GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ayasofya'nın cami olarak ibadete açılmasına ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:3
Birleşim:117
Tarih:23.07.2020

MUSTAFA DESTİCİ (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle, sizleri saygıyla selamlıyorum.

Terörün tüm unsurlarına karşı mücadele ederken hayatını kaybeden şehitlerimizi rahmetle anıyor, güvenlik güçlerimize üstün muvaffakiyetler diliyorum.

Süper Lig'e yükselme başarısı gösteren Hatayspor'umuzu ve Erzurumspor'umuzu bir kere de bu kürsüden tebrik etmek istiyorum ve başarılar diliyorum.

Kıymetli milletvekilleri, bugün, kurtuluşa ve cumhuriyete doğru gerçekleştirdiğimiz büyük yürüyüşümüzün en önemli adımlarından olan Erzurum Kongresi'nin açılışının 101'inci yıl dönümü. Bugün de takipçisi olduğumuz ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş esasları olan "Millî sınırlar içerisinde vatan bir bütündür, birbirinden ayrılamaz." "Her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı ve Osmanlı Hükûmeti'nin dağılması hâlinde millet topyekûn kendisini savunacak ve direnecektir." "Manda ve himaye kabul olunamaz." "Kuvayımilliye'yi tek kuvvet olarak tanımak ve millî iradeyi hâkim kılmak esastır." cümlelerinin ve özellikle "millî irade" kavramının ilk kez telaffuz edildiği Erzurum Kongresi'nin yıl dönümünde başta Gazi Mustafa Kemal olmak üzere Kongre üyelerini, Millî Mücadele'mizin tüm kahramanlarını saygıyla, rahmetle anıyorum.

Kıymetli milletvekilleri, yarın, 24 Temmuz 1995 tarihinde kaybettiğimiz Batı Trakya Türklüğünün yiğit evladı, ağabeyimiz Doktor Sadık Ahmet'in vefatının 25'inci yıl dönümü. Sadık Ahmet'in Balkan Türklüğünün var olma mücadelesinin sembollerinden biri olmasının yanında Türk tarihinin en önemli şahsiyetlerinden biri olduğunu vurgulayarak sevgiyle, saygıyla ve rahmetle anıyorum. Kıymetli ailesi başta olmak üzere Dostluk Eşitlik Barış Partisinin değerli mensuplarına ve tüm Batı Trakya Türklerine saygı ve muhabbetlerimi sunuyorum.

Kıymetli arkadaşlar, her gün milletçe kadınlara ve çocuklara yönelen vahşi suçlarla sarsılıyoruz. Son olarak, gencecik bir kızımızı, Pınar Gültekin'i kaybettik. Öncelikle, zanlının bulunmasıyla ilgili güvenlik güçlerimizi tebrik ediyorum. Bir ülkede bir suça engel olunamıyorsa yapılması gereken ilk işin o suça ait cezaları gözden geçirmek olduğunu tekrar hatırlatıyor, kızımıza Cenab-ı Allah'tan rahmet, ailesine ve milletimize baş sağlığı diliyorum.

Tabii, bir kere daha vurguluyorum ki Büyük Birlik Partisi olarak Meclis Dilekçe Komisyonunda 2 milyon imzamız var, verilmiş olan bir Anayasa değişikliği teklif metnimiz var. Biz, iki suç için; işte bu tür kadın cinayetleri ve küçük yaşta çocuklarımızı kaçırıp öldüren cani sapıklar ve bizzat kurşun sıkan teröristler için idam cezasının geri getirilmesini istiyoruz.

Kıymetli milletvekilleri, bilindiği gibi, Danıştay 10. Dairesinin 2 Temmuz 2020 tarihli kararı ve 10 Temmuz 2020 tarihli Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'yle Ayasofya Camisi'nin Diyanet İşleri Başkanlığına devredilmesine ve ibadete açılmasına karar verildi. Öncelikle ve tekrar kararın ülkemiz, milletimiz için hayırlara vesile olmasını niyaz ediyorum.

