| Konu: | İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 116 |
| Tarih: | 22.07.2020 |
HDP GRUBU ADINA NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle az önce bir haber aldık, dün Batman Belediyesi Eş Başkanımız Doktor Mehmet Demir, Batman il binasından çıkışta gözaltına alınmıştır. Bu akşamüstü yapılan... Savcılık zaten hiç görüşmeden direkt hâkime, tutuklamaya sevk etmişti, tutuklandı. 23 Martta kayyum atanmıştı. 23 Marttan önce biliyorsunuz bir pandemi süreci vardı ve hem hekim oluşu nedeniyle hem halkın katılımı nedeniyle müthiş bir şekilde pandemiyle ilgili mücadele yürütüyordu. Ve son on gündür Türkiye'de en fazla vakanın görüldüğü kentlerden biri de Batman. Atanmışlarla bu iş olmuyor, gasbederek olmuyor, tutuklayarak olmuyor. Bunun bilinmesi lazım.
Peki, tutuklanma gerekçesi ne? 2013 yılında Demokratik Toplum Kongresinin sağlıkla ilgili yaptığı bir çalışmaya katılmasından dolayı ismi delegasyon listesinde var. O dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanları dâhil davetiye gönderiyorlardı, konuşuyorlardı. Ve 1 hekim sağlıkla ilgili bir konu konuşulacak, bebek ölümleri konuşulacak, anne ölümleri konuşulacak, aşı konuşulacak, salgın konuşulacak katılmayacak! O zaman hekimlik yapmasın. Eğer toplum sağlığına duyarlıysa gitmesi lazım. Ne oldu? O davadan beraat etti. 2018'de tekrar bir Demokratik Toplum Kongresiyle ilgili sorular soruldu, takipsizlik. 2019'un Şubatında, seçimden önce tekrar takipsizlik verildi. Tekrar aynı sorular sorulmuş ve tutuklanmış. Bu dava hukuksal değil, siyasidir. Kınıyoruz, kabul etmiyoruz ve bunlar bitecek.
Geldik, Plan ve Bütçede konuşulan yasayla ilgili... Her zaman torba yasayla ilgili eleştirilerimizi getiriyoruz. Ve bu konuda yaptığınız çalışmalarda, buraya getirdiğiniz önergelerde, torba veya diğer kanun tekliflerinde tercihinizi belli ediyorsunuz. Tercihiniz ya güvenlikçi politikalardan yana, ya sermayeden yana. Tercihiniz keşke halktan yana olsa, keşke yurttaştan yana olsa ama bir konuda mahirsiniz; isim bulma konusunda mahirsiniz. Yani işsizliği önleme, İş Kanunu'yla ilgili düzenleme yani bu konuya bakınca insanlar rahatlıyor ve diyor ki: "İyi bir şeyler." Ya bu pandemi sürecinde -teklifin gerekçesinde hepinizin önünde var- pandemi nedeniyle düzenleme yapalım deniyor. Gerçekten pandemi nedeniyle ise... Ben Plan Bütçe Komisyonunda da söyledim, pandemi ne zaman bitecek? Ya gerçekten merak ediyoruz ama dünya da bilmiyor. Dünyada üniversiteler bilmiyor, bilim insanları bilmiyor, tedavisi ile aşısıyla ilgili çok çalışılıyor. Plan Bütçe Komisyonunda bugüne kadar bu pandemi sürecinde gelen her şeyde pandemi mazereti gösterildi ve burada birçok konuda da pandemi maskesi adı altında çeşitli bahaneler söyleniyor. Ama bu önümüze gelen tekliflerdeki maddelerden birisinde "Haziran 2021'e kadar erteleme" deniliyor. Bir maddede "Aralık 2020'ye kadar" deniliyor, bu özellikle kısa çalışma ödeneğiyle ilgili, diğeri işten çıkarmalarla ilgili. İş yeri hekimliğiyle ilgili bir düzenleme var, pandemi nedeniyle ertelenecek, 31 Aralık 2023 yani 2024, 1 Ocak 2024. Ya, bu pandemiye buna maske bulmaya çalışmayın.
