GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2013 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2011 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:45
Tarih:19.12.2012

CHP GRUBU ADINA KEMAL DEĞİRMENDERELİ (Edirne) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2011 yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı'nın 4'üncü maddesi üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlarım.

Değerli milletvekilleri, çağdaş demokrasilerde, kamu kaynağının elde edilmesi ve kullanım meşruiyeti, parlamentoların varlık sebebiyle özdeş tutulan bütçe hakkına dayanır. Hükûmetler politik öncelikler ile amaç ve hedefler setini kaynak harcama yapısıyla birlikte ortaya koyarak parlamentoya sunarlar ve parlamentodan onay isterler. İlgili dönemin sonunda, milletin meclisinde, döneme ilişkin gerçekleşmeler, bütçenin amaç ve hedeflerine ulaşma derecesi açısından değerlendirilir. Böylece, hükûmetin performansı ortaya çıkar. Bütçenin amaç ve hedefleriyle gerçekleşmeler arasındaki açıklık ve meydana gelen sapmalar üzerinden müzakere edilir ve hükûmetten hesap sorulur. Bu siyasal denetim, demokrasilerin gelişimi açısından vazgeçilmez öneme sahiptir. Yani gerçekleşenler hakça, doğruluk, dürüstlük ilkelerine, etik, kanun ve usullere uygun yapılmış mıdır, bunu görürüz.

AKP Hükûmeti, evrensel bu kabulleri biçimsel, yüzeysel nitelemekte ve öyle görmektedir. AKP, bütçe hakkını ihlal eden bir dizi uygulamasıyla mali tarihimiz içerisindeki yerini alacaktır.

Ne gibi ihlaller yapmaktadır AKP yönetimi? Orta vadeli program veya orta vadeli mali plan her yıl gecikmeli yayınlanmıştır. 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu'nun 14'üncü maddesinin gerekleri yerine getirilmemiştir. Bütçe tasarısının ?-Cetvelinde bizatihi, cetvelin amacı dışında düzenlemelere gidilmiştir. Sayıştayın dış denetim raporlarını içeriksizleştiren yasal değişiklikler yapılmış ve bu durum dış denetim raporlarının Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulamamasına yol açmıştır. Sayıştay üyelerinin seçiminin de her defasında politize edilmesi gibi saymakla bitmez bir sürü olumsuz uygulama AKP döneminde yapılmıştır.

Sayın milletvekilleri, bu genel çerçeve içinde görüşmekte olduğumuz 4'üncü madde de bütçe hakkına etkileri yönüyle özel öneme sahiptir. 4'üncü madde de devredilen, iptal edilen, tamamlayıcı ödenekler düzenlenmektedir. Peki sayın milletvekilleri, bu maddeye ilişkin olarak, Sayıştayın genel uygunluk bildirimindeki açıklamalar yeterli kabul edilebilir mi? İptal edilen kalemler, iptal edilecekse niçin bütçeye ödenek olarak konulmuştur? Bu öngörüsüzlük, önceliklerin isabetsizliği değil midir? Zaten Danıştayın dış denetim raporları da olmadığı için, amaç ve hedeflerle ödeneklerin kullanımı arasındaki ilişkiyi de değerlendirme imkânı elimizden alınmıştır. Niye, Meclisten ne kaçırılmaktadır? Denetim sorumluluğu olan Danıştayın, kamu idarelerinin mali rapor ve tablolarının güvenirliliği ve doğruluğu hakkında görüş bildirmesi, kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli olarak kullanılıp kullanılmadığının belirlenmesi, iç kontrol sistemlerinin değerlendirilmesine ilişkin görev ve yetkileri son çıkan yasayla kısıtlanmıştır. 1.472 personeli, Türkiye'nin en yetişmiş değerlerini içinde barındıran, kuruluşu ta 1876'lara dayanan bu kurumu atıl hâle getirmektesiniz. Korkarım, kısa vadede bu kurumdan da kurtulmanın yollarını arayacaksınız. Bu uygulamalarınız Meclisin bütçe hakkını zayıflatmakta ve etkisizleştirmektedir.