Ayasofya, maalesef, cumhuriyet tarihimizde üzerinde en çok tartışılan konular arasında yer almıştır. Geçmişe baktığımızda gönüllerde kırgınlıklara, vicdanlarda rahatsızlıklara sebep olan bu tartışmaların zannedilenin aksine muhafazakâr, dindar kesimlerle sınırlı olmadığını görürüz. Siyasetçilerin, akademisyenlerin yanı sıra Necip Fazıl'dan Osman Yüksel Serdengeçti'ye, Arif Nihat Asya'dan Nazım Hikmet'e çok sayıda ve çok geniş yelpazedeki fikir ve sanat insanlarının Ayasofya'ya dair duygularını dile getirdikleri satırlara rastlarız. Necip Fazıl'ın "Türk'ün kapanış bahtıyla beraber açılmalıdır./ Yalnız manayı anlasak, yalnız onu yerine getirebilsek/ Ayasofya'nın kapıları sabır taşı gibi çatlar, kendi kendisine açılır./ Kendi öz evimizde ruh ve mukaddesat odamız Ayasofya budur!" dizelerine Osman Yüksel Serdengeçti'nin "Putperest Roma'ya yeni bir mezar kazacaklar/ Sessiz ve öksüz minarelerinden yükselen ezan sesleri fezaları yeniden inletecek!/ Şerefelerin yine Allah'ın ve onun Sevgili Peygamberi Hazreti Muhammed'in aşkına ışıl ışıl yanacak/ Bütün cihan Fatih Sultan Mehmet Han dirildi sanacak!" cümleleri eşlik eder. Arif Nihat Asya'nın "Mahzun Ayasofya, ulu mabet/ Neye hicrana büründün böyle?/" sorusuna Nazım Hikmet'in "Hak yerine getirdi en büyük niyazını/ Kıldı Ayasofya'da ikindi namazını./ İşte o günden beri Türk'ün İstanbul/ Başkasının olursa yıkılmalı İstanbul!" diyen dizeleri cevap verir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Toparlayalım Sayın Destici.

MUSTAFA DESTİCİ (Devamla) - Kıymetli milletvekilleri, necip milletim; Ayasofya konusunun ibadethane, müze çerçevesine sıkıştırılmasının bazen kasıt, bu olmasa bile gerçekleri ve milletimizi rahatsız eden esası perdelediği kanaatindeyim. İlk problem, ülkemizde bulunan, beş yüz altmış yedi yıldır Türk'e ait olan bir yapıyla ilgili dışarıdan karar ve talimat verme hevesinde olanların Türkiye Cumhuriyeti'nin egemenlik haklarının üzerine düşürmeye çalıştıkları gölgeye ışık tutulması zaruretidir. Türkiye, Yunanistan veya Avusturya'daki bir papazın yahut ABD'li, Güney Kıbrıslı veya Mısırlı bir politikacının parmak sallayarak talimat vermesine boyun eğmeyecek kadar büyük bir devlettir. Türk milleti, tarihinin hiçbir döneminde, en zor günlerinde bile bu tip kükreyen fareleri ciddiye almamıştır. Bugünün Türkiye Cumhuriyeti de bu saygısızlıklara mahal vermemiştir ve vermeyecektir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım Sayın Destici.

MUSTAFA DESTİCİ (Devamla) - Diğer husus, Fatih Sultan Mehmet Han'ın vakfiyesi olan Ayasofya'nın fatihinin vasiyetine ve vakıf senedine aykırı bir statüde bulunmasıydı. Bu iki hususu ve yıllarca içinde bulunduğumuz yanlıştan rahatsızlığını en çok seslendiren ve Ayasofya'nın ibadete açılması mücadelesini hiçbir zaman bırakmayan bir camianın mensubu olarak tekrar memnuniyetimizi dile getirmek istiyor; Danıştay Genel Kuruluna, 10. Dairenin kıymetli üyelerine, hassaten Sayın Cumhurbaşkanımıza şükranlarımı sunuyorum.

Bin beş yüz yıla yaklaşan ömründe binanın en iyi korunduğu dönemi Türklerin idaresi altında yaşadığını, ibadete açıldığı takdirde ülkemizde tarihî değer taşıyan pek çok ibadethanede olduğu gibi tarihin mirasının titizlikle muhafaza edileceğini, bu konuda hiç kimsenin tereddüt veya endişe yaşamaması gerektiğini hatırlatıyor, kararın ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını diliyor, inşallah yarınki cuma namazının Ayasofya'da kılınma bahtiyarlığına bizleri eriştirecek olan Rabb'ime hamdediyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Destici, selamlayalım lütfen.

MUSTAFA DESTİCİ (Devamla) - Son cümlem.

BAŞKAN - Buyurun.

MUSTAFA DESTİCİ (Devamla) - Başta Fatih Sultan Mehmet Han olmak üzere, İstanbul'u İslam'a, Türklüğe hediye eden komutanından erlerine, Peygamberimiz (SAV) övgüsüne mahzar olmuş ordunun her ferdini rahmetle yâd ediyor, Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)