GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:116
Tarih:22.07.2020

DURSUN ATAŞ (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 225 sıra sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 4'üncü maddesi üzerine İYİ PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, ilgili maddeyle ekonominin normalleşmeye başladığı belirtilerek iş yerlerinin haftalık normal çalışma sürelerine dönmesinin teşvik edilmesi amaçlandığı söylenmektedir. Düzenlemede, pandemi sürecinde 1/7/2020 tarihinden önce kısa çalışma ödeneğinden faydalanan işverenlere normal çalışma sürelerine dönmeleri hâlinde sigortalı ve işveren paylarının tamamının üç ay süreyle İşsizlik Fonu'ndan karşılanacağı, Cumhurbaşkanının üç aylık süreyle sektörel olarak ayrı ayrı veya bütün olarak altı aya kadar bu süreyi uzatacağı belirtilmektedir. Bu maddede de her düzenlemede olduğu gibi tek adama yetki verilmeye devam edilmektedir. Hâl böyle olunca sormadan edemiyoruz: Bu yetki yine yandaşlara mı kullanılacaktır?

Değerli milletvekilleri, düzenleme, pandemi sürecinde kısa çalışma ödeneğinden faydalanan firmalara ayrıcalık tanımakta ama işçi çıkarmadan zarar etme pahasına çalışan, üreten iş yerlerineyse bir düzenleme yapmamaktadır. Bu uygulama işçinin lehine yapılan bir düzenleme olsa da firmalar arası adaletsizliğe sebebiyet verecektir. Adaletsizlik, her alana olduğu gibi bu kanun teklifine de yansımıştır.

Değerli milletvekilleri, geçen yıllarda kamu kurumlarına ve kamu bankalarına aktarılan İşsizlik Fonu amacının dışında kullanılmaya devam edilmektedir. İşçilerimizin işsiz kaldıkları dönemlerde kendilerine ödenmesi için kesilen paylar bile işverene aktarılmaktadır. Ekonomik krizin giderek arttığı, pandemi sürecinin yaralarının sarılmaya çalışıldığı bu zor günlerde maalesef ki İşsizlik Fonu iktidarın örtülü ödeneği durumuna getirilmiştir; İşsizlik Fonu'nun ödeme alanları çeşitlenmiştir, işsize değil siyasi iktidara yakın sermayeye can simidi hâline getirilmiştir.

Değerli milletvekilleri, istihdam ve üretime dönük tedbir ve önlemler torba yasalarla Cumhurbaşkanının yetkisine bırakılmaktan ziyade daha kalıcı ve daha kapsamlı yasalarla düzenlenmelidir. AKP'nin on sekiz yıllık iktidarının sonucunda bu tür geçici düzenlemelerle ülke ekonomisi iflas etmiş, işsizlik, tarihinin en yüksek seviyesine çıkmıştır.

Verilerine kimsenin güvenmediği TÜİK bile nisan ayı işsizlik oranını yüzde 12,8 olarak açıkladı, "Geçen yılın aynı ayına göre işsizlik sayısının 427 bin azaldığını, işsizliğin geçen seneye göre yüzde 0,2 düştüğünü" söyledi. Diğer taraftan aynı TÜİK "Son bir yıl içerisinde istihdam edilenlerin sayısı ise 2,6 milyon azalmıştır." dedi. Nüfus artmış, iş azalmış ama ne hikmetse işsizlik düşüyor.

Değerli milletvekilleri, hâlbuki dar tanımlı işsiz sayımız 4 milyon 228 bin kişidir. Genç nüfusta işsizlik oranı yüzde 24,4 olmuştur. 15-64 yaş arası grubunda işsizlik oranı ise yüzde 13,9'dur. TÜİK iş bulma umudunu kaybetmiş ama çalışmaya hazır 4,5 milyon vatandaşımızı bu rakamlara dâhil etse işsizlik yüzde 24'lere çıkacaktır. Bu veriler işsizliğin geldiği vahim boyutu ortaya koymaktadır. İşsizlik bu boyutlara ulaşmışken İşsizlik Fonu'nun yandaşlara, patronlara değil bu işsizlere kullanılması gerekir.

Sayın milletvekilleri, bugün gençlerde istihdam oranı yüzde 29,5'tir yani AKP iktidarı yaklaşık 3 gençten yalnızca 1'ine istihdam yaratabilmektedir. Ne eğitimde ne de işte olan gençlerin oranı yüzde 26'dır. Gençlerimiz açısından en büyük sorun beyin göçüdür. Gençlerimiz Türkiye'de kalmak istememektedir. İstihdamı yaratamazsanız, akademik özgürlüğü sağlayamazsanız, özgürlükleri değil yasakları konuşursanız, interneti yasaklarsanız, demokrasi fukarası Çin'i, Rusya'yı dost seçerseniz, insan haklarını hiçe sayarsanız, insanları kutuplaştırırsanız, ülkemizi Suriyelilerle doldurursanız elbette gençler ülkemizde kalmak istemeyeceklerdir.

Sayın milletvekilleri, sonuç olarak suni gündemleri bırakarak işsizlik, özgürlükler, insan hakları, demokrasi, adalet, üretim gibi devletin en hassas konulardaki sorunlarını bir an evvel çözmezsek Türkiye daha çok genç beyin kaybedecek, ekonomimiz daha kötüye gidecek, işsizlik çığ gibi büyümeye devam edecektir diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)