GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2013 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2011 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:44
Tarih:18.12.2012

MHP GRUBU ADINA ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) - Sayın Bakan yok ama, yine de bürokrat arkadaşlara da söyleyeyim.

Şimdi, Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; özellikle?

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) - Hocam, Göktürk'ü kutlamanız lazım.

ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) - Göktürk'ü kutluyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Umarım "Gök Türkiyeli" yapmazsınız, "Göktürk" olarak kalır orada ve Türklüğü orada yukarıdan aşağı doğru temsil eder.

Değerli arkadaşlar, bir insanı meziyetli ya da vasıflı yapabilmenin üç tane temel şartı vardır günümüzde. Bunlardan bir tanesi yabancı dil bilmek, ikincisi belli bir aygıtlar sistemini kullanmayı öğrenmek, yani ehliyet sahibi olmak, kamyonundan tutun bilgisayar kullanmasından tutun, diğerlerini, üçüncü önemli husus da parayı harcamayı öğrenmek.

Bunların içerisinde en önemlisi parayı harcamayı öğrenmektir. İşte, bu Maliye Bakanlığı, parayı toplayan ve aynı zamanda da paranın harcanmasına şu veya bu biçimde yön veren bir bakanlıktır ve bize göre bu para harcanmasında son derece büyük yanlışlıklar, hatalar olmaktadır, ben biraz onların üzerinde durmak istiyorum. Yani "Kaşıkla toplayıp kepçeyle dağıtmak." diye bizde bir söz var, Maliye Bakanlığı yalnızca bu sözü takip etse, Türkiye bugün gelir-gider dengesi bakımından, üretim-tüketim dengesi bakımından belli bir konum ve durum elde eder diye düşünüyorum.

Maliye Bakanlığı, geliri, parayı toplayan bir bakanlık, ancak önemli olan, bu toplanan parayı uygun bir biçimde harcamayı da yapabilen bir bakanlık hâline gelmesi gerekiyor. Türkiye'de hem para toplamada hem de para harcamada sorunlar var.

Şimdi, eski Ticaret Kanunu'nda vardı, "Tacir basiretli bir iş adamı gibi hareket etmelidir." ya da "eder." diye. Bundan çıkardınız mı çıkarmadınız mı bilmiyorum, ama?

RECEP ÖZEL (Isparta) - Şimdi de var Hocam.

ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) - ?devlet adamları ticaret adamı kadar en azından basiretli olmak durumundadır. Asıl soru buradadır.

Eğer bir bakanlık hizmet binası olarak kiraladığı bir binanın, üç yıllık kirasıyla o bina satın alınabilecekse, o binayı kiralamanın mantığı yoktur. Bakanlıklar bina kiralama konusunda milletin kendine emanet ettiği bütçeyi büyük bir sorumsuzluk içerisinde kullanmaktadırlar. Bunlardan birkaç tane örnek vermek istiyorum. Bu bakanlıklardan gelen cevaplara yönelik olarak veriyorum, rakamlar yüzde 1 milyon kesin ve nettir: Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 2012 yılı içinde Balgat semtinde bulunan hizmet binasına yıllık 1 milyon 416 bin TL kira ödemektedir. Dört seneyle çarparsanız bunu, 5 milyon 600 bin lira eder. Oraya, Bakanlığın kiraladığı bir bina gibi ya da fonksiyonunu yerine getirecek bir bina dikmek mümkün. Aynı Bakanlığın Söğütözü'nde bulunan hizmet binasına 2 milyon 714 bin TL bir senede ödenmektedir. 4'le çarparsanız 11 milyon ediyor. Getirin 11 milyon TL'yi -inşaatçı değilim- ben size öyle bir bina oraya koyayım.

Şimdi, Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü, hizmet ve ek bina için 2008 yılından 2012 yılına kadar toplam 10 milyon 857 bin 134 lira 18 kuruş ödenmiş. 10 milyon 857 bin lirayı dört senede ödüyorsunuz -TOKİ diye de bir kuruluşunuz var- adam Allah'tan korkar, bu parayla o binayı oraya koymak mümkündür. Bunun özellikle altını çiziyorum ve bunu takip edeceğimizi de özellikle herkesin bilmesini istiyorum.

Dışişleri Bakanlığı, Dışişleri resmî konutunun Cumhurbaşkanı tarafından boşaltılmaması üzerine Dışişlerine bir resmî konut kiralıyor. Kiralanan bina için ödenen bedel, bugün bu binayı, bu konutun 2i tanesini; 3 tanesini yapacak durumdadır. Şimdi, birisi boşaltmıyor, kendi konutuna çıkmıyor, diğeri de bunu çok yüksek meblağlarla kiralıyor. 571 bin lira, 2012 yılı için ödenen para. 2012 yılı için ödenen para 571 bin lira olduğuna göre aylık 46-48 bin lira arasında bir rakama tekabül ediyor. Yani biz, bir konutun boşaltılmamasından dolayı, o garip gurebanın, fakir fukaranın, tabir yerindeyse, dişinden tırnağından artırarak verdiği vergilerden aylık 48 bin TL konuta kira ödüyoruz. Kime? Dışişleri Bakanı Sayın Davutoğlu'na.

