| Konu: | Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 115 |
| Tarih: | 21.07.2020 |
NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Sayın Başkan, yeni görevinizi kutluyorum, başarılar diliyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Aslında, tabii görüşüyoruz, bugün konuşmamı bir şekilde hazırlamıştım fakat akşamüstü şöyle bir haber geçti: Yozgat'ın Çekerek ilçesinde, Mardin'in Derik ilçesinden ormanda çalışmak üzere müteahhit aracıyla gelen işçiler var. Üç aylık süreyle orada çalışacaklar, 13 aile kendilerine yer kurmuşlar, çalışmışlar. Bu işlerini yürütürken kurdukları çadırlarda akşam uyuyorlar, sabah tekrar işe gidiyorlar. Birkaç gün önce, birkaç muhtar geliyor, diyorlar ki: "Bize ayakbastı parası vereceksiniz." "Ya, biz Kaymakamlıkla konuşmuşuz, kolluk güçleriyle konuşmuşuz..." "Hayır bize ayakbastı parası vereceksiniz." Kaymakamlığa iletiliyor, kolluk güçlerine iletiliyor, Jandarmaya iletiliyor, itiş kakış, bir yığın muhtar ve yanlarındaki bir kısım insan "Siz bu parayı vermeden, ayakbastı parasını vermeden burada çalışamazsınız." diyorlar. Nitekim olaylar üzerine Jandarma şu anda orada müdahale ediyor, Kaymakamlık bir güvence sağlamış fakat gelinen aşamada Türkiye'deki bu nefret ve kin şeyi... İnsanlar -nasıl gider- bir yerin kaymakamı varken, valisi varken, kolluk gücü varken gidip diyecek ki: "Sen ayakbastı parası ver." Ya arkadaşlar, ülkeyi bu hâle getirmede hepimizin bir sorumluluğu var ve işin bir diğer boyutu, Mardin'in Derik ilçesinden gelip orada çalışanlar -ve biz mevsimlik işçi diyoruz, mevsimlik işçi diye tanımlıyoruz- peki, bunlar kim?
Ben, tekrar, bizim il örgütümüzün bir çalışması nedeniyle dün Bursa'daydım. Bugün, Uludağ Üniversitesinde Kayıhan Pala'nın Rektörlükteki savunması nedeniyle bir kısım arkadaşlarla beraber oradaydık. Dün akşam, gitmişken Bursa'da ne yapalım dedik? İşte, Batman Vekiliyiz ve bölgeden gelen mevsimlik işçiler var, ziyaret edelim. Bir kırsal kesime gittik. Bizim gittiğimiz yer Karacabey ilçesi, 90 bin nüfusu var. Gerçekten, orada baktığımızda çok enteresan bir tablo: 145 kişi var; Kobani'den gelen var. Oradaki bir başka kişiye sordum: Nereden geliyorsunuz? "Adana'dan." Fakat dedi ki: "Vekilim, Adana'ya da Hakkâri'den geldik. 90'larda köyümüz yakıldı, Adana'ya geldik, şimdi burada çalışıyoruz." Diğeri Urfa Eyyübiye'den, diğeri Şırnak İdil'den ve oradalar. Mevsimlik işçi deyince aklımıza ne geliyor? Nisan ayının başından beri oradalar, salça yapmak için domates üretiyorlar artı İsraillilerin bir projesinde mısır tohumu için çalışıyorlar. Peki, nasıl şartlardaydı? Arkadaşlar, İçişleri Bakanlığı genelge bile hazırladı ve biz Meclise daha önce birçok araştırma önergesi vermiştik, reddedildi ama daha önce yapılan çalışmalar ve mevsimlik işçiyle ilgili yürütülen çalışmalar da var. Temiz suyla ilgili hiçbir çalışma yok, pandemiyle ilgili bir çalışma yok ama genelge var, İçişleri Bakanlığı genelge yayınlamış; çadırların mesafesi, yatakların mesafesi, içme suyu, sabunu birçok şey. Bir karavan var güneş enerjisiyle çamaşırlarını yıkamak için, kendi ihtiyaçlarını gidermek için, bir aydır güneş enerjisi bağlanmamış.
Şimdi, burada bunun detayına indiğimizde, peki, bu insanlar niye İdil'den, Kobani'den, Hakkâri'den Adana'ya gidip geliyor? Bunu gerçekten düşünmemiz lazım. Mevsimlik işçi diyoruz, işçi diyoruz sanki sosyal güvenceleri var, emeklilik hakları var, birçok şeyi sanki sağlamışlar gibi. Günlük 70-75 liraya çalışıyorlar ve bunlar kendi ihtiyaçlarını da orada giderebiliyorlar. Bizim hep beraber dönmemiz lazım, sorunların çözümünü konuşmamız lazım. Günübirlik şeyleri konuşup burada dile getirdiğimizde Türkiye'de yaşayan hepsine, bütün herkese ciddi bir haksızlık yapmış oluyoruz. Bunlarla yüzleşmediğimiz sürece, bunların nedenlerine inmediğimiz sürece hiçbir şeyi başaramayız.
Bir diğeri de Batman'la ilgili konuşmak istiyorum, pandemiyle ilgili konuşmak istiyorum, geçenlerde de dile getirdik, hastalık Türkiye'nin birçok yerinde bu normalleşme denilen süreçte yine arttı. Batman'da Jiyan Haber'in muhabiri az önce burada otururken beni aradı, ilaç bulamıyorlar, Siirt'ten ilaç temin ettik, Siirt'ten. Geçenlerde ilaç yoktu, tekrar beni aramışlardı, ben Bakan Yardımcısıyla konuştum, Diyarbakır'dan temin edip oraya gönderdik. Ya, bir taraftan pandemide insanlara tanı konuyor, ilaç yok. Jiyan Haber'deki arkadaş, babasının ve dedesinin hasta olduğunu söyledi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayalım lütfen.
NECDET İPEKYÜZ (Devamla) - Ve dile getirdiği konu, "Bize beş günlük ilaç verdiler, 'Eve gidin, ilacı kullanın.' dediler. Sekiz gündür bizi arayıp soran yok ve ben gidemiyorum. Neden gidemiyorum? Ben babam ve dedemle gittiğimde şüpheli orada, pozitif orada, negatif orada, normal hasta orada, değil fiziksel mesafe, iç içe yığılmışız, tek bir memur çalışıyor." Ya anladık tekçi anlayışı da bu pandemide de mi tek memur koyuyorsunuz ya? (HDP sıralarından alkışlar) Ve tuvalet yok, sabun yok, birçok şey yok, yani insanlarla dalga mı geçiliyor? Pandemiyle eğer mademki bir olağanüstü hâl var, mademki bir süreç var, bunu hep beraber çözmemiz lazım. Bu sorunları konuşmadığımız zaman, yüzleşmediğimiz zaman gerçeğe gidemeyiz. Bizim dile getirdiğimize de bir hamasi nutukla yanıt vermeye gerek yok, gerçek ortada, bunun üstüne hep beraber gidelim.
Saygılarımı sunuyorum, teşekkür ederim. (HDP sıralarından alkışlar)