| Konu: | İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 118 |
| Tarih: | 28.07.2020 |
AK PARTİ GRUBU ADINA AHMET BÜYÜKGÜMÜŞ (Yalova) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz kanun teklifinin birinci bölümünün geneli üzerinde parti grubumuz adına söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Konuşmamı 4 başlıkta sizlere sunmak istiyorum. İlk olarak, sosyal medya mecralarının sosyolojik ve ekonomi politik bir incelemesini yapacağım. İkinci olarak, teklifimizin ana hatlarıyla neler getirdiğinden bahsedeceğim. Üçüncü olarak, özgürlükler teorisi bakımından teklifimizi inceleyeceğim. Son olarak, gençlerle ilgili ifade edilen fikirlere dair görüşlerimi sizlerle paylaşacağım.
Değerli milletvekilleri, sosyal medya mecraları, kendine has sosyalleşme pratiklerini içerisinde barındıran, kişiler arasında etkileşimlerden oluşan canlı bir yer; gündelik hayatla benzeşen birçok yönü var. Sadece dijital alandaki teknik göstergelerden değil, onun ardındaki insanlardan söz ediyoruz. Gerçek yaşamda hangi suçlar işlenebiliyorsa dijital alanda da boyut değiştirerek gerçekleşmesi muhtemel. Bu sebeple, dijital dünyanın gelişimine paralel, oradaki ekonomik ve sosyal ilişkileri düzenleyecek hukuki yapıların inşa edilmesi önemli bir zorunluluk.
Gelelim konunun ekonomi politik boyutlarına. İnsanlara dijital mecralarda sosyalleşme olanağı sağlayan bu platformlar, aynı zamanda özellikle reklam gelirleriyle büyük bir ekonomik yapı oluşturuyor. Bu mecralarda yaptığımız her paylaşım, her veri işlenerek bilgiye dönüştürülüyor ve tüm endüstri alanlarında üretimden pazarlamaya, finansa kadar birçok kararın alınmasında bu veriler kullanılıyor. Sistem aslında basit; bize bir sosyalleşme imkânı sunuyorlar ve bu alanda yaptığımız tüm davranışları yani beğenilerimizi, kızgınlıklarımızı, heyecanlarımızı, tüm duygularımızı sayısallaştırıyorlar ve pazarlama stratejilerinin bir nesnesi hâline getiriyorlar. Bizden ne kadar veri alabilirlerse satacakları o kadar fazla şeyleri oluyor. Şimdi, böylesine ticarileşmiş, davranışlarımızı sayısallaştırarak satan bir platformdan bahsediyoruz ve bu karmaşık sistem içerisinde birey olarak herhangi bir hak ihlaline uğradığınızda, sizin muhatap alabileceğiniz, itiraz edebileceğiniz bir merci yok, bir otorite yok. Öncelikle, bunun kabul edilemez olduğunu ifade etmek istiyorum.
Peki, genel bu tablo karşısında, bizim teklifimiz ne getiriyor? Bugün, artık, gündelik hayatımızın bir parçası hâline gelen sosyal medya mecralarına dair, sosyal ağ sağlayıcısı kavramıyla, mevzuat içerisinde tanımı belli olan meseleyi bir çerçeveye oturtuyoruz. Devamında, eğer bu sosyal ağ sağlayıcısı günlük 1 milyon erişime erişiyorsa, yasal temsilci görevlendirme zorunluluğu getiriyoruz ki ya sosyal ağın kendisinden yahut bu ağ içerisinde bireylerin etkileşiminden kaynaklanan sebeplerle ortaya çıkabilecek hak ihlalleri ve uyuşmazlıklarda sosyal ağ adına taraf olabilecek bir muhatap arıyoruz.
5651 sayılı Kanun'da düzenlenen kişilik haklarının ve özel hayatın gizliliğinin ihlal edilmesi durumunda yapılacak başvurulara, bu temsilciliğin kırk sekiz saat içinde yanıt vermesini kural altına alıyoruz ki bu muhataplık ilişkisi hakiki bir hukuki zemine otursun. Yine, 5651 sayılı Kanun'da sadece erişimin engellenmesi bulunurken, içeriğin çıkarılması imkânını da getirerek hak ihlaline neden olan içerik özelinde işlem yapabilen bir kabiliyete ulaşıyoruz. Böylelikle, aslında belli bir yerinde suç unsuru olan internet adresinin tamamının erişimini engellemeden hak ihlalinin önüne geçebileceğiz, bu durumun ifade özgürlüğünü kuvvetlendirici, destekleyici bir etkisi olacağını düşünüyorum.
