GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:116
Tarih:22.07.2020

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinize saygılar sunuyorum.

Sayın Başkan, görevinizde başarılar diliyorum, hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ederim.

BÜLENT KUŞOĞLU (Devamla) - 24'üncü Dönemden beri birlikte görev yapıyoruz, sizinle gurur duyuyoruz tabii ki.

BAŞKAN - Sağ olun.

BÜLENT KUŞOĞLU (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, Türkiye Büyük Millet Meclisinde konuşma yapmanın, bu etkinliklerde bulunmanın bir kutsiyeti olduğuna inanıyorum. Yani burada, bu saatte bir şeyler yapmaya çalışıyoruz ama bunun bir kutsiyeti var, bir sorumluluğu var. Bunun müdriki olmamız gerekir, millet oyuyla geldik biz buraya, milletin sorunlarına çözüm bulmamız gerekir, bu çaba içerisinde olmamız gerekir.

Biz, Mecliste ne yapıyoruz milletvekilleri olarak? Yasa yapıyoruz, yasamayla uğraşıyoruz, bir de yürütme erkini denetliyoruz. Yürütme erkiyle ilgili olarak telkinlerde bulunuyoruz, sorular soruyoruz onlara, "Paraları nereye harcadınız?" diyoruz, "Programa aldığınız şu, şu, şu işler konusunda ne yaptınız?" diyoruz, "Bu işlerle ilgili ne kadar para harcadınız? Usulüne göre mi harcadınız?" diye soruyoruz, denetim yapıyoruz. Yasa yaparken bir taraftan da ilgili kurumları denetliyoruz.

Şimdi, şu saatte buradayız, yasa yapmaya çalışıyoruz. Yasalarla ilgili kurumlar var, bu kurumlarla ilgili de denetim yapmamız lazım, soru sormamız lazım ama yürütme erkinden kimse yok burada. Yürütme erkinden kimse yok, bizim soru soracağımız, muhatap olabileceğimiz, telkinde bulunacağımız hiç kimse yok. Yasa yapıyoruz değil mi? Denetliyoruz, hiçbir bakan yok burada. Daha önceki dönemde, biliyorsunuz -biraz önce 24'üncü Dönemden bahsettim- çok memnun değildik, mutlu değildik ama şurada en azından bir bakan otururdu. O bakana "Bu yasayı neden çıkarıyorsun? Şöyle eksiğin var, şöyle fazlan var; şunu yanlış yapıyorsun." derdik, o da bize cevap verirdi, şimdi kimse yok. Milletvekilimiz oturuyor, çok değerli arkadaşlarım, bir şey demiyorum bu altında imzası olan milletvekillerimize ama onlar da milletvekili, yürütme erki değil ki. Yasama, yürütme, yargı diyoruz, güçler ayrılığından bahsediyoruz ama burada yürütme erkinden kimse yok, kendi kendimize yasa yapıyoruz.

Ha, buna rağmen, baştan da belirttiğim gibi bu yaptığımız işin bir kutsiyeti olduğuna inanıyorum, onun için burada en ciddi şekilde bu işi yapmamız lazım, konuşmamız, görevimizi yapmamız lazım sonuç olarak. Tabii, burada bir bakan olsaydı o da seçimle gelmemiş olacaktı; seçimle gelmemiş, siyasi iradesi olmayan bir bakan olacaktı; Anayasa'ya göre bakanlığıyla ilgili gücü olmayan, siyasi iradesi olmayan, yetkisi olmayan bir bakan olacaktı; daha önceki bakanlar gibi değil, burada birçok bakanımız var; böyle farklı bir sistem. Bu sistem içerisinde hakikaten iş yapmak çok zor, öncelikle onu belirteyim.

Bu yasayla ilgili olarak da şunu söylemek istiyorum: Bu 11 maddelik teklif içerisinde ekonomik krizle ilgili olarak 3 tane önemli madde var, ekonomik krizi ilgilendiren 3 madde var, 3'üncü madde de bunlardan bir tanesi. 3, 4, 5; bunlar yeni bir şeyler getirmiyorlar. Birkaç ay önce görüştüğümüz, nisanda görüştüğümüz, mayısta görüştüğümüz bazı kanunları uzatıyorlar, eksiklerini tamamlıyorlar çünkü burada ya da Komisyonda bunları yeterince görüşmedik, tartışmadık; bunları uzatan, öteleyen kanunlar, yetkiyi genişleten kanunlar. Hâlbuki kriz sırasında, martta, nisanda burada biz ne söyledik ya da iktidara mensup olan milletvekilleri ne söylediler? "Pandemi" dediler, "kriz" dediler, "Bir fırsattır, bu krizi fırsata çevirmek lazım." Bu, bütün dünya ülkeleri için böyle, bizim için de böyleydi.

Daha önceden de krizimiz vardı. "Yapısal reformların yapılması şarttır." demiştik. Şimdi, pandemiden sonra hem yapısal reformların yapılması hem de çok daha farklı politikalar izlenmesi lazım. Şimdiye kadar hiçbir şey yapmadık. Bakın, bu 3 madde, ekonomik krizle ilgili sadece öteleme maddeleri. Bu şekilde ülkenin bu krizden çıkması mümkün değil, bunun altından kalkılması mümkün değil ama burada yürütme erkinden kimse de olmadığı için muhatap alıp onlarla konuşmak, telkinde bulunmak, onlara soru sormak, yanlışlarını anlatmak, hatırlatmak, tartışmak, istişare etmek; böyle bir imkânımız yok maalesef.

Peki, niçin uğraşıyoruz? Kayıtlara geçsin, tutanaklara geçsin, gelecek dönemlere, gelecek nesillere bütün bu konuşmalarımız kalsın, belki bir yararı olur diye düşünüyoruz ama bütün bunlar gerçekten de eksik konular.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Toparlayalım Sayın Kuşoğlu.

BÜLENT KUŞOĞLU (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Bakın, birçok arkadaşımız değindi, geçen yıldan bu yana, 2019 Mayısından bu mayısa kadar iş gücüne dâhil olmayan nüfus 4 milyon artmış, 4 milyon 72 bin artmış, TÜİK'in rakamı. 83 milyonuz, 29 milyon çalışanımız var, çok az, bir de 4 milyon azalmış. Bunları düşünmemiz, tartışmamız, konuşmamız lazım. "İşsizliğimiz azalıyor." diye TÜİK bir rakam yayınlıyor, bizler de inanıyoruz, burada konuşmuyoruz, şurada ilgili bakanına sormuyoruz; siyasi irade temsilcisi bize bunlarla ilgili cevap veremiyor. Böyle bir sistemde bir şeyleri götürmeye çalışıyoruz.

İnşallah, bundan sonra daha iyi bir çalışma ortamında daha güzel yasalar yapma imkânı bulabileceğiz.

Değerli arkadaşlar, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP ve İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)