GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:118
Tarih:28.07.2020

İYİ PARTİ GRUBU ADINA AYHAN EREL (Aksaray) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, yüce Türk milleti; İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin birinci bölümü üzerine partim İYİ PARTİ adına söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlarım.

Merhum Başbuğ'umuz Alparslan Türkeş'in dava ve mücadele arkadaşı, Ocak Yayınlarının kurucusu, Türk milliyetçiliğinin yılmaz ve fedakâr savunucusu, ÜLKÜKÖY Genel Başkanlarından yazar, bilim adamı, doktor Bahattin Ergezer Hakk'a yürümüştür. Allah rahmet eylesin, mekânı cennet olsun, başımız sağ olsun.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AK PARTİ Grup Başkan Vekili Sayın Özlem Zengin, Komisyon toplantısında şu ifadeyi kullandı: "İki yıllık bu süre zarfında yaptığımız kanun çalışmalarının en önemlilerinden bir tanesini yaptığımızı düşünüyorum ve bu kanun düzenlemesiyle sadece bugüne dair değil, geleceğe dair de çok önemli bir düzenleme yapacağımız kanaatindeyim. Zaten yaşadığımız olaylar, problemler bunu ihtiyaç hâline getirdi."

Vatandaş, sosyal medyaya sansür getirilmesi yerine hayvana şiddeti, hayvana tecavüzü Türk Ceza Kanunu kapsamına alan, lafzı ve ruhuyla hayvanları gerçekten koruyan bir yasanın çıkarılmasını beklemekte. Vatandaş, sosyal medyaya sansür getirilmesi yerine mutlu olmak istiyor; düşüncelerini, fikirlerini, kimliklerini saklamadan serbestçe kamuoyuyla paylaşmak istiyor. Gençler, geleceğini başka ülkeler yerine kendi ülkelerinde inşa etmek istiyor. Gençler, kamu istihdamında kartvizitler yerine beceri, liyakat ve kariyerlerinin dikkate alınmasını istiyor.

Ülkenin çok acil ihtiyacı olduğunu söylediğiniz bu kanun teklifi, işsizliğe çare olacak mı, Kredi ve Yurtlar Kurumuna borçlu olan öğrencilerimizin bu sorununu çözecek mi, EYT'lilerin beklentilerine cevap verecek mi, söz verilen 3600 ek göstergeyi getirecek mi; gelir adaletsizliğini bitirecek mi, taşeron işçilerin yaşadığı sorunları ortadan kaldıracak mı, çiftçilerimizin uykularını haram eden dertlerine derman olacak mı; atanamayan, sayıları milyonları geçen üniversite mezunu gençlerimize istihdam sağlayacak mı, vatandaşın geçim derdine son verecek mi? Nasıl "İki yıl içerisinde yapılan en önemli kanun çalışması." diyebiliyorsunuz, açıkçası anlamakta zorluk çekiyoruz. Az önce saydığım bu sorunları, Türkiye'nin gündemi olan bu sorunları çözecek kanun çalışmalarıyla Mecliste huzurumuza gelseniz hiç bu kadar çekişmeden, tartışmadan hep birlikte sizi alkışlar, tekliflerinize "evet" oyu veririz ama sokakta vatandaşın gündeminde olmayan, aklının kıyısından köşesinden bile geçmeyen sosyal medya kanununun kime ne faydası var; açıkçası bilemiyoruz.

Yalan haberle mücadele bahanesiyle basın özgürlüğü kısıtlanmış durumda. Yolsuzlukları yapanların değil, maalesef yolsuzlukları yazanların hapse atıldığı bir dönemdeyiz. Eleştirel haber yapan gazeteciler itibarsızlaştırılıyor. Hâl böyle olunca günümüzde sosyal medya; insanlarımızın yaşadıklarını, görüşlerini, şikâyetlerini, mağduriyetlerini dile getirdiği tek alan kalmış durumda.

Görüşmekte olduğumuz bu kanunla, tıpkı görüntülü ve yazılı medyada olduğu gibi medyanın sosyal medya ayağı muhalefet ve eleştiri noktasında kontrol altına alınmak isteniyor. Sosyal medya, insanlarımızın özgürlük alanı, özgürce nefes aldıkları bir atmosferdir. Bu alanda yapılacak her kısıtlama vatandaşımızın nefes alamamasına, özgürlüklerinin kısıtlanmasına neden olacaktır. Onun için kısıtlamalar yapılmadan, insanların kişilik haklarına, onur ve şahsiyetlerine yapılacak her türlü saldırı objektif, tarafsız ve bağımsız yargı tarafından engellenmeli, bu eylemi gerçekleştirenlere de en üst düzeyde cezalar verilmelidir. Ancak günümüzde, maalesef, bugün, yargıya güven yüzde 20'lerin altına düşmüştür.

