| Konu: | İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 118 |
| Tarih: | 28.07.2020 |
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Korku, dağları sarmış; belli, getirdiğiniz yasalardan belli. Son bir ay içerisinde hem Meclise uzatmaları oynatıyorsunuz hem iktidarınızın uzatmalarınızı oynatacağınız yasaları getirmeye başladınız. Önce, bekçi yasasını getirdiniz saygı duyduğumuz bir meslek ama sizin getiriş niyetiniz biraz farklıydı sonra, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasıyla alakalı yasa teklifini getirdiniz, arkasından barolarla alakalı yasayı getirdiniz, arkasından da bu yasa teklifini getirdiniz.
Bir otoriter iktidarın, bir oligark iktidarın yapacağı bütün yasaları yapıyorsunuz çünkü dünya artık tercihler yapıyor; bir yanda refah devletini ve demokrasiyi, insan haklarını, sosyal devleti tercih eden ülkeler, diğer yanda bu pandemi sonrasının otoriterleşmeyi tercih eden ülkeleri.
Siz, bize bir deli gömleği giydirmeye çalışıyorsunuz bu yasalarla beraber. Bu yasalar sizin ömrünüzü uzatmaz ben size söyleyeyim, bu tip yasaları gündeme getiren iktidarların hiçbirinin ömrü uzun olmadı. Bunlar Türkiye Cumhuriyeti tarihinde tabii yeni nesil yasalar olarak... Bu sosyal medyayla ilgili yasa yeni nesil yasa ama baskıcı iktidarlar benzer yasaları her zaman getirdiler.
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) - Almanya'da da var.
TURAN AYDOĞAN (Devamla) - Kurban olasınız Almanya'daki demokratik normlara. Ne diyeyim kardeşim, oradan laf atıyorsunuz!
Her zaman getirdiler ama ömürleri uzamadı çünkü, halkın nefes borusunu kesmeye kalkarsanız halk da sizin ipinizi keser. (CHP sıralarından alkışlar)
Şimdi, bu yasaları getirirken de hiçbir demokratik olgunluğa da saygı göstermiyorsunuz. İki günde yasa çıkarmaya çalışıyorsunuz, bir gece orada görüşüp bir gece burada görüşüp dünyada görülmemiş yasa çıkarma teknikleriyle beraber yasa çıkarıyorsunuz, sonra da böbürleniyorsunuz "Almanya'da öyle oldu, Türkiye'de böyle oldu." Almanya'nın yargısıyla sizin yargınız aynı mı? Almanya, hiç papaz teslim etti mi? (CHP sıralarından alkışlar)
Siz bu yargı sistemiyle beraber ne yaptınız biliyor musunuz? Kamu-özel iş birliği sözleşmelerinin bir tanesinde kalkıp size dediler ki: "Kardeşim, sizin devletinizin taraf olduğu yargıya biz, bağımsız ve tarafsız olmadığınızdan dolayı güvenmiyoruz." Şehir hastaneleriyle ilgili yurt dışından kullanılan kaynaklarla ilgili yapmış olduğunuz anlaşmanın altına Londra'nın tahkim şartını koydunuz. Hiç üzülmediniz mi? Hiç bu ülkeye ilişkin yüzünüz kızarmadı mı? Size dediler ki: "Yargınız bağımsız ve tarafsız değil, sizin yargınıza güvenmiyoruz, Londra'nın tahkimine güveniyoruz." Siz burada kalktınız, bize böyle bir yasayı yargı margı, falan filan, Almanya'yla tarif etmeye çalışıyorsunuz. Bu yol uzun yol, buna girmenize gerek yok.
