GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:2
Tarih:06.10.2020

HDP GRUBU ADINA NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Türkiye'de sağlık denince artık insanlar isyan edercesine şikâyette bulunuyorlar ve her gün sağlıkta literatüre yeni bir kavram katılıyor; vaka, hasta, semptom, şehir hastanesi. Birçok kavram artık içi boşaltılmış, herkesin şikâyetçi olduğu bir konuma gelmiş.

Neydi? Sağlıkta dönüşüm. Neydi? Her şey güzel olacak, insanlar mutlu olacak ama sağlık kurumları oldu işletme, hastalar, vatandaşlar oldu müşteri, herkes mutsuz ve ne sorsak cevap alamıyoruz, ne söylesek bir damgayla karşı karşıyayız ve bu işletmeler öyle bir konuma geldi ki artık haraç kesercesine işlem yapmaktalar. Nasıl? Türkiye'de medikal firmalar, ilaç firmaları artık kamuya, üniversitelere ilaç vermek istemiyor. Niçin? Çünkü paralarını alamıyorlar. Normalde Kamu İhale Kanunu var, yüz seksen günde para alman lazım, on sekiz ay geçmiş, üniversiteden para alamıyorlar, otuz altı ay geçmiş, kamu hastanelerinden para alamıyorlar, ilaç paralarını alamıyorlar. Peki, Türkiye Cumhuriyeti'nde ilaç fiyatını kim belirliyor? 2015'te bir düzenleme yapıldı, Sağlık Bakanlığı belirliyor. Fiyatı siz belirleyeceksiniz, iskontoyu siz belirleyeceksiniz ve ona para ödemeyeceksiniz ama ne yapacaksınız? KDV'nizi alacaksınız, SGK'yi yatırtacaksınız, borçlarını bankaya ödeme şartı koşacaksınız. İhaleye girildiğinde de ihale için birinci öncelik şu: Borcunuz var mı, yok mu; kamuya ait bir sıkıntınız var mı, yok mu? Bunu söyleyen devlet, bunu söyleyen kurum ama o, borçlu olduğunda onu yapmıyor. Bugün Diyarbakır'da, Batman'da bu konuyla ilgili aradığım firmalar ne diyor? Diyor ki: "Devlet bize ortak, banka bize ortak; biz perişan, vatandaş perişan." Nasıl? "Çünkü ilaç olmadığı için tedavisini yaptıramayanlar var, ilaç olmadığı için tedavisi aksayanlar var. Çünkü biz bu pandemi sürecinde bile yoğun bakımda malzeme sıkıntısı çekmekteyiz." Vatandaş gidiyor, şu anda zaten efektif ameliyatlar yapılamıyor "Şu cihaz yok, biz erteliyoruz, yapamıyoruz." deniyor. Peki, bunca sıkıntının arasında ne oluyor? Döner sermaye yok. Dün İstanbul'da birkaç hastanede asistanlar ve çalışanlar yürüdüler özlük haklarını alamadıkları için. Asistana para hakkı yok, hekime para yok, sağlık çalışanına para yok. Kime para var? Şehir hastanelerinde işlem yapanlara para var, onların sözleşmesini istediğimizde de yine yok.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayınız sözlerinizi.

NECDET İPEKYÜZ (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Peki, başka ne yapılıyor? Her gün her gün bu Mecliste biz çıkıp bir düzenleme yapmamıza rağmen hekim ve sağlık çalışanları şiddetle karşı karşıya ve geldiğimiz aşamada "sağlıkta dönüşüm" bir tehdide dönüştü. Şu anda üniversite hastanelerine kimse malzeme vermek istemiyor, kamu hastanelerine kimse malzeme vermek istemiyor çünkü Maliye Bakanı bir haraca dönüştürmüş: "Ya feragat edeceksiniz ya iskonto yapacaksınız yoksa ödemelerinizi yapmıyoruz." diyorlar. Geçen yıl 230 milyon para yaklaşık 10 kat arttı 2 milyar 3 milyona dönüştü ve Bakan çıkıp diyor ki "Dolar neymiş?" Dolarla alacağını alamayan şirketler var ve büyükelçi diyor ki: "Bunu ödemezseniz bir daha ilaç veremeyiz." Siz, Türkiye'de halkın sağlığıyla oynuyorsunuz, "sağlıkta dönüşüm" dediğiniz halkın sağlığını tehdit etmektedir. Hem kurumları hem vatandaşı, halkın sağlığını tümüyle yok sayıyorsunuz, sadece işletmeci mantaliteyle düşünüyorsunuz. Borcunuza sadık değilsiniz, borçla borç ödemek için vatandaşı karşı karşıya bırakıyorsunuz, şirketleri karşı karşıya bırakıyorsunuz. Bu, halkın sağlığını tehdit ediyor.

Teşekkür ederim. (HDP sıralarından alkışlar)