Yaşanılan hadiselere baktığımızda, iktidar mensubu kişilere sosyal medya yoluyla yapılan herhangi bir eleştiri bir hâkime şikâyet edildiğinde en büyük hakaret sayılıyor ve ceza veriliyor. Aynı eleştiri bir muhalefet milletvekiline veya muhalefette görev yapan bir siyasiye yapıldığında da aynı mahkeme "Bu bir eleştiridir, siyasiler bu eleştirilere katlanmak zorundadır." diye birbiriyle örtüşmeyen, birbiriyle yüzde yüz çelişen kararlar vermektedir. Millet hangi yargıya güvenecek, millet hangi hâkimin verdiği karara güvenecek; açıkçası anlamak mümkün değil. Adalete güven olmayan bir ülkede insanların huzurlu yaşaması, geleceğe güvenle bakması mümkün değildir. Dolayısıyla düzenlenen bu sosyal medya kanununun adalete güven olmayan ülkemizde neler doğuracağı vatandaşlarımızın kafasında büyük soru işaretleri bırakmaktadır.

Bugün ülkemizde birileri her ne kadar kabul etmese de Z ve Y kuşağı diye adlandırılan yaklaşık 27 milyon vatandaşımız vardır. Özellikle bu kuşak, yapılan araştırmalara göre, günlük yedi saatini sosyal medyada geçirmektedir. Her türlü ihtiyaçlarını, duygularını, düşüncelerini alışverişlerini, bilgi paylaşımını, ifade özgürlüklerini bu alanda gidermektedir yani sosyal medya onların yaşam alanıdır. Bu alana yapılacak kısıtlamalar vatandaşın temel hak ve özgürlüğü olan yaşama hakkına da müdahale anlamına gelecektir.

Şunu net bir şekilde belirtmeliyiz ki biz İYİ PARTİ olarak özgürlükler sınırsız değildir düşüncesiyle ve insanların onuruna, haysiyetine, kişiliğine, ailesine sosyal medya yoluyla yapılan saldırıların engellenmesi ve bunu yapanlara da en üst düzeyden ceza verilmesinden yanayız. Hiç kimsenin onuruna, şahsiyetine, kişiliğine el uzatılmamalı, onu karalamamalı, itibarsızlaştırmamalı. Bir insanın özgürlüğünün de bir başka insanın özgürlüğünün sınırına kadar olduğunu herkes bilmelidir. Fakat görüşmekte olduğumuz bu kanun teklifinde bu konuyla ilgili net açıklamalar yoktur.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sosyal medya, siyasi hafızanın muhafaza edildiği en önemli alanlardan biridir. Görüşmekte olduğumuz kanunun 4'üncü ve 5'inci maddelerini incelediğimizde ilgili maddelere "içeriğin kaldırılması" "içeriğe erişiminin engellenmesi" ifadeleri yer almaktadır. İktidarın gelecek nesillerin görmesini, bilmesini istemediği birtakım içeriklerin yayından çıkarılması bu kanunun temel amacıdır. Böylelikle siyasi hafızanın yok edilmesi amaçlanmaktadır. Kısacası geçmişinden utananlar, geçmişlerinin ilerlemelerinin önünde büyük bir engel olduğunun çok iyi farkındalar. Bu yüzden de siyasi hafızayı yok etmek istiyorlar.

Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti... Herkesin düşünce ve kanaatlerini söz ve yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahip olması anayasal bir haktır. Bu hürriyet, resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. İletişim, Anayasa'mızın 12 ve 13'üncü maddelerinde düzenlenen temel hak ve özgürlükler içerisinde ve anayasal güvence altındadır. İletişim hakkı ve kamusal katılıma imkân sağlayan temel hak ve özgürlükler arasında sıkı bir bağlantı vardır. Yine, iletişim hakkı temel bir insan hakkı olarak İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 19'uncu maddesinde yer almıştır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; getirilmek istenen yasayla gençlerin dediği gibi bizim özgürlük alanımıza, yaşam alanımıza müdahale edilmek istenmektedir. Biz her ne olursa olsun, ne yapılırsa yapılsın fikirlerimizde, düşüncelerimizde, AK PARTİ'ye bakış açımızda hiçbir değişiklik olmayacaktır hatta daha önce de söylediğim gibi AK PARTİ son zamanlarda getirmiş olduğu hukuki düzenlemelerle tabiri caizse kendi topuğuna sıkmaktadır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz efendim.

AYHAN EREL (Devamla) - Yapılan bu icraatlar, bu düzenlemeler vatandaşımızı huzursuz ve mutsuz etmektedir.

İnternet deyince, sosyal medya deyince bazılarınızın aklına çok kötü şeyler gelebilir ama bizim aklımıza 500 kitaplık bir sayfayı beş günde okumak yerine on beş dakikada özetlemek anlamına geliyor; istediğimiz bir bilgiye istediğimiz bir şekilde erişme anlamına geliyor; istediğimiz bilgiyi, istediğimiz bir araştırmayı çok kısa ve kolaylıkla elde etme anlamına geliyor. Evde bulunan bıçaklar da zaman zaman zararlı işlerde kullanılıyor ama bıçakları mutfaktan kaldırıp atmıyoruz, faydasını ve zararını ortaya koyuyoruz; faydalı tarafı çoksa kullanmaya devam ediyoruz.

Sosyal medyanın da faydalı tarafının çok olduğunu bilgilerinize sunuyor; kaldırmanın, kısıtlamanın hiç bir fayda getirmeyeceğini düşünüyor, hepinize saygılar sunuyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)