| Konu: | Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 6 |
| Tarih: | 15.10.2020 |
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'nda önemli bir değişikliğe gidiliyor. Teklifin ilk 5 maddesi 2003 yılında kabul edilen bu kanunla uygulanmaya başlanan ve hâlen uygulanmakta olan performans esaslı bütçeden aslında iktisatçıların, maliyecilerin tam olarak hâlâ anlayamadığı performans esaslı program bütçe sistemi diye bir sisteme geçişi düzenliyor. Böyle bir ihtiyaç vardı deniyor ancak söylenenle kanun teklifinde getirilen şeyler birbiri tutmuyor. Ve bu değişikle ne olacak ona bir bakalım. Hâlen kullanılmakta olan 5018 sayılı Kanun'la uygulanan performans esaslı analitik bütçe sisteminde bütçe harcamalarının dağılımı 4 başlıkta gruplanıyordu: Kurumsal, finansal, ekonomik ve fonksiyonel sınıflandırma şeklinde.
Şimdi bu düzenlemeyle program bütçe sistemiyle bu gruplardan fonksiyonel sınıflandırma kaldırılıyor. Bu değişiklikle teknik olarak bütçenin mevcut kod sistemini bozacak bir düzenleme getiriliyor. Hem uluslararası standartlardan uzaklaşılıyor hem de kodlama değiştiği için geçmiş yılların verileriyle olan bağ ortadan kalkıyor. Fonksiyonel sınıflandırmada 10 başlıkta düzenlenen hizmetlere yapılan harcamalar ile verilen ödeneklerin programlara dağıtılması söz konusu. Yani, izlenmesi, analiz edilmesi ve raporlanması yeni getirilen bu sistemle mümkün olmayacak. Örneğin bir kurumun eğitimle ilgili, sağlıkla ilgili alt kalemlerde hangi harcamaları yaptığını bu yeni getirilmek istenen sistemde göremeyeceğiz. Bu değişikliğin en önemli sonucu mali şeffaflığı ortadan kaldıracak olması. Yine örneğin kamu özel iş birliğiyle hazırlanan ve verilen garanti ödemeleriyle halkı yirmi beş yıl boyunca milyarlarca dolar borçlandıracak olan projelerin ve yandaş müteahhitlere ödenecek olan paraların ne kadar olduğu, nasıl olduğu yine bu sistemle artık izlenemeyebilecek. Zaten "ticari sır" denerek saklanıyordu, şimdi, bundan sonra takip edilmesi çok daha zorlaşmış olacak. Bir de belediyelerin mali özerkliği de kaybolacak görünüyor. Bütçelerini kendi stratejik planlarına göre yaparlarken şimdi Cumhurbaşkanı programına uyumlu hâle getirmek zorunda kalacaklar. Bu eleştirilerimizi Komisyonda da dile getirdik ancak tatmin edici hiçbir cevap alamadık bunlarla ilgili. Eğer bu hâliyle kanunlaşırsa bu teklif bu düzenlemeler gerçeklerin gizlenmesi projesi olarak ortaya çıkacaktır değerli arkadaşlar.
Tabii, saklamak lazım. Neden? Çünkü ekonomi çöktü, işsizlik çift haneli rakamlardan aşağı inmiyor, enflasyon düşmüyor, devlet borç batağına batmış durumda, hazinenin uzun ve kısa vadeli toplam borcu 1 trilyon 810 milyar TL'ye yükseldi, TL sürekli değer kaybediyor, eğitim sistemi çöktü, 3 milyon 37 bin hanede şu anda çocuklar internete erişemiyor, icra dosyalarının sayısı 23 milyonu aştı, halk fakirleşiyor, hukuka güven kalmadı; say say bitmiyor; esnaf, KOBİ kan ağlıyor, kredi taksitlerini nasıl ödeyeceğini, prim ve vergi borçlarını nasıl ödeyeceğini soruyor, af bekliyor, sicil affı bekliyor, yapılandırma bekliyor ama iktidardan bunlarla ilgili hiçbir ses yok, hiçbir düzenleme yok.
Torba kanuna son dakikada giren bir madde var bu arada. 2020 yılı Cumhurbaşkanının borçlanma yetkisini de 2 katına çıkarıyoruz bu kanunla değerli arkadaşlar. Şimdi, borçlanma yetkisi yüzde 5 yasal artırımla zaten 154 milyarken Eylül 2020 sonu itibarıyla 241 milyar TL olmuş. Şimdi, bu kanunsuzluğu da kanuni hâle getiriyoruz yani mali disiplin de ortadan kalkmış görünüyor. "Program bütçeye geçiyoruz." denilerek mali şeffaflık ortadan kaldırılıyor. "Muhalefet gerçeklere ulaşamasın, gerçekler gizlensin." Bu isteniyor.
Yine, Komisyonda sorduk 2020 bütçesinin Meclise sunulmasına on gün varken bu kadar kısa süre içerisinde bütçelerini hazırlayan kurumlar bu değişikliğe nasıl uyum sağlayacaklar diye. Meğer çok çalışmışlar ve çıkarılacak olan bu düzenlemeye göre hazırlıklarını yapmışlar yani o kadar eminler ki Komisyonda bu Meclisten bu kanun teklifinin geçeceğinden... Şunu söylemek istiyorum değerli arkadaşlar: Bakın, Sayıştayın da hiç fikri sorulmamış, hiç görüşü alınmamış, kendisi bilgilendirilmemiş.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayalım lütfen.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (Devamla) - Asıl konuşacak çok şey var ama... Bakın, iktidar muhalefet ayrımı yapmadan ben bütün vekil arkadaşlarıma seslenmek istiyorum: Meclisin iradesi artık yok sayılıyor yani milleti temsil eden milletvekilleri artık yok sayılıyor, her şey, tüm yetkiler tek bir elde toplanmaya çalışılıyor bu sistemle. Artık bunu lütfen görelim ve lütfen buna göre davranışlarımızı, görüşlerimizi ortaya koyalım. Bu gidişata hep birlikte bir "Dur!" diyelim. Yani birçok örnek var. Bakın, dünden beri Çevre Komisyonunda da bir kanun teklifi görüşülüyor, burada da -yine Çevre Ajansı kurulmasıyla ilgili kanun teklifi- Kamu İhale Kanunu'nun istisnalar maddesine yeni bir ekleme yapılıyor ve ajansta yapılacak bazı mal ve hizmet alımlarına ilişkin usul ve esasların Cumhurbaşkanı tarafından belirlenmesi sağlanıyor. Zaten Kamu İhale Kanunu delik deşik olmuş, bundan sonra artık her şeyi biz Cumhurbaşkanına devredelim ve Meclisi kapatalım değerli arkadaşlar. Bu gidişat iyi değil, bu gidişat hiç iyi değil.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (Devamla) - Toparlıyorum Başkanım.
BAŞKAN - Devam edin, tutanaklara girsin.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (Devamla) - Bu kanun teklifini kesinlikle reddediyoruz ve kanun teklifi için kesinlikle "Hayırlı olsun." diyemiyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)