GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:114
Tarih:16.07.2020

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün 16 Temmuz 1998'in yıl dönümü. Müslüman feminist Konca Kuriş Hizbullah tarafından kaçırıldı ve Konca Kuriş'ten on sekiz ay boyunca haber alınamadı. Kötü haber aylar sonra Konya'nın Meram ilçesinden geldi. Konca Kuriş Hizbullah tarafından otuz beş gün sorgulanıp işkence gördükten sonra öldürülmüştü. Kuriş, dinin dogmatik bir biçimde yorumlanmasını eleştirdiği, feminist olduğu ve bunu açıkça belirttiği için Hizbullah'ın hedefi olmuştu. Kendisini saygıyla anıyorum.

Üyesi olduğum Rabia Naz Komisyonu raporunu vermiştik geçen haftalarda ve bu davaya takipsizlik kararı verildiğini görüyorum. Şimdi, gerçekten burada sormak istiyorum: Bu karar için Komisyon raporunun yayınlanması mı bekleniyordu? Komisyon bir delil toplama ya da kanıya varma mercisi olmadığına göre neden bunu bekledi savcılık? Komisyon raporunda da dava dosyasında da görüldüğü gibi, ilk gün polislerin olay yerine intikalinden tüm soruşturma sürecine kadar birçok ihmal ve hata var. Bu kişiler hakkında idari bir soruşturma devam ediyor mu? Çünkü bu ihmal ve ihlaller olduğu sürece, bizim yazdığımız muhalefet şerhinde bir karartmanın olup olmadığı ya da sonucun ne olduğu; gerçekten düşme mi, atlama mı, itilme mi, trafik kazası mı, buna ulaşılamayacağını belirtmiştik. Ancak, savcılığın özellikle simülasyon yapılması, bazı eksiklerin giderilmesi gibi çalışmalar yapması gerekirken bunları yapmadan, hemen Komisyon raporunun akabinde takipsizlik kararı vermesini manidar bulduğumu ifade etmek isterim. Ülkemizde, gerçekten, hukukun hep güçlüden yana taraflı olduğuna ilişkin kamuoyu görüşünü de bu durum açıkça pekiştirmiştir.

Bugün Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülen kanun teklifinde Soma maden işçilerini de yakından ilgilendiren bir madde vardı. 13 Mayıs 2014 tarihinde yaşanan Soma maden felaketi sonrasında çok sayıda işçi işten atılmıştı. Soma'da tazminat haklarını almak isteyen işçiler uzun süre mücadele ettiler; bu haklı mücadele sonucunda, şubat ayında aslında Eynez Ocağı'nda çalışan işçilere şirketin ödemesi gereken tazminat ödemeleri Türkiye Kömür İşletmeleri tarafından yapılmıştı. Akabinde, işçiler, diğer ocaklarda ve redevanslı sahalarda çalıştırılıp işten atılan, iş kazası geçirip tazminatları ödenmeyen diğer maden işçilerinin tazminat ödemelerinin de yapılmasıyla ilgili mücadeleyi sürdürdüler. Bu çabalar sonucunda Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumunun taraf olduğu redevans sözleşmeleri kapsamında yer alan Işıklar, Atabacası ve Geventepe Ocaklarında çalışıp işten atılan işçilerin kıdem tazminatlarının Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu tarafından ödenmesine ilişkin madde Komisyonda görüşüldü ve onlara büyük ihtimalle ödenecek tazminatları, bu iyi bir gelişme ama hem BAĞIMSIZ MADEN-İŞ Sendikasının hem işçilerin eksik bulduğu, ilettiği şeyler var.

Şimdi, teklif bu hâliyle tam olarak bütün sorunları çözmüyor. Soma işçilerinin yaşadıklarına benzer şekilde, mesela 28 Ekim 2014 tarihinde gerçekleşen Ermenek maden kazası sonrasında tazminatları ödenmeyen aileler ve işçiler kapsam dışı tutuluyor, Soma'da ve başka şehirlerde faaliyet gösteren Uyar Madencilik de aynı şekilde. Teklif sadece kıdem tazminatı ödemesiyle sınırlı, bu yetersiz. Oysa ihbar tazminatlarını çalıştıkları günler için almamışlar ve çalıştıkları günler için ücretleri hâlâ ödenmemiş işçiler de var. Bu anlamda, Türkiye Kömür İşletmelerine bu konuda da sorumluluk verilmeli ve tüm denetim yargı mekanizmaları amasız, fakatsız işletilmeli. Yasa teklifi, iş kazasından sonra malul kalma veya ölüm hâlindeki tazminat ödemelerini de kapsamalı. Ayrıca, birçok madenden işçiler zaten ya kaza nedeniyle ya da "Yan madende kaza oldu, burada da tehlike var." diyerek çıkarılıyorlar. Bu nedenle, sadece geçmişi kapsamamalı, bugün de aynı ödemeler yapılmalı diyorum.

Saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)