Peki, temsilcilik açmaktan diğer kural altına alınan uygulamalara kadar, eğer sosyal ağ sağlayıcıları, getirilen hükümlere uymazsa ne olacak? Burada da para cezasıyla başlayan, reklam yasağıyla devam eden, erişim için bant genişliğinin daraltılmasına kadar giden beşli kademeli bir süreç var.
Bakın, özellikle vurguluyorum: Bu teklifte kapatma, sansür yok yani bütün bunların hepsini aşarlarsa, beşli kademelerin hepsini aşarlarsa, bir bant genişlemesi, bir problem ortaya çıkabiliyor onlar açısından ama oraya gelene kadar bu temsilciliği yerine getirebilirler. İkincisi, bant daralmada, hâkim kararına bağlı olarak, kademeli ve orantılı bir şekilde bunun uygulanmasını savunuyoruz, teklifimiz buna da imkân veriyor, idarenin tek taraflı bir uygulaması burada söz konusu değil.
Teklifimizin reform niteliğindeki düzenlemelerinden biri de -ben bunu çok önemsiyorum- birçok ülkede yeni yeni tartışılmaya başlanan "unutulma hakkı"nın tanınması. Kişilik hakları ihlal edilenlerin başvurusu sonucu verilecek mahkeme kararıyla, bireyler, arama motorlarıyla ilişkilendirilmeme hakkı elde edebilecekler. Böylelikle, şahsiyetlerini hukuksuz yere zedeleyen ithamlarla birlikte artık anılmayacaklar. Unutulma hakkını da özgürlükler bağlamında değerli bulduğumu ifade etmek istiyorum.
Değerli milletvekilleri, sosyal medya yasasının gündeme gelmesinden itibaren özgürlükler bakımından konunun yoğun şekilde tartışıldığına şahit olduk. Bir toplumda biz gerçek anlamda özgürlüğü önemsiyorsak, orada özgürlüklerin bir sistem dâhilinde hayat bulmasına zemin hazırlamalıyız. Münferit olarak bir tarafı yahut bir özgürlüğün bir boyutunu alıp öne çıkarırsak, arzuladığımız özgür topluma maalesef ulaşamayız. Özgürlükler konusunu ele alırken sadece bireyin devletle yaşadığı gerilimleri ele alırsak, konuya yüzeysel yaklaşmış oluruz. Özgürlükler, aynı zamanda bireyler arasındaki ilişkilerin ve farklı özgürlükler arasındaki çatışmaların yönetilerek bir düzene oturtulmasıyla hayat bulabilir.
Soruyu doğru yerden soralım; hak arama özgürlüğünün olmadığı bir alanda değil ifade özgürlüğü, herhangi bir özgürlük var olabilir mi? Benim kanaatim, olamayacağı yönünde. O yüzden, hak arama özgürlüğü tüm özgürlüklerin hayat bulması için gerek şart konumundayken, aslında bizim ele almamız gereken tartışma tam da burası, teklifimiz tam da buna cevap üretiyor. Kişilik haklarına saldırıldığını düşünen, mahremiyetinin ihlal edildiği bir durumla karşılaşan, sivil zorbalığa maruz kalan birey ne yapacak? Günlük hayatta gerçekleştirilebilecek tüm suçlar bu dijital ortamda da yapılıyor, bunu da biliyoruz. Bunlara maruz kaldığında nereye müracaat edecek bu birey? Tüm bu soruları cevapsız bıraktıktan sonra, kusura bakmayın, özgürlüklerden söz edemeyiz. Böyle bir vasatta ifade özgürlüğü anlamını bulamaz.
İşte, getirdiğimiz bu teklif, bireylerin kişilik haklarının ihlal edildiğini düşündüğü yerde haklarını arayacakları bir platform sunduğu için değerli. Teklifimizle birlikte, yasal temsilciler vasıtasıyla hem bireylerin sağlıklı bir muhataplık ilişkisi geliştirmesi mümkün olacak hem de mahkemelerimizde alınacak kararların uygulanması yine bu muhataplık sayesinde teminat altına alınmış olacak. Şunu asla unutmayalım: Hak arama hürriyetinin olmadığı bir yerde biz, ifade özgürlüğünden kesinlikle söz edemeyiz ve teklifimiz bunun için önemli. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Tabii, bu yasa gündeme geldiğinden itibaren yoğunlukla gençlerle ilişkilendirildi. Jenerasyon gereği, yoğunlukla, bu mecraları gençler kullanıyor. Evet, buradaki hukuksuzluktan da en fazla biz gençler zarar görüyoruz, bu muhatapsızlıktan.