Sayın milletvekilleri, tamamlayıcı ödenek uygulamasını da bütçe hukuku ve bu bağlamda demokrasimizin önemli bir sorunu olarak görmek durumundayız. Kuşkusuz, devlet yönetiminde ödenek üstü harcamayı gerektiren olağandışı olaylarla karşılaşılabilir. Ancak bu durumu, çağdaş kamu mali yönetim sisteminin mekanizmalarıyla çözüme kavuşturmak mümkündür. Yani en temel mekanizma ek bütçedir ve 5018 sayılı Yasa da buna imkân vermektedir. Ek bütçe talebi, meşru ve geçerli görülebilecek temel bir yöntem olarak benimsenmelidir.

Ayrıca, tamamlayıcı ödenek uygulamasına gelince: Türlü mekanizmalar AKP Hükûmeti için yeterli olmamaktadır. 5018 sayılı Kanun ve merkezi yönetim bütçesi kanunundaki hükümler çerçevesinde, kamu idarelerinin ödenekleri arasında yüzde 20'ye kadar aktarma yapma yetkisi de bulunmaktadır. Maalesef, Hükûmet bu mekanizmayla da yetinmemekte ve ödenek üstü harcamaya yönelmektedir. Sorun, bütçe hazırlık çalışmalarındaki ciddiyetsizlik ve öngörüsüzlüktür. Yasalarda olduğu gibi, yasalar yeterince incelenmeden Meclise getirildiği gibi, çıkarıldığı gibi ve bir ay sonra, iki ay sonra yeniden düzeltme ihtiyacı hissedilip yeniden düzeltildiği gibi çoğunluk oylarıyla belirli biçimsel gerekler sağlanabilir ve kanunlar geçirilebilir. Ancak, Hükûmetin bu yönetim perspektifi halk nezdinde de meşruiyetinin zayıflamasına yol açmaktadır.

Sayın milletvekilleri, bu uygulamalarla hem denetim mekanizması Sayıştay, hem de karar makamı olarak Meclis hiçe sayılmaktadır. AKP Hükûmetinin hukuktan anladığı, lafzı ve ruhuyla evrensel değerlerin yaşama geçirilmesi değil, iktidarını sürdürebilmek adına uygun mevzuatı çıkarıp işini yürütmektir ve bunu yaparken de maalesef kurumsallıktan uzak, köşe dönücü, cin fikirli, etik değerleri olmayan bir kasaba esnafı anlayışıyla hareket edilmektedir.

Sayın milletvekilleri, Sayın Başbakanı rahatsız eden, ayak bağı olarak ifade ettiği yargı ve kuvvetler ayrılığına ilave, denetim makamı Sayıştay, karar makamı Meclis ve hatta ana muhalefetin de devreden çıkarılması herhâlde en önemli hedef olarak görülmektedir. Lûgatında hesap verme, adalet, denetim, izan barındırmayan bu yönetime söylenecek söz de bellidir, o da: Gerçeklerin zaman zaman ortaya çıkma gibi bir huyu vardır, ki nitekim dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisi, ileri demokrasi, adalet, komşularla sıfır sorun, Orta Doğu'da liderlik söylemlerinin ne kadar gerçek dışı olduğu halkımız tarafından gayet açık görülmektedir.

Büyüyen ekonomide gördüğümüz, vatandaşın borcunun, sıkıntısının büyüdüğüdür. En kıymetli topraklara sahip Edirne'de bile çiftçimiz borcunu ödemek için topraklarını, traktörünü satmak zorunda kalmaktadır. Kayserili sanayici fabrikasını Kayseri'den söküp Etiyopya'ya taşımak durumunda kalmaktadır. İleri demokrasiden de gördüğümüz, son olarak ODTÜ öğrencilerine yönelik gaz bombalı, son derece sert, ölümcül müdahalelerdir.

Değerli milletvekilleri, demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğünü yönetim perspektifinde içselleştirememiş bir siyasal iktidardan, kamu mali yönetimindeki keyfîliklerden arınmasını beklemek de gayet naif bir tutum olur. Ancak tarihî tecrübe göstermektedir ki hesap verme sorumluluğu taşımayan ve saydam olmayan iktidarların zora dayalı pratikleri arttıkça gelecek yılların aydınlığına uzanma süresi o kadar kısalmaktadır.

Denetimin saf dışı edildiği, harcamaların bilinmezlerle dolu olduğu Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı'na onay vermeyeceğimizi belirtir, yüce Meclisi saygıyla selamlarım. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Değirmendereli.