GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:8
Tarih:21.10.2020

HDP GRUBU ADINA GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; CHP'nin grup önerisi üzerine söz aldım. Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Şimdi, Victor Hugo'nun bir sözü var, diyor ki: "Aslında vicdan insanın içindeki tanrıdır." Biz, OHAL döneminde vicdanın nasıl öldüğüne, vicdansız bir iktidarın, eline geçen yargı araçlarını aslında halkın aleyhine nasıl kullandığına bire bir tanıklık ettik. Peki, sadece vicdan mı öldü? Hayır, OHAL döneminde vicdanla beraber hukuk katledildi ve en önemlisi de anayasal devlet düzeni ortadan kaldırılmak için OHAL KHK'leri bir araç olarak, bir kaldıraç olarak da kullanılmaya çalışıldı.

Sayın Kaboğlu Hocam az önce, OHAL dönemindeki hukuksuzlukları ve kurulan OHAL Komisyonunun aslında her bir mağdur için, her bir hakkı yenen insan için nasıl hukuksuzluklar içerdiğini tek tek anlattı. Savunma hakkının ihlal edilmesinden -bağımsız ve tarafsız olmasa da- yargıya erişim hakkının engellenmesine ve bu anlamıyla masumiyet karinesinin ihlalinden tutalım da silahların eşitliği ilkesine kadar yüz yüzelik, savunma hakkı gibi hukukun bütün temel ilkeleri aslında OHAL Komisyonu kurulmasıyla ortadan kaldırıldı.

OHAL Komisyonunu size kim muştuladı? Aslında bizler -bir OHAL KHK'lisi olarak söylüyorum- AİHM'e başvurduğumuzda dosyalar çok kabarıktı ve AİHM size dedi ki: "Ya, bu iş böyle olmaz. Biz bunların hepsine de ihlal kararı vermek zorunda kalırız, sizin için de dosya çok kabarık olur. İyisi mi, siz gidin bir ara birim kurun, bir idari birim kurun ve bunların bir kısmını ayıklayın. Bu arada zaman geçer, bazıları ölür, bazıları hakkından vazgeçer, bazıları şöyle olur." dedi ve size bu aklı verdi.

Peki, OHAL Komisyonu idari bir merci olarak nasıl oluyor da bir yargı biriminin kararını veriyor? Bunu sormamız gerekir değerli arkadaşlar. Bugün, OHAL Komisyonunun yaptığı kendisini bir yargı kurumu yerine koymasıdır ve yargısal bir işlemi idari bir mekanizmayla yürütmesidir. Bu anlamıyla hukuki değildir, bu anlamıyla doğru değildir, bu anlamıyla da hak ihlalinin başında geliyor.

Size kısa bir OHAL bilançosu okumak istiyorum değerli arkadaşlar. OHAL tamı tamına yedi yüz otuz iki gün sürdü, 32 KHK çıktı, 152 kanun değişti ve bu KHK'lerle toplam 48 özel sağlık kuruluşu, 179 basın-yayın kuruluşu, 1.767 dernek, 4.722 iş yeri kapatıldı, 48.535 işçi işsiz kaldı. 209'u gazeteci, 95'i belediye başkanı, 12'si milletvekili olmak üzere 70.689 kişi tutuklandı, cezaevine konuldu. Başka ne oldu değerli arkadaşlar? 99 belediyeye kayyum atandı OHAL gerekçesiyle, OHAL döneminde.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Başka ne oldu? 19 sendika ve konfederasyon kapatıldı, 7 grev yasaklandı ve OHAL kararnameleri nedeniyle işinden, aşından olan 58 ila 60'a yakın insan şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi ya da intihar etti. Peki, bu arada sizin böyle yeni bir müjde diye verdiğiniz OHAL Komisyonu ne yaptı değerli arkadaşlar? OHAL Komisyonu aslında bütün bu başvuruları zamana yayarak çürütmeye çalıştı. Evet, 127.678 kişiye kamudan çıkarma işlemi yapmışsınız, toplam başvuru 126.300 bunlardan incelemesi devam eden 16.050 kişi var ve siz 16.050 kişiyi dört yıldır bekletiyorsunuz, biri de benim, biri de Sayın Kaboğlu ve diğer 8 milletvekili hâlâ bekliyorlar. Neden? Çünkü işinize gelmiyor değerli arkadaşlar. Siz hakikatin, doğrunun ve iyinin yanında değilsiniz, zamana yayarak zaman kazanmaya çalışıyorsunuz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Devamla) - Sayın Başkanım, konunun hassasiyeti itibarıyla bir dakikanızı istirham ediyorum.

BAŞKAN - Buyurunuz.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Devamla) - Çok teşekkürler.

Bu gidişle de -şimdi yeniden süresi geliyor- Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle süresini bir yıl daha uzatmaya çalışacaksınız. İki yıllık için kurulan Komisyon dört yıldır görev yapıyor ama dört yıldır hiçbir sonuç alamıyoruz, dört yıldır biz sadece mahkemeye gitmek için OHAL Komisyonunun ret ya da kabul kararını bekliyoruz. Şimdi, bu, vicdani bir karar mıdır? Bu, insani bir karar mıdır? Bu, hukuki bir karar mıdır? Bunu hangi vicdan, hangi hukuk, hangi insanlık kabul eder diye hepinize sormak istiyorum ama bu, sizin iktidarınızda şaşılacak bir şey değil çünkü siz ihraç ettiğiniz insanlara "Ağaç kökü yesin." diyecek kadar vicdansız olan bir iktidarsınız. Siz, aynı zamanda bu KHK'ler eliyle birçok insanın da yaşamına mal olmuş bir iktidarsınız. Biri Bülent Uçar, Malatya'daki SES çalışanıydı, sağlık emekçisiydi, OHAL'den dört ay sonra yaşamını yitirdi. Ben, bu süreçte yaşamını yitiren bütün arkadaşlarımı da saygıyla, sevgiyle anmak istiyorum. Bu mücadeleyi ne olursa olsun sonlandıracağımızın sözünü de bir kez daha veriyorum.

Genel Kurulu selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)