GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:116
Tarih:22.07.2020

KANİ BEKO (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye, AKP iktidarıyla birlikte hızla bir ekonomik krize sürüklenmiştir. Başta istihdam olmak üzere neredeyse bütün ekonomik göstergelerde hızlı bir bozulma yaşanmaktadır. İşsizlik, cumhuriyet tarihinin en yüksek noktasına gelmiştir. Gerçek işsiz sayısı 10,5 milyon kişiyi geçmiştir. Bu rakamlar dünyadaki 95 ülkenin nüfusundan fazladır. Bu kadar işsizin olduğu bir ülkede, İşsizlik Sigortası Fonu'nun son durumu ise şöyledir: 2020 yılı itibarıyla 133 milyar TL olmuştur. 2020 yılı itibarıyla işsizlik maaşı başvurularının 2 milyona yaklaştığını ve bu rakamın korkunç olduğunu ifade etmek istiyorum. İşsiz sayısı ile işsizlik maaşı alabilenler kıyaslandığında ise tablo daha da kötüdür.

Görmüş olduğunuz gibi sevgili mücadele arkadaşlarım, 81 ilin her köşesinde işsizler ordusu olduğunu buradan bir kez daha ifade etmek istiyorum. Dolayısıyla 2019'da işsizlik maaşı almak için 1 milyon 961 bin işçi İŞKUR'a başvurmuştur. Ancak, sadece 595 bin kişi maaş almayı başarmıştır. GAP için bu fondan 11,5 milyar lira kaynak aktarılmıştır. 2013 itibarıyla GAP'a bu aktarmalar sonrasında, kırk yıldır verildiği hâlde, maalesef GAP bir türlü bitirilememiştir. Ayrıca, geçtiğimiz yılda fondan ödenen yaklaşık 24 milyar TL'nin sadece 6 milyar TL'si işçilere ödenmiş, kalan 18 milyar TL işverenlere ödenmiştir. Sanki, işverenler açlık sınırı altında yaşıyorlarmış gibi bu paraları her seferinde işverenlere vermekten bıkmadınız mı? (CHP sıralarından alkışlar)

Dolayısıyla şunu ifade etmek istiyorum: Bir de meşhur damat bey yani İşsizlik Fonu, sade bir ticarethaneymiş gibi damat bey 3 milyara yakın İşsizlik Fonu'ndan da vergi almıştır. Dolayısıyla, arkadaşlar, Halkbank, Vakıfbank ve Eximbankın İşsizlik Fonu'ndan 10,8 milyar liralık tahvil aldığı ortaya çıkmıştır. Avrupa'da fonları yönetenler, bir, işverenlerdir; iki, işçi sendikalarıdır. Siyasi iktidarlar, Avrupa'da sembolik olarak vardır ama maalesef Türkiye'de işsizlik fonlarını siyasal iktidarlar yönettiğinden dolayı bizim fonlarımız bu noktaya gelmiştir.

Ülkede ağır bir ekonomik kriz yaşanmaktadır. İşsizlik rakamları da bu durumu açıkça ortaya koymaktadır. Ekonomik krizin faturası bugüne kadar hep emekçilere kesildi. Şimdi de salgın nedeniyle yine emekçiler zor durumdadır. İşçiler işsiz kaldı. Onların alım gücü düştü. Şimdi bu teklifle İşsizlik Sigortası Fonu kaynaklarından işverenlere yeni teşvikler aktarılması öngörülmektedir. Kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin uygulamasına tabi tutulan işçilerin normal çalışma düzenine dönmesi durumunda işverenlere işçi ve işveren payı dâhil Sosyal Güvenlik Kurumu prim desteği sağlanacaktır. Sosyal Güvenlik Kurumu primlerinin tamamı, brüt ücretin yaklaşık yüzde 35'i fon tarafından ödenecek, böylece İşsizlik Sigortası Fonu kaynaklarından tekrar işverenlere fazla fazla ödenecektir.

Buradan AKP Hükûmetine sesleniyorum: Yeter artık! İşsizlik Fonu'nun tamamını işçilere vermelisiniz. İşsizlik Fonu'ndan ve işçilerin yakasından elinizi artık çekin, çekin, çekin! Yeter artık diyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

Sevgili milletvekillerim, ülkemizde her gün ortalama 6 işçi katledilmektedir. Türkiye, iş cinayetlerinde Avrupa'da 1'inci, dünyada 3'üncüdür. Sevgili mücadele arkadaşlarım, bu yasayla ne yapmak istediğinizi bir türlü anlayamadım. AKP, iktidara geldiği günden bu yana istatistiklere siz de bakın. 25 bine yakın işçi kardeşimiz işçi sağlığı, iş güvenliği önlemleri alınmadığından dolayı maalesef öldü. Eğer siz bugün bu ertelemeyi yaparsanız, bundan sonra işçi sağlığı, iş güvenliği önlemleri alınmadığından dolayı 25 bine yakın işçi arkadaşımızın ölümüne imza atacaksınız. Soma'dan, Ermenek'ten, Şirvan'dan, Torunlardan, Sakarya'dan hiç mi ders almadınız. Dolayısıyla bu yasanın kesinlikle geri çekilmesi gerekir diye düşünüyorum.

Son olarak şunu ifade etmek istiyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

KANİ BEKO (Devamla) - Bir başka maddeyle işten çıkarma yasağının ve ücretsiz izin uygulamasının 30 Haziran 2021'e kadar sürmesi için Cumhurbaşkanına yetki verilmektedir. Ücretsiz izin uygulamasının, nakdî ücret desteğinin neredeyse bir yıl daha uzatılması işçilerin ayda 1.168 TL'ye mahkûm edilmesidir. Yani işçi arkadaşlarımız, eğer siz bu yasayı çıkartırsanız, bundan sonra 2.300 lira vermiş olduğunuz asgari ücreti bile alamayacaklar.

Dolayısıyla son olarak şunu söylüyorum: Yıllardır kıdem tazminatlarını alamayan maden işçilerinin bu sorunu çözülüyor. Elbette bu olumlu bir gelişmedir ancak yapılan düzenlemeyle patronların ödemesi gereken bir yükümlülük, bir kamu işletmesi aracılığıyla kapatılmış olmaktadır yani yine patronları koruyan bir yasadır. Dolayısıyla şunu en son olarak ifade etmek istiyorum: Soma'ya gittiniz, gittiğiniz yerde Soma'daki maden işçilerine tekmeleri attınız ama unutmayın sıra şimdi işçilerde. İşçiler öyle bir AKP'ye tekme vuracak ki, öyle bir vuracak ki bir gideceksiniz, bir daha dönemeyeceksiniz! (CHP sıralarından alkışlar)

MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye) - Çok beklersin çok!

KANİ BEKO (İzmir) - Yâr saçların lüle lüle, Recep Tayyip Erdoğan sana güle güle. (CHP sıralarından alkışlar)