Bakın, öyle bir hâle geldiniz ki tekçi bir iktidarınız var, Türkiye'de basının geri kalan kısımlarını bitirmiş zaten; tamamını, merkez medyanın, şunun bunun, geleneksel basının. El atmışsınız, milyonlar satan gazeteler sayenizde hiç satmıyor, bedava veriyorsunuz okuyan yok. Sonra da onun karşısında özgür basını susturmak için elinizden geleni yapıyorsunuz. Halk TV'ye beş gün karartma cezası; madalyanız olsun, tarihe geçiyorsunuz, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde görülmemiş cezalar uyguluyorsunuz. (CHP sıralarından alkışlar) Tele1'i kapatalım, Halk TV'yi kapatalım, öbür yayınını kapatalım, OdaTV'yi kapatalım, Sendika.Org'u kapatalım; siz özgürlükçüsünüz öyle mi? Siz hukuk devleti tarifi yapıyorsunuz öyle mi? Siz demokrasiden nasibinizi aldınız öyle mi? Ben size söyleyeyim mi, benim bunlardan anladığım tek bir şey var: Siz artık yol ayrımındasınız. Siz, demokrasiye, hukuka, özgürlüklere ilişkin her şeyi bir kenara bıraktınız, elinizde bir sarayınız, bir uçağınız, bir de malınız gibi gördüğünüz milleti güdümleme yöntemleri kalmış, başka bir yol yürüyorsunuz. İşte o yürüdüğünüz yola otoriterlik deniliyor, o yürüdüğünüz yola totalizm deniliyor, o yürüdüğünüz yola bazen zümre iktidarı deniliyor halkın iktidarı denilmiyor. Siz hangi yüzle milyonlarca gencin, başka bir kuşağın nefes alanı olan, dünyayla globalleşme alanı olan sosyal medyaya el atıyorsunuz? Hangi yüzle el atıyorsunuz ve burada çıkardığınız sansür yasasını gelip demokratik bir yasa gibi anlatmaya çalışıyorsunuz? Her gün sokakta kadınları dövüyorsunuz, her gün kadınlar ölüyor bu ülkede, her gün yüzlerce, her ay yüzlerce kadın ölüyor bu ülkede, kalkıp "Kadını şiddete karşı ve kadını ahlaki anlamda korumak için yasa çıkarıyoruz." diyorsunuz. Kadınlar sesini buralardan duyuruyorlar. Diyemiyorsunuz ki "Biz kadını evine kapatıyoruz, arkasından da sesini kesiyoruz." Baskıya maruz kalan kadınlar sosyal medyadan sesini duyuruyor. (CHP sıralarından alkışlar) Sokakta duyurtmuyorsunuz; 6284'le ilgili, İstanbul Sözleşmesi'yle ilgili tepkisini ortaya koyan kadınları sizin güvenlik kuvvetleriniz dövdü. Devlet eliyle kadın dövdürüyorsunuz, bu yasa için de "Kadını koruyacağız, o yüzden bu yasayı çıkartıyoruz." diyorsunuz. Öyle mi? Yesinler sizin uydurmalarınızı. (CHP sıralarından alkışlar) O kadar garip şeyler yapıyorsunuz ki dünyada görülmemiş uygulamalar yapıyorsunuz ya. Reklam yasağı koyuyorsunuz bu medya kuruluşlarına.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun efendim.
TURAN AYDOĞAN (Devamla) - Reklam yasağı koyuyorsunuz bu medya kuruluşlarına, bu sosyal medya kuruluşlarına. Dünyanın neresinde görülmüş ya! Alakası olmayan insanların ticaretini kesiyorsunuz; akıl dışısınız ya! Küçük ve orta ölçekli işletmeleri mahvediyorsunuz. Ama siz bir akıl tutulması yaşıyorsunuz artık, telaştasınız. Siz çıldırdınız, çıldırdınız çünkü arkanızda halk desteği yok artık. Burada parmak sayısıyla...
MEHMET CİHAT SEZAL (Kahramanmaraş) - Ona halk karar verir.
TURAN AYDOĞAN (Devamla) - Buradaki parmak sayılarınızla beraber aslında rahatsız edici ve demokrasiye bir saldırı gösteriyorsunuz aynı zamanda. Yüzde 65 karşınızda, yüzde 35'lik parmaklarınızla beraber burada hâlâ ilk oylandığınız tarihteki gücünüzün olduğunu zannediyorsunuz ve topluma karşı saldırgan yasaları çıkarmaya çalışıyorsunuz. Gidicisiniz, kusura bakmayın!
MEHMET CİHAT SEZAL (Kahramanmaraş) - Ona toplum karar verir, siz karar veremezsiniz.
TURAN AYDOĞAN (Devamla) - Gidecekseniz ve bu yasaları tek tek değiştireceğiz haberiniz olsun.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)