Bakın, bu pandemi sürecinde maskeyle ilgili 8 kez karar değiştirdiniz, insanlar takmadığında hâlâ ceza veriyorsunuz. Dün, Batman Barosundan bir haber geldi. Batman Barosu, bu çıkan Baro Yasası'yla ilgili tepki nedeniyle Batman'da oturmuş, açıklama yapmış, katılan her avukata 900 lira ceza vermiş maske ve fiziksel mesafe konusunda. Ya, istediğiniz zaman istediğiniz şeye maske bulabiliyorsunuz, bu yasalara da maske bulmaya çalışıyorsunuz ve isimlerini böyle tanımlıyorsunuz.
Burada bir diğeri de geçmişten bugüne baktığımızda geçmişte çeşitli düzenlemeler yapmışsınız, 4 Nisan 2004'te, 4/4/2004'te demişsiniz ki: İşçi, işveren ve hükûmet beraber bir kurul oluştursun, üçlü danışma kurulu olsun. İşçilerle ilgili bir düzenleme yapılırken bunu beraber alalım. Cumhuriyet Halk Partisinden eski DİSK Başkanımız da burada, kendisiyle de görüştüm. 2018'den beri toplanmıyor, Plan ve Bütçe'de zaten kurullar çağırılmıyor, görüş alınmıyor ve işçilerle ilgili bir düzenleme yapılıyor. Burada tercihiniz işçi değil patron, tercihiniz yurttaş değil sermaye kesimi ve bu üçlü danışma kurulları toplanmıyor.
Bir diğeri, bu torba yasada birçok şey var, işlerle ilgili, sermayeyle ilgili tercihler dışında, bu, Türkiye Bilimler Akademisi... Ya, Türkiye'de artık kim akademisyen kim değil belli değil. Siz gelmeden önce diyordunuz ki: "YÖK'ü kaldıracağız." Neredeyse YÖK, sizin sayenizde tam bir statükocu kuruma dönüştü. Bugün, atanan rektörlerin 69'unun uluslararası bir dergide yayını yok, atıfta bulunulan kimse yok. Sonra deniyor ki: "İlk 500'de niye üniversitemiz yok?" Siz akademisyenleri bitirirseniz, isimlerini "Akademi kurulları." değil ne söylerseniz söyleyin isim yaramaz, içi boştur.
Bir diğeri, şimdi, pandemi dışında bir başka gerekçede deniliyor ki: "Ekonomi normalleşti, hayat normalleşti." Ya bugün, arkadaşlar, az önce düştü: Sağlık Bakanlığından 5 bürokrat istifa ediyor veya görevden alınıyor yolsuzluk nedeniyle ve gerekçelerden biri ne? Şu ana kadar yapılan testlerin, biz vekillerin yaptırdığı testlerin bile, yurttaşların yaptırdığı testlerin bile yüzde 40'ı yanlış, negatif çıkıyor pozitif olduğu hâlde. Her yanlış, her negatif çıkan yurttaş birçok kişiye de bulaştırabilir zaten filyasyon çalışması yürütülmüyor. 5 bürokrat eğer ayrılmışsa bunda yolsuzluk var, hırsızlık var, bütünüyle toplumun sağlığıyla oynamak var; halk sağlığı sorunudur. Ondan sonra bir "pandemi" diyorsunuz, "ekonomik problemler" diyorsunuz.
