| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 118 |
| Tarih: | 28.07.2020 |
CHP GRUBU ADINA UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Ben de sözlerimin başında, dün Mersin Mut'ta meydana gelen acı olayda kaybettiğimiz şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum, yaralılara acil şifalar diliyorum.
Değerli milletvekilleri, biliyorsunuz, Ankara Mithatpaşa'da çok güzel bir ev var, Mustafa Necati Kültür Evi. Mustafa Necati Kültür Evi, o kadar karmaşıklığın arasında, Mustafa Gazalcı'nın deyimiyle bir biblo gibi, gerçekten önemli bir yer. Bu ev, daha önceden, İstemihan Talay döneminde Mustafa Necati Kültür Evi olarak düzenleniyor. Arkasından, AKP hükûmetleri döneminde -Millî Eğitim Bakanlığı ve Kültür Bakanlığı döneminde- bu evle alakalı, bir kuru fasulyeci yapma girişimi ortaya çıkıyor; değerli arkadaşlarım, daha sonra, tepkiler ortaya çıkınca Hükûmet, o tarihte, bununla alakalı girişimi geri alıyor. Daha sonra, Ertuğrul Günay Kültür Bakanı olunca, söz konusu eve ilişkin olarak, Kültür Bakanlığına devriyle alakalı bir protokol düzenleniyor. Daha sonradan da Türkiye Büyük Millet Meclisine devrediliyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi ile Kültür Bakanlığı arasında yapılan protokolün süresi 2018 yılında dolunca tekrar Kültür Bakanlığına devrediliyor. Değerli arkadaşlarım, geçtiğimiz günlerde, bu eve ilişkin olarak, Nuri Pakdil Edebiyat Müzesi yapılmasıyla alakalı bir düzenleme yapılıyor.
Değerli arkadaşlarım, Mustafa Necati'nin ailesi, bu evi, kendi adının yaşatılmasına ilişkin olarak bağış şartıyla devlete veriyor. Bakın, dikkat edin, yani diyor ki: "Mustafa Necati'nin adı yaşatılsın."
Öncelikle değerli AKP milletvekillerine bahsetmek istiyorum: Mustafa Necati kimdir? Mustafa Necati, İstanbul Hukuk Fakültesini bitirdikten sonra İzmir'e göç ediyor, bir süre avukatlık yapıyor, öğretmenlik yapıyor. Daha sonra, İzmir'in Yunan işgaliyle karşılaştığı dönemde, Yunan işgaline karşı büyük bir direnişin içerisinde yer alıyor. Arkadaşlar, arkasından, Bergama'da, Akhisar'da, Soma'da Kuvayımilliye direnişinin içerisinde ciddi bir mücadeleyle karşı karşıya kalıyor. Arkasından da, bu direnişlerden sonra, Saruhan'dan yani Manisa'dan, 1'inci Dönem, milletvekili seçiliyor. Seçildikten sonra, özellikle Kastamonu bölgesinde -ki birtakım arkadaşları herhâlde rahatsız eden bu- İstiklal Mahkemesi Başkanlığı yapıyor. Bakın, çok önemli görevlerde bulunuyor. 1923'te İmar ve İskân Bakanlığı yapıyor, 1924'te Adalet Bakanlığı yapıyor, hemen arkasından da 1925'te -o kısa hayatında- Millî Eğitim Bakanlığı yapıyor.
Millî Eğitim Bakanlığı döneminde ne yapıyor değerli arkadaşlar? Değerli arkadaşlarım, bakın, Talim Terbiye Kurulunu kuruyor, Gazi Eğitim Enstitüsünü oluşturuyor, köy öğretmen okullarını oluşturuyor -yaptıklarından birkaçı bunlar- yani eğitim birliğini sağlıyor; cumhuriyet devriminin, Atatürk devriminin en önemli politikalarından biri olan eğitimle alakalı gereğini yapıyor. O kısa yaşamında, 35 yaşında, bugün için, böyle, ciddiye alınmayacak bir apandisten dolayı -çok kısa- yaşamı sonlanıyor ve rahmete kavuşuyor; mezarı da Ankara'da, Cebeci'de. Değerli arkadaşlarım, Mustafa Kemal Atatürk, Mustafa Necati'nin öldüğünü duyduğu zaman "Ne büyük bir evlattı." diye gözyaşı döküyor.
