| Konu: | Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 114 |
| Tarih: | 16.07.2020 |
METİN ERGUN (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan teklifin 21'inci maddesiyle ilgili İYİ PARTİ Grubu olarak verdiğimiz önerge üzerinde söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.
Van'da şehit olan 7 Emniyet personelimize ve Siirt'te şehit olan 2 askerimize Allah'tan rahmet, yakınlarına sabırlar diliyorum.
Muhterem milletvekilleri, Türk ordusu tarihinin hiçbir döneminde AK PARTİ döneminde olduğu kadar tahrip edilmemiş ve kurumsal yapısı zaafa uğratılmamıştır. İktidarın geçmişte iş birliği yaptığı ortaklarıyla beraber başlattığı bu tahribat son dönemlerde alınan birçok kararla daha da pekiştirilmiş durumdadır. Görüşülmekte olan teklifin 21'inci maddesi de bu minvalde bir düzenleme olarak göze çarpmaktadır. Maddeyle generaller ve amiraller hakkındaki tahkikat yetkilerinin Genelkurmay Başkanlığı Disiplin Kurulundan alınarak Millî Savunma Bakanlığı Disiplin Kuruluna devredilmesi planlanmaktadır. Asgari hiyerarşiyi ve emir komuta zincirini bozacak olan böyle bir tasarruf Türk Silahlı Kuvvetlerinin iç işleyişini zaafa uğratacak bir başka girişim olarak durmaktadır. Bu düzenleme, kuvvet komutanlıklarının Millî Savunma Bakanlığına bağlanması gibi vahim bir durumdur çünkü Genelkurmay Başkanlığı Disiplin Kurulunun uhdesinde olan disiplin yetkilerinin Millî Savunma Bakanlığı Disiplin Kuruluna devredilmesi ordumuz içinde kamplaşmayı artırır endişesindeyiz. Ayrıca Türk Silahlı Kuvvetlerini ilgilendiren herhangi bir disiplin işleminin siyasi rolleri olan makamlarca çözümlenecek olması, Genelkurmay Başkanlığının komuta otoritesini sarsabilir endişesini taşıyoruz.
Bilindiği üzere, tarihimizde önemli bir yeri olan Balkan Savaşlarında ordumuzun siyasallaşmasının ve siyasi görüşlere göre bölünmesinin ne denli tehlikeli bir şey olduğunu acı şekilde görmüştük. Aradan geçen bir asırlık zaman içinde aynı yanlışa yol açacak düzenlemelerin yapılmasını kabul etmemiz mümkün değildir. Böyle düzenlemelerin oldubittiye getirilmeden üzerinde çok iyi düşünülerek yapılması ve hayata geçtikten sonra da çok uzun bir süre uygulanması gereken önemli konular olduğu düşüncesindeyiz. Siyasi aktör ve şahısların zamana bağlı olan konumlarına göre Türk Silahlı Kuvvetleri üzerinde düzenlemeler yapılmasının bu stratejik kurumumuzu gelecek dönemlerde zayıflatacağı kanaatindeyiz. Dolayısıyla biz İYİ PARTİ olarak Türkiye Cumhuriyeti devletinin en güzide kurumlarının bu şekilde yıpratılacağı ve siyasallaştırılacağı endişesini taşımaktayız. Bu sebeple, şahısların zamanla sınırlı, bugünkü siyasi güçlerine göre düzenlemeler yapmak yerine ordumuzun geleneksel yapısını gelecekte de muhafaza edecek şekilde daha sağlıklı düzenlemelerin yapılması gerektiğini düşünüyoruz.
Muhterem milletvekilleri, partili Cumhurbaşkanlığı sistemi özü itibarıyla kuvvetler ayrılığını ortadan kaldıran, kamu kurumlarının geleneksel yapısını şahısların siyasi iradelerine tabi kılan ve ortaya çıkardığı keyfîlikle de âdeta kurumsuzluk yaratan bir sistemdir. Dolayısıyla biz İYİ PARTİ olarak Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener'in öncülüğünde partili Cumhurbaşkanlığı sistemini devletimizin ve milletimizin ali menfaatleri açısından doğru bulmadığımızı ve her fırsatta parlamenter rejime geçilmesi gerektiğini ifade ettik ve etmeye devam ediyoruz. Bu çerçevede, kurumlarımızın şeffaflığını ve hesap verilebilirliğini yeterli görmediğimiz, denge denetim mekanizması olmayan, en temel demokratik teamülleri bile karşılamayan partili Cumhurbaşkanlığı sistemine göre dönüştürülmesini de doğru bulmuyoruz.
Bu duygu ve düşüncelerle konuşmama son verirken yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)