda hemen hemen 2 kat fiyat farkına varan birtakım tekliflerle karşı karşıya kaldığımızı yaptığımız çalışmalarda gördük. Dolayısıyla, bu rakamlar, bu fonlardan kullanılan rakamlar yüksek rakamlar. Bunların yetkilerini kullanırken sayın bakanların da aynı zamanda sorumluluk duyarak bunların denetimini de çok iyi bir şekilde yapması lazım. Aynı zamanda, Türkiye Kömür İşletmelerinin daha önce "Fak-Fuk Fon" dediğimiz bu Fakir Fukara Fonu vasıtasıyla dağıtılan birtakım yardımların, bugün valiler vasıtasıyla, valilikler vasıtasıyla direkt hazine tarafından yapılan bu yardımlarda bile, maalesef, Türkiye Kömür İşletmelerinin denetiminde yaklaşık 3 katrilyon liralık alımın neredeyse yüzde 60 pahalıya alındığını Sayıştay raporlarından açık ve net bir şekilde görebiliyoruz. Yani, fakirlere dağıtılan, kullandırılan bu fonlarda bile maalesef birtakım sıkıntılar var.
Şimdi, bu bütçenin başından bugüne kadar sayın bakanlar, Başbakan, iktidar partisi mensubu arkadaşlar burada gelip birtakım rakamlardan bahsettiler. Özellikle, makroekonomik istikrarın kalıcı hâle gelmesiyle ilgili birtakım rakamları, bugüne geldiğimizde, ekonominin ne hâlde olduğunu göstermek adına hep kıyaslama yaptılar. Şimdi, ben, karşı tez olarak herhangi bir şey söylemeyeceğim, 2008 Yılı Bütçe Programı'nı -Bugüne kadar nasıl gelinmiş, bu iktidar bu makro istikrarı yakalarken neler yapmış?- bu Resmî Gazete'den sizlere okuyarak paylaşacağım. Sayın Bakanın da bu bütçe programının altında imzası var.
Bakın, bu Resmî Gazete'nin 79'uncu sayfasında "Makroekonomik istikrarın kalıcı hâle getirilmesi." başlıklı "Mevcut durum"da aynen şunları ifade ediyor: "2000 yılı başından itibaren uygulamaya konulan Uluslararası Para Fonu destekli makroekonomik programların kararlı bir şekilde uygulanması sonucu, 2001 yılında yaşanan derin ekonomik krize rağmen, ekonomide karar alıcılar için hayati önem taşıyan güven ve istikrar ortamı tesis edilmiş, ekonomi sürekli bir büyüme ortamına kavuşturulmuş, enflasyon tek haneli rakamlara düşürülmüş ve kamu açıkları kontrol altına alınarak borçların sürdürebilirliği sağlanmıştır." Devamla "Elde edilen başarıda maliye, para ve gelirler politikalarının uyumlu, birbirini destekler bir biçimde uygulanmasının büyük payı bulunmaktadır. Buna ilaveten, ekonominin daha etkin, esnek ve verimli bir yapıya ulaşmasının sağlanması amacını da güden yapısal reformların uygulanmaya başlanması ve bu yönde önemli mesafeler katedilmesi makroekonomik istikrarın kalıcı hâle getirilmesine büyük katkıda bulunmuştur." Şimdi, yapısal reformlar hangi dönemde oldu? 2001 özellikle. "Bu dönemde, vergi, bankacılık, Merkez Bankacılığı, sigortacılık, sermaye piyasası, kamu mali yönetimi, yerel yönetimler, sosyal güvenlik, sosyal yardım, sağlık, enerji, telekomünikasyon, şeker, tütün, tarımsal destekleme, kamu ihaleleri, kamu finansmanı ve borç yönetimi, görev zararları, fonlar, özel gelir özel ödenek sistemi, istatistik kurumu, yatırım ortamının iyileştirilmesi ve kamulaştırma gibi birçok alanda reform niteliğinde düzenlemeler yapılmış ve uygulamalar gerçekleştirilmiştir.
Yine devamla: "2002 yılı başından itibaren -yani 57'nci Hükûmetin işbaşında olduğu dönem başlangıcında- örtük olarak, 2006 yılından itibaren de açık olarak uygulanmaya başlanan enflasyon hedeflemesiyle fiyat istikrarının sağlanması yönünde önemli başarılar katedilmiş ve enflasyon tek haneli rakamlara gelmiştir."