Arkadaşlar, özelleştirilmesi daha dün yapılan köprü ve otoyollarla ilgili bir eleştiriyi de özellikle yapmak istiyorum. Bu otoyolların yirmi beş yıllığına özelleştirilmesinin sonucu olarak rakam 5 milyon 720 bin civarında bir tutar ya da 5,800 arasında bir şeyle verilmiş. Bunun büyük bir kısmı peşin olarak ödeneceği gibi, kalan kısmı da taksitli bir biçimde ödenecektir. Peki, bu köprü ve otoyolların yıllık getirisi ne kadardır? Hükûmet kaynaklarının verdiği bilgiye göre 800 bin TL civarında yani 1 milyona yakın. Bakın, bu özelleştirme yapıldıktan sonra, göreceksiniz, yarın zamlar başlayacak. Bu zamlarla yıllık gelirinin 1,5 milyon TL civarına yükselme ihtimali çok yüksek. Üç buçuk-dört sene içerisinde, tabir yerindeyse, bu özelleştirme yoluyla köprü ve otoyollar bunların ödediği parayı amorti edecek, kalan kısmı ise artık, tabir yerindeyse?

BÜLENT TURAN (İstanbul) - 10 bin Hocam?

ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) - O öyle iddia ediliyor ama değil.

?Yirmi beş yıl artık durmadan, Türkiye Cumhuriyeti'nde vatandaşlar sürekli bir biçimde, periyodik olarak artacak olan köprü zamlarıyla, geçiş zamlarıyla karşı karşıya geleceklerdir.

Burada da devletin ve kamunun çıkarının kesinlikle göz önüne alınmadığı, İstanbul sermayesi ile Anadolu sermayesinin birleştirilmesi ya da bütünleştirilmesi adına ya da oradaki bir kontak adına, tabir yerindeyse, milletin paralarının, bir anlamda çıkarlarının çarçur edildiğini rahatlıkla söylemek mümkün.

Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı var. Bu müsteşarlığa yazıları yazdık, soruları sorduk ama henüz cevapları gelmedi. Ama şunu söyleyeyim: Gelen rakamlar, bu müsteşarlığın kirasının, ilk defa inşa edilme sürecinde Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığının -tabir yerindeyse- 6 milyon lira civarında bir tamir ve tadilat yapılarak harekete geçirildiği ifade ediliyor. 150 bin artı KDV ve aylık kira ile şu anda on yıllığına kiralandığı söyleniyor.

Şimdi, 6 milyon liraya Kızılay'ın göbeğinde milletten topladığınız paraları harcarsanız hem stratejik değil hem kullanıma uygun değil ve sırf bazı bürokratlara yakın olsun diye oraya getirildi, konuldu ve biraz önce de ifade ettiğim gibi, bina yapılabilecek bir parayla siz kiralıyorsunuz veya içinin tamiratını yapıyorsunuz. Bu, haksızlıktır; bu, zulümdür bu millete.

Kamu kaynaklarının kullanımında gösterilen hassasiyet iktidarların dünyaya ve topluma bakışını gösterir. Siz ne kadar yüksek değerlerden bahsederseniz bahsedin, sizi ortaya koyacak şey, ortaya koyduğunuz tavırlardır. Tavırlara baktığımız zaman bir "har vurup harman savurma" mekanizması içerisinde olunduğu gözlenmektedir.

Arkadaşlar, aslında bu zamanın nasıl geçtiğini de çok anlamadım, yavaş da konuştuk ama.

Şimdi, buradan özellikle, Sayın Bakan burada yok ama? Sayın Bakan buradaymış. Sayın Bakan, bu elimde şu anda 7 sayfa var. Bunlar ne, biliyor musunuz? Bunlar Türkiye'deki vergi türleri. Yani bu memlekette bu kadar çok vergi türü varsa bu kadar çok bürokrasi ve formalite var demektir. Bunların bir sadeleştirilmesi gerekiyor. Bunların her birinin kamuya yüklediği ayrı ayrı maliyetler var. Dolayısıyla, bu kadar karmakarışık, bu kadar iç içe girmiş bir vergi düzeninin -kelimenin tam anlamıyla ifade ediyorum- modern ve teknik bir devletin yapabileceği ya da uygulayabileceği bir vergi düzeni olmadığının, bir mantık olmadığının özellikle altını çizmek istiyorum.

Bir toplumun yer altı ve yer üstü kaynakları ne kadar zengin olursa olsun, o kaynakları değerlendiren beyin gücüdür. Siz beyin gücünü ihmal ederseniz, inkâr ederseniz, israf ederseniz, o zaman o yer altı ve yer üstü zenginlik kaynaklarının rantabl, etkin, üretken ve verimli hâle gelmesini sağlayamazsınız. Bugün Türkiye'de, maalesef, bakanlıklar beyin kıyma makinesi gibi çalışmaktadır. Ne yapmaktadırlar bunlar? Bakanlıklar, yetişmiş, deneyimli ve birikimli insanı öğüten devasa yapılar hâline gelmişlerdir. Türkiye bürokrasisi, "kızaktakiler", "istifa etmesi için itilip kakılanlar" ve "iş başında olanlar" gibi 3 kısma ayrılmıştır. Bugün bütün bakanlıklar yetişmiş insanlardan oluşan müşavirler ordusu meydana getirmişlerdir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.

ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) - Bütün bunları yani aslında anlatmak lazım ama zaman doldu. Bütün bunların özellikle dikkate alınmasını? Bu kiralama meselesi birinci derecede önemli bir mesele. Sayın Bakanın bunu özellikle irdelemesini, gerekli uyarıları yapmasını ve tedbirleri almasını diliyorum.

Bütçenin hayırlı olmasını, Türk milletine istiklal ve istikbal getirmesini diliyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)