Peki, makro ekonomik durumda baktığımızda, bu torba yasada işsizlik mi azalmış? Hayır. Ekonomi mi düzelmiş? Hayır. Pandemi mi bitmiş? Vallahi, hayır. Normalleşme dedikleriniz... Vatandaşla ilgili bütün her şey bozulmuş. Peki, şu anda işsizlik en yüksek düzeyde, dış ticaret açığı yüksek, Merkez Bankasında para kalmamış, döviz rezervi kalmamış, iş yerlerinin çoğu kapanıyor, enflasyon zaten TÜİK sayesinde düzenlenmeye çalışılıyor. Peki, ne yapmışsınız? Müjde veriyorsunuz, bu torba yasada müjde veriyorsunuz. Nasıl bir müjde? Diyorsunuz ki: "İşçi rahatlayacak." Bakın, ne oluyor biliyor musunuz? Kısa çalışma ödeneği veya işsizlikle ilgili ücretsiz izne ayrılma... Bu ücretsiz izin de kısmen veya tamamen. Asgari ücretten az bir para veriyorsunuz -günlük 39 lira- 1.168 lira. Ne oluyor? Diyorsunuz ki: "Müjdemiz size." Peki bu işçi bu haktan yararlanıyorsa emekliliğine yansıyor mu? Hayır. Bu işçinin ayrılmakla ilgili bir hakkı var mı? Hayır. İŞKUR'a başvurabilir mi? Hayır. Bunun dışında, İşsizlik Fonu'na, kısa çalışma ödeneğine başvurabilir mi eğer bir şeyden yararlanmışsa? Hayır. "Ben bunu kabul etmiyorum." dese, o zaman sen ihbar tazminatı da alamazsın başka tazminatlar da alamazsın. Ya, o zaman buna diyelim ki: "Modern kölesiniz." Patronun iki dudağına bağlı "İstediğimiz zaman seni çıkartırım, istediğimiz zaman alırım."... İşçiye "Evine git." diyecek, gidecek, üç ay sonra gelecek. "Ücretsiz izne çık." diyecek, çıkacak. Gel, bu parayı da kim ödeyecek? Ne güzel, ismi "İşsizlik Fonu." İşçi kendi parasından oraya para aktaracak, yurttaşa yansımayacak, asgari ücretten az alacak. Ne olacak? Patron bu sefer de rahatlamayacak, diyecek ki: "Tümüyle seni gönderiyorum." Siz modern köle yaratıyorsunuz ve buna "müjde" diyorsunuz. Ya, bunu toplum biliyor. Nasıl biliyor? Gelin, hep beraber halkın arasına gidelim; Batman'a gidelim, Mardin'e gidelim, Siirt'e gidelim, Urfa'ya gidelim, Van'a gidelim, İstanbul'a gidelim, İzmir'e gidelim, Kocaeli'ne gidelim. Gelin, genç işsizlerin yanına gidelim, kadın işsizlerin yanına gidelim ama siz burada bize ahkâm kesmeye çalışıyorsunuz, ne zaman bir şey söylesek tekrar bir isim uyduruyorsunuz, bir hamasete gidiyorsunuz. Bu hamasetle çözülmez; gerçekler gün gibi ortada.
Bir diğeri, siz, işçinin rızası olmadan birçok şeyi yürürlüğe koyduğunuz gibi ama tercihlerinizde çok mahirsiniz. Tercihlerinizde nasıl mahirsiniz? Ya, ödülleri sermaye kesimine veriyorsunuz, ödülleri işverene veriyorsunuz, işçileri mağdur etmekte de her türlü ortamı geliştiriyorsunuz; sendikalarını engelliyorsunuz, basın açıklamalarını engelliyorsunuz, etkinliklerini engelliyorsunuz ve bu engelleri artırıyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayalım Sayın Vekilim.
NECDET İPEKYÜZ (Devamla) - Adalet ve Kalkınma Partisi, aslında pandemide de, ekonomide de, insan haklarında da, çevrede de, düşünce ve ifade özgürlüğünde de, medya özgürlüğünde de yapmaması gerekenler konusunda nasıl bir uygulama yapıyor? Tümüyle bunların aleyhinde, düşüncenin aleyhinde, insan haklarının aleyhinde, çevrenin aleyhinde, ekonominin aleyhinde, yoksulluğun aleyhinde, her şeyin aleyhinde kendinize bir tarz geliştirmişsiniz, yapmanız gerekenlerden uzaklaşıyorsunuz çünkü tercihiniz sermayeden yana, tercihiniz kendinizden yana. O yüzden diyorsunuz ki: "Biz bize yeteriz." Siz size ne yaparsanız yapın, bu toplum size karşılığını verecektir. "Bu toplum biz." dediniz, biziz! Hep birlikte de bunun çözümünü vereceğiz, karşılığını vereceğiz.
Teşekkür ediyorum, saygılarımı sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)