| Konu: | Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 113 |
| Tarih: | 14.07.2020 |
MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulumuzu saygıyla selamlarım.
Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu'nda değişiklik yapılması vesilesiyle gündemimize gelen, iki bin iki yüz yıldan fazla geçmişi olan kahraman ordumuzu büyük bir onurla selamlarım. Vatanımız uğrunda canlarını vermiş aziz şehitlerimize rahmet; gazilerimize sıhhat, şan, şeref dilerim.
Üzerinde söz aldığım geçici madde teklifiyle, az önce görüştüğümüz Savunma Sanayii Başkanlığının sözleşmeli personel istihdamı düzenlemesinin kapsamı belirleniyor. Diğer yandan, düzenleme yürürlüğe girmeden önce ilan edilmiş pozisyon ve kadrolara bir defaya mahsus olmak üzere mevcut mevzuat hükümlerine göre işlem yapılması belirlenmiş. Bir önceki maddede görüştüğümüz düzenlemelerin yürürlüğe girmesiyle beraber, istihdam edilen ve edilecek olan tüm personel için bağlayıcı olması öngörülüyor. Ancak Savunma Sanayii Başkanlığında hâlen sözleşmeli personel olarak görev yapanların mali ve sosyal hakları maddeyle saklı tutuluyor. Bu bakımdan, saklı tutulan mali ve sosyal haklar, aynı görevi yapacak eski ve yeni personel arasında ikiliklere sebep olabilir. Bu hakların kıdem ve liyakat esasına göre saklı tutulması daha doğru olacaktır.
Değerli milletvekilleri, Savunma Sanayii Başkanlığında istihdam edilen personelin özlük haklarının iyileştirilmesi suretiyle, motivasyonlarının artırılmasının amaçlanması olumlu bir adım ancak istihdamın üç yılla sınırlandırılması savunma sanayisi gibi sürekliliğin, bilgi birikiminin, tecrübenin ve liyakatin esas olduğu bir sektörde sorunlara yol açabilir. Ülkemizin savunma ve güvenlik alanındaki ihtiyaçlarının millî teknolojiyle karşılanması, savunma yetkinliğimizin artırılması ancak nitelikli personelin istihdamı ve planlı bir kariyer sağlanmasıyla gerçekleşebilir. Savunma Sanayii Başkanlığında görevli personelin tecrübelerinden daha uzun süreli ve etkin bir şekilde faydalanılması da işte bu güvenlik ve savunma zincirinin halkalarından bir tanesi.
Diğer yandan, istihdam süresi biten tecrübe kazanmış personelin sözleşme bitimlerinden sonra herhangi bir kıdeme sahip olmamaları liyakatin önündeki engellerden. Bu statüde çalıştırılan personelin diğer kamu kurum ve kuruluşlarında herhangi bir pozisyonda çalışmaları durumunda, Savunma Sanayii Başkanlığındaki çalışmalarından kaynaklı herhangi bir haklarının bulunmaması büyük eksiklik. Bu çerçevede "Sözleşme şartlarına göre istihdam ediliyor. Tarafların rızası var." diyerek sosyal devlet anlayışından uzaklaşmak, teklifte belirtilen moral ve motivasyonu artırma maksadıyla bağdaşmıyor.
Ayrıca, Savunma Sanayii Başkanlığında sözleşmeli personel olarak istihdam edilecek personelin belirlenmesindeki bütün usul ve esasların Cumhurbaşkanınca belirlenmesi, geçmişte yaşadığımız bazı acı tecrübelerin tekrarlanması endişesini taşımamıza neden oluyor. Sayın Cumhurbaşkanına yeni ve basit bir vazife daha yüklemek yerine, liyakat temelinde bir komisyon kurulmalı ve personel istihdamına yönelik çerçevesi net olarak çizilmiş yönetmeliklerde istihdam gerçekleştirilmeli. Her ne kadar Başbakanlığın lağvedilmesiyle geçilen Cumhurbaşkanlığı sistemine uyum sağlanması için böyle bir düzenlemenin yapıldığı ifade edilse de Savunma Sanayii Başkanlığınca istihdam edilecek personele ilişkin usul ve esaslar rahatlıkla belirlenebilir.
Değerli milletvekilleri, 15 Temmuz alçak, hain darbe girişimi sonrası Türk Silahlı Kuvvetlerinin yapısında köklü değişikliklere gidilerek Türk Silahlı Kuvvetlerimizin hiyerarşik düzeni bozulmuştur; silah arkadaşlığı ruhu, emir komuta zinciri tahrip edilmiştir. 1 no.lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'yle kuvvet komutanlıkları ve Genelkurmay Başkanlığı ayrı ayrı Millî Savunma Bakanlığına bağlanmıştı. Genelkurmay Başkanlığının tarihsel ve hiyerarşik önemi hiçe sayılmıştır. Genelkurmay ve kuvvet komutanlıkları arasındaki sıkı emir ve komuta bağı koparıldı. Üyesi olduğum NATO Parlamenterler Meclisinde göğsüm kabararak bizzat şahit olduğum üzere, Türk Silahlı Kuvvetleri Türk milletinin ve devletinin en önemli, güzide kurumlarındandır; yıpratılmaması, particiliğe alet edilmemesi gerekir. Türk Silahlı Kuvvetleri Türk milletinin göz bebeği olup etkin ve verimli çalışması için gereken düzenlemelerin yapılması elzemdir.
Görüşmekte olduğumuz kanun teklifinde Silahlı Kuvvetler personelinin moral ve motivasyonunun artırılması amaçlandığı söylense de bu amaçtan uzak kalınmıştır. Askerî personelimizin birbirinden farklı, çözülmeyi bekleyen pek çok sorunu bulunmakta.
Bu kapsamda, sözlerimin sonunda teklifin genelini olumlu bulmakla beraber eksiklikler olduğu kanaatimizi sizlerle paylaşır, Genel Kurulumuzu saygıyla selamlarım. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)