Şimdi, aslında bu bütçe programlarının sonuna, buradan hareketle, 57'nci Hükûmet döneminde yapılan yapısal değişikliklere? Burada yine itiraf olduğu için söylüyorum, 2008 Yılı Programı'nda vardı, 2009'da vardı, daha öncekilerde de var bu ama daha sonra 2009 yılındaki o küresel krizden sonra makroekonomik konularla alakalı tabii ki yorumlar değişmiş duruma geldi. Dolayısıyla, bugün makroekonomik istikrardan bahsediliyorsa elbette, 2001 yılında, 2000 yılında yapılan o yapısal değişikliklerin bugünlere gelişteki büyük etkisini görmek ve o dönemdeki bu yapısal değişiklikleri yapanlara da teşekkür etmek lazım diye düşünüyorum.
Şimdi, bakın, yine bu dönemde? Bu, resmî gazeteler olduğu için, tabii, burada çok fazla tevil yoluna gidilemiyor, yani birtakım rakamlar veya yorumlar değiştirilemiyor.
Mesela, 2013 Yılı Programı'ndan size bazı pasajları okuyayım: "Ekonomide kayıt dışılığın azaltılması: Ülkemizde ekonomik hayatın önemli bir yapısal sorunu olan kayıt dışılığı ortaya çıkaran etmenler arasında, yaşanan makroekonomik istikrarsızlıklar, yüksek vergi ve prim oranları ile diğer idari-mali-yasal yükler gibi ekonomik sebeplerin yanı sıra yolsuzluk, çarpık kentleşme, işletmelerin çok büyük bölümünün küçük ölçekli olması, işsizliğin yüksek olması, kamu harcamalarında israf olduğu yönünde toplumda genel bir algının mevcudiyeti, bürokratik formalitelerin fazlalığı, nakit kullanımının yüksekliği, denetim sisteminin yeterince etkin olmaması, kurumlar arası koordinasyon eksikliği, sıkça çıkarılan afların toplumda adalet duygusunu kaybetmesi, toplumsal ve siyasi iradenin oluşmaması gibi sosyal ve yapısal faktörler yer almaktadır." diyor. 2013 Yılı Programı'nın içerisinde bunlar.
"Kayıt dışı faaliyetlerdeki artış?" vesaire? Yani bakın, burada bir sürü itiraflar var.
Bunun dışında, mesela, sanayiyle ilgili, 2013 yılında nasıl bir bakış var? Şundan da yine burada, 2013 Yılı Programı'nda bahsetmişler: "İmalat sanayisinde, 2009 yılında başlayan küresel kriz sonrasında, 2010 ve 2011 yıllarında belirgin bir iyileşme yaşanmış, 2012 yılı Ocak-Ağustos döneminde, ihracatta önemli bir artış hızına erişilmiş olmakla birlikte, üretim ve istihdamda artış hızı yavaşlamış, yeni kurulan işletme sayısı, kapasite kullanım oranı gerilemiştir." Bakın, 2012'yle ilgili yorumlar bunlar.
Yine, "Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası verilerine göre, imalat sanayisi kapasite kullanım oranı 2011 yılında yüzde 75,4 gerçekleşirken 2012 yılında 74,2 düzeyine düşmüş." ve son cümle olarak da diyor ki: "Kapasite kullanım oranında hâlen 2008 yılı öncesi dönemdeki seviyele ulaşılamamıştır."
Bakın, bunları ben söylemiyorum, bunları? 2013 ve 2008 yılı programlarından pasajlar okudum size. Yani bunları burada daha gerçekçi, daha realist bir şekilde ifade etmek herhâlde daha faydalı olur. Bütün bu rakamlar, bizim, önümüzü görmek? İşte, bütün yapılan yatırımlarda gayrisafi yurt içi hasılanın büyüklüklerinden bahsediyoruz ama özel sektörün borçlarını inkâr ediyoruz veya "Özel sektörün borçları bizim değil." diyebiliyoruz, sanki gayrisafi yurt içi hasılanın büyümesinde özel sektörün yaptığı yatırımlar yokmuş gibi. İşte, "Dış borçlarda özel sektörün yatırımları bizi ilgilendirmiyor." vesaire? Bunun gibi çarpık birtakım değerlendirmelerle bunlar yapılıyor. Oysa,burada daha gerçekçi tahliller yapılmış olsa önümüze daha gerçekçi bakarız diye düşünüyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.