Kamusal yaşamın parçası olsun ya da olmasın, en fazla gençler siber zorbalığa maruz kalıyor. "İfşa" adı altında, en çok gençlerin şahsiyetleri yıpratılıyor. Şimdi, bu teklifle, tüm bunlar için gençlere bir hak arama platformu sunmuş oluyoruz. Bu teklif, umuyorum yasalaşacak. Bundan sonra da, biz, siyasilerin yapması gereken en önemli konu, gençleri, tüm toplumu, bu hak arama konusunda bilgilendirmek, bu yasanın sunduğu imkânları anlatmak ve yenilerini bu anlamda talep etmek.
Son olarak, elbette, buradaki sayın milletvekillerine ama daha çok kamuoyunun dikkatine bir hususu arz etmek istiyorum. Elimde genişçe bir rapor var, Türkiye'de internet özgürlüğünün durumu hakkında yazılmış bir rapor. Samimiyetle ifade ediyorum, bu konuşmaya hazırlanırken de rapordan istifade ettim. Türkiye'de internet alanına dair politikaların, yapılan çalışmaların bir mevcut durum analizini yapıyor, ardından bu rapor belirli politikalar öneriyor.
Şimdi, bu politika notunun iki maddesini sizlerle paylaşacağım. Birincisi, "Geniş içerikli sitelerin tamamının erişime kapatılması yerine, yalnızca suç teşkil eden bölümleri engellenmelidir." diyor bu rapor. İşte, bu teklifle bizim getirdiğimiz bu.
Yine, bu raporda önerilen politikalardan birisi şu: "Kişisel Verilerin Korunması Kanunu en kısa zamanda kabul edilmeli." Bunu da bizim partimiz getirdi, geçtiğimiz dönemde kanunlaştırdı. Ve ekliyor: "Unutulma hakkının tanınmasıyla ilgili düzenlemeler yapılmalıdır." Şimdi, bu rapor kimin? Değerli milletvekilleri, bu rapor, Cumhuriyet Halk Partisi Arge-Bilim Yönetim ve Kültür Platformunun; 22 Aralık 2014 tarihinde bu raporu yayınlamışlar. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Unutulma hakkıyla da ilgili Meclisi düzenleme yapmaya davet ediyor.
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Yargı bağımsızlığında olur o, taraflı olan yargıda bu iş olmaz, demokrasilerde olur o! Hangi yargıdan bahsediyorsun!
AHMET BÜYÜKGÜMÜŞ (Devamla) - Yani diyor ki: "Biz çoğunluğu Mecliste elde edersek unutulma hakkını getireceğiz, böyle bir düzenleme yapacağız." (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Peki, bu platform sıradan bir platform mu? Değil.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
AHMET BÜYÜKGÜMÜŞ (Devamla) - CHP'nin Parti Meclisi yani yönetim organının üyeleri, bu platformun üyeleri aynı zamanda, tüzükleri gereği bu böyle. Ama aynı önerileri, özellikle unutulma hakkını biz dile getirdiğimizde aman veryansın ediyorlar. Burada öyle şeylerle ilişkilendirildi ki, yok efendim, FETÖ'ymüş, yok şuymuş, yok buymuş. Ya, Cumhuriyet Halk Partisi bunu istiyor, bunun hayata geçirilmesini istiyor. Biz de diyoruz ki: Evet, unutulma hakkı, doğru, bu teklifle yasalaşsın ama meseleyi alıp başka türlü yerlere getiriyorlar. Yine de şu sevindirici: Sakin kafayla düşünüldüğü takdirde bunun önemli bir sorun olduğu, Cumhuriyet Halk Partisi tarafından da söylenmiş bir söz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Şimdi de milletimizin karşılaştığı bu sorunu biz bu teklifimizle inşallah çözüme kavuşturuyoruz.
Tüm bu düşüncelerimle teklifimizin yasalaşması için siz değerli milletvekillerimizin desteğini istirham ediyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Süremi bir dakika aştım, her birinizin affına sığınıyorum. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)