| Konu: | İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 118 |
| Tarih: | 28.07.2020 |
ŞEVİN COŞKUN (Muş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; teklifin 4'üncü maddesi üzerinde söz almış bulunuyorum.
Genel Kurulu selamlıyorum.
Mevcut kanunla çocuklara yönelik cinsel istismarı, uyuşturucu madde kullanımı ve müstehcenlik gibi suçlara erişim engeli getirilirken teklif aynı zamanda içeriğin engellenmesini de beraberinde getirmektedir. Mevcut düzenlemeyle çocuk istismarı suçlarında, içeriğin kaldırılması ve erişimin engellenmesi yoluna gidilmesi yerindedir. Ancak daha önce de birçok yasa tasarısında gördüğümüz gibi siyasi iktidar tüm hak ve özgürlüğü kısıtlayıcı maddeleri gizlemeyi de amaçlamaktadır. Erişimin engellenmesine ek olarak bahsi geçen düzenlemeyle içeriğinin kaldırılmasının da öngörüldüğü katalog suçlar kesinlikle daraltılmak zorundadır. Aksi hâlde hak ihlallerine neden olacak bir dizi uygulama yaşanacaktır. Söz konusu katalog suçlardan olan ve kanunda tanımı bile bulunmayan, dolayısıyla çok geniş yorumlanmaya müsait müstehcenlik suçunun yer alıyor olması da kabul edilebilir değildir. Bu kavramın geniş kullanım alanı iktidarın kendi ahlaki değerlerini kanun olarak topluma dayatması anlamına gelecektir. Bu durum iktidarın ideolojik kodlarına uymayan her türlü yaşam tarzının suç sayılacağı bir pratiğe dönüşecektir.
Değerli milletvekilleri, illa katalog suçlara müstehcenlik de eklenmek isteniyor, o zaman neden uluslararası hukuk esas alınmıyor? Evrensel hukukun asgari noktalarını baz alırsak çocuk pornografisinin yanında nefret söylemi, şiddete çağrı ve soykırımı teşvik suçları da katalog suç olarak almamız gerekiyor. Bunların uygulanması için de demokratik toplumun gereklerine göre orantılılık ve ölçülülük ilkeleri çerçevesinde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uygun şekilde mevzuatta açıkça düzenleme yapılması gerekmektedir.
Değerli milletvekilleri, AKP iktidarı yasa yapım süreçlerinde samimiyeti ve toplum yararını gözetmemektedir. Mecliste kabul edilen yasa tekliflerine bakıldığında toplum yararının, hak ve özgürlüklerin dikkate alınmadığı, iktidarın ve sermayenin can simidi niteliğindeki yasa tekliflerinin kabul edildiği görülmektedir.
İktidar, bu yasa teklifini, 4'üncü maddede olduğu gibi çocukların korunması açısından savunabilir ancak birkaç veriyle çocukların korunması ve çocukların üstün yararı açısından iktidarın bu konudaki samimiyetsizliğini ortaya koymak istiyorum.
Türkiye kadına, çocuğa yönelik istismar ve tecavüz vakalarında dünyada 5'inci sıradadır. AKP iktidarının son on yılında bu vakalar 3 kat artmıştır. Cinsel suçların yüzde 46'sı çocuklara yönelik gerçekleşmiştir. AKP son dört yıldır çocuklara yönelik cinsel istismar suçlarına af getirmek istemektedir. 2002 yılından bu yana 18 yaş altı 440 bin çocuk ve yine 15 yaşında 16 bine yakın çocuk doğum yapmıştır.
Değerli milletvekilleri, tablo bununla da sınırlı değildir. Çocukların yaşam haklarının korunmasına yönelik çok ciddi bir pervasızlık sürmektedir. Son on yedi yılda yaşam hakkı ihlal edilen çocuk sayısı 875'tir. AKP döneminde çocuk işçilik de hızla artmıştır. Türkiye'de her 5 çocuktan 1'i işçidir. Çalışan çocukların yüzde 80'i ise kayıt dışı çalışmakta, çocuklar iş gücü olarak görülmekte ve iş cinayetlerinde yaşamlarını yitirmektedir. 2020 yılının ilk altı ayında 14 çocuk, son altı yılda ise 365 çocuk iş cinayetlerinde yaşamını yitirmiştir.
Değerli milletvekilleri, tüm bunlarla birlikte kadına yönelik şiddet ve yaşam hakkı ihlalleri de artarak devam etmektedir. Son on sekiz yılda en az 15.557 kadın katledilmiştir. Geçen hafta Muş'un Malazgirt ilçesine bağlı Gölağılı köyünde yaşayan Fatma Altınmakas, eşinin kardeşi Sinan Altınmakas tarafından saldırıya uğramış, ölüm tehdidinden kaynaklı şikâyette bulunmuştur. Gözaltına alına alınan Sinan Altınmakas 14 Temmuzda serbest bırakılmış, Fatma Altınmakas ise aynı gün eşi Kazım Altınmakas tarafından katledilmiştir. İktidar, cinayetin peşine düşmek yerine Fatma Altınmakas'a ilişkin haberlerin birçoğuna erişim engeli kararı çıkarmıştır. Buradan da anlaşılacağı gibi iktidarın asıl hedefi mevcut sorunu çözmek değil, sansürlemektir. Kendisine yönelik biriken öfke ve eleştirilerin herkes tarafından görüldüğü sosyal medyayı kontrol altına alarak uyguladığı sansürü daha da ağırlaştırmaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ŞEVİN COŞKUN (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
ŞEVİN COŞKUN (Devamla) - Değerli milletvekilleri, toplumun gerçek bilgiye ve ifade özgürlüğüne ihtiyacı vardır. Biz, bu teklife sessiz kalmayacağız; bugün de, yarın da bu gibi uygulamalara karşı mücadele etmeye devam edeceğiz. Biliyoruz ki bu teklife sessiz kalmak Türkiye'yi nefessiz bırakmaktır. Bizler, bu ülkenin halklarının nefes alması için mücadele etmeye devam edeceğiz.
Genel Kurulu selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)