Şimdi, daha sonra ne oluyor? Aynı yere, yani devlete bağışlanan, onun ailesi tarafından şartlı bağışlanan, adı yaşatılsın diye bağışlanan yere şimdiki Kültür Bakanı tarafından "Nuri Pakdil Edebiyat Müzesi" adı veriliyor. Gittik, oranın önünde gerekli girişimlerde bulunduk, basın açıklaması yaptık. Nuri Pakdil'e girmek istemiyorum, burada çok savunmayasınız diye, başka işlere girmeyin diye. Bir tek sözünü söyleyeyim: Nuri Pakdil, Mustafa Kemal'den ötürü "Atatürk bir firavundur." diyor değerli arkadaşlarım, bir tek onu diyor. Onu da boş verin, hadi onu da bir kenara atalım, o da ayrı bir olay. Değerli arkadaşlarım, Mustafa Necati'nin ailesi bir şartla bağışlıyor bunu; Mustafa Kemal'in en büyük yol arkadaşlarından biri olan, Atatürk devriminin kilometre, mihenk taşlarından biri olan bir ismin yaşatılması amacıyla devlete bağışlıyor.
Şimdi ben buradan Kültür Bakanına soruyorum: Sayın Bakan, buranın adını niye değiştirdiniz? Bizden bazı arkadaşlarımız, yöneticilerimiz, Kültür Bakanının bu isim değiştirilmesiyle alakalı kararı tavzih etmesi ve bu kararı geri almasıyla alakalı Bakanla görüştüler. Bakan dedi ki: "Ben bu kararı geri alamam, ben o tabelayı bir daha aşağı indiremem." Buradan Sayın Bakana soruyorum: Sayın Bakan, o gördüğünüz bina Etstur'un turizm danışma şirketi değil ki, orası Mustafa Kemal'in askerlerinden birinin, yol arkadaşlarından birinin adının verilmiş olduğu, cumhuriyetin kilometre taşlarından birinin, Mustafa Necati'nin adının verildiği bir bina. (CHP sıralarından alkışlar) Senin kendi turizm büron olsa anlarım, ister indir, ister kaldır. Niye böyle, böyle... Veya Nuri Pakdil'e karşı olan dostluğunuzu, ideolojik yakınlığınızı anlarım. Gidin, Nuri Pakdil'in adını başka bir binaya verin, sarayda bir odanın adına verin. Ama cumhuriyet devriminde, Mustafa Kemal'in gözyaşlarını döktüğü "Ne büyük bir evlat." dediği bir cumhuriyet askerinin, Mustafa Kemal'in bir askerinin adını niye değiştiriyorsunuz değerli arkadaşlarım? Bunu, Cumhuriyet Halk Partisinin milletvekili olarak sormak benim hakkım. Biraz sonra sizlerden biri geldiği zaman da şunun bir gerekçesini açıklayın değerli arkadaşlar. Olur, başka bir bina olur, adını verirsiniz, saygıyla karşılarım. Aile bağışlamış ya, gittik bütün evraklara baktık, ailesi bu adla bağışlamış. En azından miras hukuku vardır, etik kurallar vardır, hukuk vardır, ahlak vardır. Kim yapıyor değerli arkadaşlarım, hangi akıl bu talimatı veriyor, size soruyorum şimdi, niye bunu yapıyorsunuz değerli arkadaşlarım?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
UĞUR BAYRAKTUTAN (Devamla) - Başkanım bitiriyorum.
BAŞKAN - Buyurun.
UĞUR BAYRAKTUTAN (Devamla) - Bakın, çok dikkatli konuşmak istedim, kimseyi incitmek istemedim; amacımız üzüm yemek bağcıyı dövmek değil. Mustafa Necati'yle alakalı tereddüdü olan, Mustafa Kemal'in o dönemdeki cumhuriyet devrimiyle alakalı arkadaşlarına bakanlar Mustafa Necati'nin kim olduğunu bilirler. Nuri Pakdil'le alakalı özel bir özleminiz, özel uğraş ve çabanız varsa gidin başka yere adını verin, ona diyeceğimiz yoktur ama biraz önce de ifade ettiğim gibi, Maltepe'de gerçekten çölde vaha gibi duran, cumhuriyet devriminin kilometre taşlarından biri olan -bizim de adını duyduğumuz zaman- millî eğitim politikalarıyla alakalı Türkiye'deki önemli isimlerden biri olan Mustafa Necati'nin adını iadeiitibar yapın ve oraya verin. Buradan da Sayın Bakana sesleniyorum: Lütfen Sayın Bakan... Bununla alakalı size kim talimat verdi bilmiyorum. O talimatın sizin tarafınızdan tek başına alınacağına da inanmıyorum; o ismin kimseyi de rahatsız ettiğine inanmıyorum, inanmak istemiyorum. O nedenle, bu yanlışlığın düzeltilmesini bir kere daha yüce Parlamentodan ifade ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP ve İYİ parti sıralarından alkışlar)