GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:117
Tarih:23.07.2020

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, ben de 8'inci madde üzerinde söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Kanunun 8'inci maddesi Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun'un 30'uncu maddesinde bir değişiklik yapmaktadır, şöyle ki: Otoyollardan geçiş ücretini ödemeden geçiş yapanlara ödemesiz geçiş tarihini izleyen on beş gün içinde geçiş ücretinin ödemesi hâlinde idari para cezalarının uygulanmayacağını düzenliyor. Açıkça burada yabancı plakalı araçlarla ülkemize gelen vatandaşlarımıza da yerli plakalarla aynı uygulama yapılmaktadır. Açıkçası yanlış ve eksik bir uygulama, çok geç kalınmış bir şekilde düzenleniyor. Her zamanki gibi, alışkanlık hâline getirildiği gibi, bir sorun yaratılıyor ve tekrar, sorunu çözen kanunlarla karşı karşıyayız.

Kanun teklifine baktığımız zaman, değerli milletvekilleri, 6 farklı kanunda değişiklik, düzenleme yapılıyor ama yine bir torba kanunla. Yani farklı birçok ihtisas komisyonunda gerçekten detaylı görüşülmesi gereken bir kanunu, farklı düzenlemeleri, o ihtisas komisyonlarını çalıştırmadan, hızlıca, aceleyle Genel Kurul gündemine getiriyoruz.

Çok ilginç de bir durum var kanun teklifinde, yeni bir komisyon kuruluyor Dijital Mecralar Komisyonu diye. Yani zaten var olan komisyonları çalıştırmadan, şimdi yine çalışmayacak olan bir komisyonu kurmak da ayrı bir ironi olmuş bu kanun için.

Açıkçası, ben bu kanun teklifinde söz almak isterken, kanunun 2'nci maddesi görüşüldü ve oylandı. TÜBA'yla ilgili, Türkiye Bilimler Akademisiyle ilgili gerçekten çok tartışmalı bir düzenleme yapılıyor bu kanunda. Ne teklif sahipleri ne de Komisyon çalışmalarına katılan bürokratlar, neden bu düzenlemenin yapıldığına ilişkin makul bir gerekçe sunamamışlar. Tutanaklara baktığımızda oy çokluğuyla kabul edilmiş ve Genel Kurul gündemine geliyor. Türkiye Bilimler Akademisiyle ilgili bir düzenlemenin Millî Eğitim Komisyonunda, Bilgi ve Teknoloji Komisyonunda, çok değerli akademisyen milletvekilleri tarafından, belki YÖK'ün çok önemli temsilcileri tarafından detaylı görüşülmesi gerekirken, bunu yapmadan, hızlıca, çok sorunlu bir düzenlemeyi bugün kabul etmek durumunda kalacağız belki. Zaten baktığımız zaman da nitelikli yasa yapma sürecinden neredeyse tamamen uzaklaştığımızın bu madde de bu düzenleme de bir örneği olarak karşımıza çıkıyor. Akademik ve bilimsel özerklikleri gerçekten, açıkça bu siyasi iktidar hedef aldı. Bilimsel kurumlara ve TÜBA'nın da bilimsel özerkliğine ciddi darbeler vuruldu. Bakıyoruz, birçok sorun varken, bilim insanlarının, bilim dünyasının, eğitim sistemimizin birçok sorunu varken biz bugün Türkiye Bilimler Akademisinde görevlendirme yapılan kişilerin özlük haklarıyla ilgili son derece sorunlu bir maddeyi gündemimize alıyoruz ve görüşmek durumunda kalıyoruz.

Baktığımız zaman, ne yapılıyor?, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumuyla ilgili kanuna, 3'üncü maddeye bir fıkra ekleniyor. Ne yapılıyor bu fıkrayla? TÜBA'da da 2547 sayılı Kanun'un 38'inci maddesi kapsamında görevlendirilenlerin -TÜBİTAK'ta, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığında olduğu gibi- sosyal ve mali haklarının emsalleriyle eşitlenmesinin öngörüldüğü ifadeleri geliyor. Yani TÜBA'daki görevlendirmelerde de açıkçası yüksek bir maaşla görevlendirmeler yapılacak ama burada sorun şu: Bu düzenleme Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle birlikte 15 Temmuz 2018'de yapılmış ama bu özlük haklarının düzenlenmesinin unutulduğu gerekçesi var. Gerçekten, ne kadar özensiz, öngörüsüz bir gece yarısı kararnamesiyle düzenleme yapıldığına tekrar şahit oluyoruz.

