| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 118 |
| Tarih: | 28.07.2020 |
HDP GRUBU ADINA EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, sayın vekiller; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, her ne kadar... Hükûmet tarafından gelen işaretlerden, açıklamalardan ekonomiyle ilgili olarak çok ciddi sıkıntılarımız olmadığına dair bir izlenim uyandıracak cümleler dinliyoruz. Son olarak, Sayın Berat Albayrak, özellikle tüketici ve reel kesim güven endekslerine bakarak aslında ekonominin iyiye gittiğine dair, cesaret verici, insana "Ha, işler galiba rayına giriyor." dedirten açıklamalarda bulunuyorlar fakat arkadaşlar, biz aynı rakamlara bakıyoruz ve çok farklı sonuçlar elde ediyoruz. Kimileri bunu şöyle yorumluyorlar: Bizler muhalefetiz ya, muhalefettekiler tabii ki iktidarın uyguladığı ekonomi politikalarına itiraz edecekler, görevleri bu. Dolayısıyla da aslında olması gereken ya da olan şey ki onların genel olarak olumlu olduğuna, en azından kriz koşullarından çıktığımıza dair düşüncelerine karşı bizim açıklamalarımızı da bir anlamda kimisi öyle de açıklamayı tercih ediyor, bir tür vatan hainliği gibi de algılanması mümkün olabiliyor. Şimdi, dolayısıyla da aynı şeye bakıp farklı sonuçlar çıkarmak doğaldır bir tarafıyla ama sanırım Meclisin aynı şeylere bakıp farklı yorumlar yapan siyasi perspektiflerin -ki Mecliste hemen hemen hepsi temsil olmuş oluyor- bunları konuşması lazım yani gerçekten Türkiye ekonomisi nereye gidiyor? Çünkü sıradan insanlar belki bunu izleyemeyebilir ama burası toplumun en önemli merkezi ve toplumun nasıl bir ekonomik geleceğe doğru yürüdüğünü de burada yapılacak tartışmaların büyük ölçüde aydınlatacağını düşünmemiz mümkün. Fakat arkadaşlar, benim gördüğüm kadarıyla bu konular burada hiç konuşulmuyor. Hani, Plan ve Bütçe Komisyonunda -ki ben üyesi oluyorum- "Orada konuşuluyor mu?" derseniz bence orada da çok anlamlı konuşmalar olduğu kanaatinde değilim. Bu, bir anlamda buradaki yasa yapma sürecinin bence, benim görebildiğim kadarıyla sorunu yani bu sorun, bir, zihniyet dünyasından yansıyor; iki de tabii İç Tüzük'ten yansıyor, böyle bir İç Tüzük'le de bu kadar oluyor diyebiliriz.
Şimdi, arkadaşlar, biz bir araştırma önergesi verdik, dedik ki: "Ya, bu farklı algıların, farklı bakış açılarının bir ortaklaşması mümkün olabilir mi acaba?" O sebeple de tabii bu önergemizi desteklemenizi bekliyoruz.
Esas olarak şunu söyleyeyim: Gerçekten de benim görebildiğim kadarıyla Türkiye ekonomisinin makro değişkenlerinde bence beni ve bana benzeyen bakış açılarını rahatsız eden gelişmeler olmakta. Şimdi, diyebilirsiniz ki: İyi de mesela -ki demin söyledim, Sayın Bakan bunu önemli bir gelişme olarak söyledi; evet, doğru- Tüketici Güven Endeksi artarsa iyi bir şey olur tabii ki fakat artışa baktığımızda "Hangi yılın artışı?" "Hangi yılın seviyesine geldik?" diye baktığımızda bizim daha üç beş sene önceki Tüketici Güven Endeksi'nin çok altında yerlerde yürüdüğümüzü görüyoruz. Dolayısıyla da... Hani bu cümleyi öyle söylersiniz, tam da o sizin söylediğiniz cümle, belki yanlış değildir ama gerçeği tam olarak açıklama şansına sahip olmayabilir.
Örneğin, biz, daha çok, ülkede özellikle makroekonomideki değişimlerin ülkedeki gelir dağılımını hızla bozduğu kanaatindeyiz ve bunun da -daha önceki konuşmalarda da sık sık altını çizmeye çalıştığım gibi- gerçekten, önümüzdeki, Türkiye için büyük bir krizi bir anlamda besleyen bir durum olduğunu söylemeliyiz. Dolayısıyla da... Mesela sizlerden bunu hiç duymuyoruz. Mesela son yapılan araştırmalardan anladığımız bizim, en yoksul yüzde 20'lik kesimin gelirleri bu pandemi sürecinde azalmış. Öyle böyle değil, görece olarak baktığımızda yüzde 13'lük bir azalış var...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Katırcıoğlu.
EROL KATIRCIOĞLU (Devamla) - ...ama öte yandan, en zengin yüzde 20'ye baktığımızda da orada yüzde 3'lük bir artış olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla da, görülen şu ki çok kısa bir süre önce, yani -pandemi mart ayında başladı biliyorsunuz- mart ayından bu yana aslında, gördüğümüz kadarıyla zenginler ve fakirler arasındaki ekonomik denge giderek bozuluyor.
Dolayısıyla, değerli arkadaşlar, bu meselelerin burada konuşulması lazım. Dolayısıyla da bu önergenin sizler tarafından da desteklenmesini umuyoruz. Hani -parantez içinde söyleyeyim- desteklenmeyeceğini bilerek bunu söylüyorum ama yine de söylemiş olayım.
Hepinize saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)