GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 7 Ekim 2015'te Nobel Kimya Ödülü'nü alan Profesör Doktor Aziz Sancar'ın millî ve manevi değerler ile bilimselliğin ne kadar uyum içerisinde olduğunun en güzel örneklerinden birisi olduğuna, bu gururu yaşattığı için kendisine bir kez daha teşekkürlerini sunduğuna, 7 Ekim 1980'de idam edilen Mustafa Pehlivanoğlu ile tüm şehitleri rahmet, minnet ve şükranla andığına ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:4
Birleşim:3
Tarih:07.10.2020

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

7 Ekim 2015 tarihinde Profesör Doktor Aziz Sancar hücrelerin hasar gören DNA'ları nasıl onardığını ve genetik bilgisini koruduğunu haritalandıran araştırmaları ki kendisinin ifadesiyle "DNA'nın Piri Reis haritası"nı yapması vesilesiyle Nobel Kimya Ödülü'nü alarak ülkemizi sevindirmişti.

Aziz Sancar, millî ve manevi değerler ile bilimselliğin ne kadar uyum içerisinde olduğunun en güzel örneklerinden birisidir.

Aziz Sancar, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir." sözünü şiar edinmiş münevver bir şahsiyettir.

Aziz Hoca çalışmalarıyla, açıklamalarıyla, örnek şahsiyetiyle Türk gençlerine ve bilim insanlarına bir rol model olmuştur. Mardin'in Savur ilçesinden çıkarak yokluk ve imkânsızlıklar içerisinde millî şuurunu hiç kaybetmeden bilim dünyasına adını altın harflerle yazdırmıştır.

Aziz Sancar yerli, millî ve evrensel olmanın ete kemiğe bürünmüş hâlidir. Hedefleri uğruna yılmadan, yorulmadan çalışan bir beyin olan Aziz Sancar'a bu gururu bizlere yaşattığı için bir kez daha teşekkürlerimizi, şükranlarımızı sunuyoruz.

Sayın Başkan, 7 Ekim ülkücü hareket için önemli tarihlerden biridir. 7 Ekim 1980'de ülkücü Mustafa Pehlivanoğlu, 12 Eylül mahkemelerinin hukuksuz ve yanlış kararıyla idam edilerek şehit olmuştur. Mustafa Pehlivanoğlu, alnı açık, başı dik, mazlum, fedakâr ve cefakâr ülkü neferlerimizden biriydi, idam sehpasına yürürken dahi duruşunu ve cesaret yüklü vakur tavrını bozmadı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Bu vesileyle başta Mustafa Pehlivanoğlu olmak üzere, vatanımızın varlığı, milletimizin birliği, devletin bağımsızlığı ve şanlı bayrağımızın dalgalanması uğruna hayatlarını feda etmiş olan ülküdaşlarımızı ve tüm aziz şehitlerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyorum.

Sözlerime, şehidimiz Mustafa Pehlivanoğlu'nun ailesine yazdığı son mektuptan şu ifadeleri alıntılayarak son veriyorum: "Sevgili anneciğim ve babacığım, sizler beni bu yaşa kadar büyüttünüz ve yetiştirdiniz. Ben sizlerin bir evladınız olarak bugüne kadar Cenab-ı Hakk'ın ve onun resulünün, Yüce Peygamber'imizin yolundan ayrılmadım. Alın yazımız böyle yazılmış, kader neyse onu çekeceğiz. Eğer benim günahım varsa Cenab-ı Allah'ın huzurunda çekmeye hazırım. Yok, bir yanlışlık sonucu ölümüme karar verenler, idam edenler Allah'tan bulsunlar. Şunu hiçbir zaman unutmasınlar ki Mustafa'lar ölür, Allah davası ölmez, milliyetçilik yaşar."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - "Kellemi verdiğim bu yolun zaferi yakındır. Zafer her zaman Allah'a inananlarındır."

Teşekkür ederim Sayın Başkan.