Düzenlemenin gerekçesi açıklanamıyor, savunulamıyor. Özlük hakları, yüksek maaş uygulaması neden? Sayın Komisyon Başkanına sormuştum, Sayın Keşir de işte "Herkese bu uygulanacak." diyor ama Komisyonda bunun 3 kişiye özel bir düzenleme olduğu söyleniyor. Kime özel bir yasa yapıyoruz biz? YÖK'ün görüşü nedir? Gerçekten bunu merak ediyoruz, YÖK temsilcileri, YÖK ne diyor bu konuya? Çünkü YÖK'te bir akademisyenin görevlendirilmesinde gayet makul bir ücret söz konusu ama TÜBA'da neden böyle bir özel düzenlemeye gidiliyor? Kimler için yapılıyor bu? Bilimsel kriteri, akademik... Gerçekten şartlar belirsiz, ucu açık. Bir gece yarısı, birçok insanın, danışmanın belki buraya atandığına şahit olacağız.

Bu da gösteriyor ki açıkçası bu sistem işlemiyor, kurumlar arası uyum sağlanamıyor, kurumların belleği ve birikimleri siliniyor maalesef. Bu sistemi ısrarla savunanlar dahi bir reforma ihtiyaç olduğunu söylüyorlar. Hedefler tutmuyor, sözler yerine getirilemiyor ama en önemli sorun da nedir biliyor musunuz değerli milletvekilleri? Bu kanunun da ismi "İşsizlik Sigortası" olarak geliyor sonra ismi değişiyor Komisyonda. İstihdam ve işsizlikte gerçekten tarihî bir geriye gidişe şahit oluyoruz. Açıkçası, bugün Meclisin temel sorunu, temel tartışma alanı bu işsizlik sorununu nasıl çözeceğimiz olmalıdır. Madem böyle bir yasa gündemimizde, gerçekten toplumun beklediği öncelikli sorun alanına gerçekçi bir çözüm üretebilecek miyiz? Ama maalesef bu kanun bunu yansıtmıyor değerli milletvekilleri.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Toparlayın Sayın Özdemir.

SİBEL ÖZDEMİR (Devamla) - Ne yapıyor siyasi iktidar? Vesayeti altında olan, güvenin kalmadığı istatistik kurumu TÜİK'in rakamları da maalesef gerçeği yansıtmıyor. Bakın, nisan ayı itibarıyla 10 milyon 200 bin kişi işsiz durumda, gerçek işsizlik yüzde 30'ları çoktan aştı. İşsiz olan milyonlar iş bulma umudunu yitiriyor her geçen gün. Çalışma isteği göstermeyenlerin sayısı 33 milyonu, çalışırım diyenler de 30 milyonu aşmış şu an ve nüfus artıyor ancak iş gücümüz giderek azalıyor. Bu çok ciddi bir sorun değerli milletvekilleri. TÜİK aracılığıyla işsiz sayısını düşük göstermenin gerçekten hiçbir anlam ifade etmediğini paylaşmak istiyorum. Eğer biz bu işsizliğe, bu umutsuzluğa, bu çaresizliğe çare üretemezsek toplum olarak, ülke olarak kaybımız çok daha büyük olacaktır. Biz eğer en kısa sürede güçlü bir sosyal devleti inşa edemezsek, milyonlarca vatandaşımız, aileler, içinde bulundukları umutsuzluktan, yoksulluktan kurtulamayacaklar. Siyasi iktidar güçlü bir sosyal devleti sağlamadıkça, haksızlığı, hukuksuzluğu ve adaletsizliği ortadan kaldırmaya dönük...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.

SİBEL ÖZDEMİR (Devamla) - Çok teşekkür ederim Sayın Başkan anlayışınız için.

Evet, eğer sosyal bir devleti hep birlikte inşa edemezsek, sağlayamazsak, haksızlığı, hukuksuzluğu ve adaletsizliği ortadan kaldırmaya dönük adım atamazsak maalesef bu krizin bedeli çok daha ağır olacaktır değerli milletvekilleri.

Siz bu soruna karşı gerçekçi bir çözüm üretemeyeceksiniz, bu çok açık ama bunu kabul etmiyorsunuz. Bu gerçekliği kabul etmelisiniz. İnanıyorum ki, milyonlarca yurttaşımızın desteğiyle hakkı, hukuku ve adaleti ama en önemlisi de istihdamı ve refahı hep birlikte sağlayacağımızı düşünüyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)