| Konu: | Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 114 |
| Tarih: | 16.07.2020 |
YAVUZ ERGUN (Niğde) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin lehinde şahsım adına söz almış bulunuyorum. Aziz milletimizi ve Gazi Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.
Van'da görev yapan keşif uçağımızın düşmesi sonucu şehadete yürüyen Emniyet mensuplarımıza ve terör örgütüyle çıkan çatışmada şehit olan kahramanlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum.
Dün, 15 Temmuz hain darbe girişiminin yıl dönümüydü. Milletimiz, o gün, yedi yüz yirmi bir yıl önce Söğüt'te olduğu gibi, beş yüz altmış yedi yıl önce İstanbul'da olduğu gibi, Anadolu topraklarını istikbali olarak gördüğünü tüm dünyaya haykırmıştır. Ülkemizi bölmek isteyen saldırgan ve hainlere karşı Çanakkale'de, Dumlupınar'da ne cevap verdiyse 15 Temmuz'da da aynı cevabı vermiştir. Niğde'mizin evlatları olup o kara gecede şehit olan kahramanlarımızdan Ömer Halisdemir, Ramazan Konuş, Hakan Ünver, Varol Tosun, Kemal Tosun, Yalçın Aran ile birlikte 251 şehidimize Allah'tan rahmet, gazilerimize şifalar diliyorum.
Geçtiğimiz cuma günü tarihî bir gün yaşadık. 1934 yılında alınan karar değiştirilerek Ayasofya Camisi prangalarından kurtulmuş ve yeniden tüm inananlar için umut ateşi olmuştur; başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere tüm aziz milletimize teşekkür ediyorum.
Ayasofya'da ezan sesleriyle yeni bir çağ açan, ruhu üniformalı bir milletin ordusuna dair cümle kurarken ilk aklımıza gelen, her bir askerine "Mehmetçik" diye seslenen ve asker ocağını "Peygamber ocağı" olarak kabul eden, vatan, millet ve dini için mücadele ederek şahadete eren başta Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere şühedaya Rabb'imden rahmet, gazilerimize şifalar diliyorum.
Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, iki bin yılı aşkın bir tarihî geçmişe sahip, bugün dünyada askerî manada uygulanan birçok kavramın ve sistemin kurucusu, ilk uygulayıcısı bir teşkilattır, dünyanın görmüş olduğu en disiplinli ordudur. 1071'de temrenin iyisini yapan, 1453'te topun en büyüğünü döken, 2020'de "Akıncı"yla uçan ordu bizim ordumuzdur. Bu disiplin ve hiyerarşiyle gemileri karadan yürüten ordu da bu milletin ordusudur.
21'inci yüzyılın riskleri, tehditleri, saldırıları, savunmaları, güvenlik anlayışları değişmiştir. Uluslararası aktörler değişmiş, kullanılan mühimmatlar değişmiş lakin değişmeyen tek şey, bizim olmadığımız yerde adaletin olmayışıdır. Türk milleti Balkanlardan çekilmiş, ordumuz oradan çıktıktan sonra haksızlık ve hukuksuzluk o topraklarda hüküm sürmüştür. Gözü yaşlı Boşnak kadınları "Türk beklenendir." demişlerdir. Balkanlardan Şam'a, Libya'dan Yemen'e nerede bir haksızlık, nerede bir gözyaşı varsa bunu dindirecek olan bu milletin bağrından çıkan şerefli Türk ordusudur. Geçtiği topraklarda karınca yuvasını bozmaktan imtina eden, geçtiği yollardaki bağlardan aldığı meyvelerin parasını bırakan ruh ve disiplin, bugün dünyanın eksikliğini hissettiği ruhtur. Bu ruhla yola çıkan ordumuz, 15 Temmuz gibi hain bir girişimin hemen ardından kendi içerisinde gerekli temizliği yaparak, hemen sonrasında Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı, Pençe-Kaplan Operasyonlarıyla kendine tevdi edilen görevleri yerine getirmektedir. Sınır ötesinde yürütülen operasyonlarda bir tek sivilin dahi burnunun kanamaması ordumuzun sahip olduğu disiplin ve karakterinin bir göstergesidir. Sadece operasyon becerisi değil, aynı zamanda Sayın Cumhurbaşkanımızın gösterdiği vizyon gereği Libya'da, Rusya'da gösterilen diplomasiyle Akdeniz'de mavi vatanın sınırları genişletilmiş, Kıbrıs'tan Ege adalarına kadar birçok konuda milletimizin eli rahatlatılmıştır.
Savunma sanayimizin yerli üretimi artırılarak dış bağımlılığımız azaltılmış, buna mukabil de operasyon kabiliyetimiz artırılmıştır. 2002 yılında 62 savunma projesi varken bugün bu sayı 700'ü geçmiştir. Sadece son beş yılda yaklaşık 350 yeni proje başlatılmış, 2002 yılında 5,5 milyar dolar olan savunma bütçeleri şu anda 60 milyar dolarlık bütçe hacmine ulaşmıştır. Aynı yıllarda savunma sanayinde faaliyet gösteren firma sayısı 56'dan 1.500'e, 1 milyar dolar olan ciro 10,8 milyar dolara ulaşmış, 248 milyon dolar olan savunma ve havacılık ihracatı da 3 milyar doları geçmiştir.
Bugün gururla belirtebiliriz ki son yıllarda ortaya çıkarılan ürünlerimiz yurt dışında birçok ülkede talep görmeye başlamıştır. Zırhlı kara araçlarımızdan insansız hava araçlarımıza kadar birçok platformda ürünümüz çeşitli ülkelere ihraç edilmektedir ancak bu alanda da daha yapılacak çok iş ve alınacak çok mesafe var. İnşallah, Sayın Cumhurbaşkanımız öncülüğünde sektörümüzün bütün paydaşlarıyla daha iyi seviyelere geleceğimize inanıyoruz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu milletin bağrından kopmuş ve tarihinde hiç işgalci olmamış bir geçmişi olan, gittiği her yerde gülerek karşılanıp ağlayarak uğurlanan ordumuza, başta Başkomutan Sayın Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, Millî Savunma Bakanımız Hulusi Akar'dan bakan yardımcılarımıza, kuvvet komutanlarımıza...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi Sayın Ergun.
Pardon Sayın Ergun, bir kural olarak uzatma yapmıyorum, kusura bakmayın.
Teşekkür ediyorum.
YAVUZ ERGUN (Devamla) - Sözlerimi tamamlarken ülkemizde yaptığımız kanun değişiklerinin hayırlı ve uğurlu olmasını diliyor, yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)