GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:114
Tarih:16.07.2020

HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri ve ekranları başında bizleri izleyen değerli halklarımız; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Şimdi, iki gündür gündemde olan, Şırnak'taki bir uzman çavuşun karıştığı cinsel istismar olayı, 13 yaşındaki bir kıza karşı işlenen bu cinsel istismar olayı var. Her ne kadar AKP Grup Başkan Vekili bu durumu kabul etmese de elimde gerek mağdurenin, müştekinin gerek şüphelinin gerekse de sorgu hâkimliğinin zaptı, silahla tehdit ve çocuğa cinsel istismar nedeniyle söz konusu, bahsi geçen uzman çavuşun tutuklandığına dair sorgu zaptı. Öncelikle bu bilgiyi paylaşmak isterim.

MEHMET MUŞ (İstanbul) - Çarpıtma olayı, çarpıtma! Meseleyi çarpıtma!

HÜSEYİN KAÇMAZ (Devamla) - Değerli milletvekilleri, TÜİK verilerine göre de 18.623 çocuk 2019 yılında cinsel istismar suçuna maruz kalmış Türkiye'de. Seçim bölgem olan, aynı zamanda memleketim olan Şırnak'ta da daha önce, kamu görevlilerinin karıştığı cinsel istismar olayları ve cinsel taciz olayları maalesef ki sıklıkla yaşanmakta. Cizre Merkez Anadolu Lisesinde MEMUR-SEN'e bağlı EĞİTİM-BİR-SEN'in okul temsilcisi öğretmen tarafından 50 kız öğrenci tacize uğradıktan sonra soruşturma açıldı ve daha soruşturma neticelendirilmeden ödül gibi bir tayinle söz konusu öğretmen İstanbul'a gönderildi. Yine, 2019'da Beytüşşebap'ta korucuların istismarına uğrayan bir kız çocuğu vardı ve bu korucular da o dönemde yine görevlerine devam ediyordu. En son 14/7/2020'de yani iki gün önce Şırnak'ın Yenimahallesi'nde gece 01.00 sularında iddiaya göre bu uzman çavuş tarafından, 13 yaşındaki kızın ensesinden tutulup kendisine doğru çekilmek suretiyle cinsel istismar suçunun işlendiği durum söz konusu. Ancak, söz konusu olay Şırnak'ta bir infial yarattı; gece saat 01.00 sularında meydana geldi, vatandaşlar, gençler sokaklara döküldü, tepkilerini gösterdiler, sosyal medyada gündem oldu, ulusal basına yansıdı ama her ne hikmetse Şırnak Valiliği 16.43'e kadar hiçbir açıklama yapmadı ve açıklamasında da söz konusu cinsel istismar olayını "Olay mahallinde A. A. İsimli kamu görevlisinin aşırı derecede alkollü olduğu, çevreyi rahatsız edecek şekilde uygunsuz tavır ve hareketler sergilediği..." şeklinde basit bir adli olaymış gibi gösterdi. Bunun sonrasında da baktığınızda, AKP İl Başkanı, Valilik açıklama yapmadan bir paylaşımda bulunmamış, yine Valiliğin açıklaması doğrultusunda bir paylaşım yapmış. Yine, AKP Şırnak Milletvekili aynı şekilde paylaşımda bulunmuş. Ancak hakkını yemeyelim -ki o da Validen sonra açıklama yapmış- sadece Şırnak İl AKP Kadın Kolları Başkanı "Kız çocuklarımıza yönelik yapılan her türlü taciz, istismar, uygunsuz tavır ve hareketlerin karşısında olmaya devam edeceğiz." demiş yani diğerlerinin aksine olayı asla desteklemeyen nitelikte bir paylaşımda bulunmuş.

Değerli arkadaşlar, şimdi, tabii ki bir şahsın işlediği bir suç tüm kurumu bağlamaz, bütün bir kurumu töhmet altında bırakamaz. Ancak size bir örnek daha göstereyim. Şimdi gördüm bunu. Dün akşam saat 22.50 sıralarında, Kadir Ergün -T.C. İçişleri Bakanlığı Jandarma Genel Komutanlığında çalışıyor, şu an Van'da görev yapıyor sanırım, memleketi Pozantı Adana- Kürtlere "Kızlarını başlık parası için satan ırk." diye hakarette bulunmuş ve Şırnak'taki cinsel istismar iddiasını açıkça faşist zihniyetiyle savunmaya kalkışmıştır.

Şimdi, değerli arkadaşlar, siz istediğiniz kadar "Yoktur." deyin, siz istediğiniz kadar "Bunun politikalarımızla alakası yoktur." deyin ama bu ülkede -şimdi arkadaşlarımız anlattı- siyasetçi arkadaşlarımız siyasi rehine olarak cezaevlerinde. Kürt halkının iradesine her gün darbe yapılıyor. Kürt halkının seçim iradesi gasbediliyor. Bugün eğer bu durumun bir müsebbibini arıyorsanız aynı zamanda ülkeyi yönetenlerin politikasına da bakmanız gerekiyor. Çocukların kahkaha atması gereken yerde bizler çocuklara bağırmayı, çığlık atmayı öğretiyoruz.

Arkadaşlar, ne çirkin bir şeydir, değil mi? Bu durum isteseniz de istemeseniz de iktidarın ve mülki amirlerin çocukların korunması, çocuk cinayetlerinin önlenmesi, çocuk istismarlarının önlenmesi konusundaki noksan, eksik politikaları sebebiyle oluyor. Çünkü bütünlüklü ve hak temelli bir çocuk politikanız yok. Bununla birlikte, tabii, başka örnekler de var. Ensar Vakfında yaşanan olaylarda da "Bir defadan bir şey olmaz." demiştiniz. Ancak şunu söyleyeyim arkadaşlar: Çocuk uyurken sessiz olunur, istismar edilirken değil.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)