| Konu: | Gıda, Tarım ve Orman Alanında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 8 |
| Tarih: | 21.10.2020 |
SEMRA GÜZEL (Diyarbakır) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, görüşülmekte olan kanun teklifinin 11'inci maddesi üzerine söz almış bulunmaktayım.
Maddeyle, Tarım ve Orman Bakanlığına etil alkol, alkollü ürünler ve etanol gibi ürünlerin yanı sıra makaron, yaprak sigara kâğıdı, sigara filtresi ve alkollü ürünlerin de piyasasını, üretimini, satışını denetleme yetkisi veriyor. Yani bu ürünlerin de fiyatında belli artışlar olacak ve kayıt dışı üretim artacak.
Genelde yoksul kesimlerin tükettiği tütün ürünlerine zam üstüne zam yapılıyor. Tütün üreticisinden cüzi fiyatlarda alınan ürünler yüksek vergilerle piyasaya sunuluyor. Kazanan, üreticiler ve tütün mamullerini kullanan yurttaşlar değil, fabrikalar ve devlet erkânı oluyor.
Değerli milletvekilleri, fabrikaların çiftçi düşmanlığını, çok canlı bir problemi çiftçi yurttaşlarımızın talebiyle aktarmak istiyorum. Diyarbakır Çınar'da şeker pancarı ekiliyor ve toplanan pancarlar Elâzığ'da bulunan şeker fabrikasına götürülüyor. Fabrika şu anda randevu usulü çalışıyor. Çiftçi, işçi getirerek pancarları topluyor fakat fabrikadan randevu alamamışsa işçileri bekletmek durumunda kalıyor ve toplatamıyor. Bu durumda, işçiler ya daha fazla yevmiye istiyor ya da gelmek istemiyor. Yine, fabrika geçen sene yol masrafı için 90 TL verirken bu sene 48 TL veriyor. Geçen sene küspe parası olarak çiftçiye 140 TL verirken bu sene 90 TL veriyor. Fakat fabrika 90 TL'ye aldığı küspeleri 300 TL'ye satıyor. Çiftçiler "Bu kadar emek verip zarar etmektense ürün tarlada kalsın, daha iyi." diyor. Çınar'da şeker pancarı ekimi yapan üreticinin sorunlarının çözüm bulabilmesi için bir an evvel adım atılmalı ve gerekli politikalar üretilmelidir.
Değerli milletvekilleri, yerinde, yurdunda, kendi topraklarında çeşitli nedenlerle tarım ve hayvancılık yapamayan yurttaşlar başka yerlere çalışmak için gidiyor, güvencesiz ve kötü şartlar altında tarım işçiliği yapıyor. Her yıl onlarca mevsimlik tarım işçisi yollarda kaza yaparak yaşamını yitiriyor. Bu sene Afyon'da ve Sakarya'da da gördüğümüz üzere, bölgeden mevsimlik tarım işçisi olarak giden birçok yurttaş ırkçı saldırılara maruz kaldı. Temmuz ayında Diyarbakır'dan Rize'ye çay toplamak için giden 35 yurttaş, kendilerine vadedilen yemek ve yol parasını alamadıkları için Jandarmaya gidip şikâyette bulundu fakat patron hakkında hiçbir işlem yapılmadı. Ertesi gün işçiler, bir grup tarafından saldırıya uğradı ve paralarını almadan dönmek zorunda kaldılar. Saldırıyı düzenleyenler hakkında hiçbir soruşturma veya işlem yapılmadı.
Bölgede süren çatışmalar ve güvenlik politikaları dolayısıyla ekim alanları "Operasyon var." denilerek yasaklanmaktadır. Köylerinde kalamayan ve zorunlu göç etmek zorunda kalan insanlar tarımdan, topraktan koparılmaktadır.
Ayrıca, çok az kalan çiftçiler de hayat pahalılığıyla mücadele ediyor. Elektrik, su gibi, tarım yapabilmenin temel unsurları Diyarbakır'da ve bölgede tamamen DEDAŞ'ın inisiyatifine bırakılmış durumda.
Değerli milletvekilleri, bu kürsüden defalarca dile getirdik fakat bir ur gibi çitçinin, yurttaşın sırtına kambur olmuş DEDAŞ sorunlarına hâlâ bir çözüm bulamadı bu Meclis. Çiftçinin üretimine ket vuran, belini büken, elektriği, doğal olarak suyu yıllardır çiftçiye zehir eden DEDAŞ hukuksuz faaliyetlerine devam ediyor. Kayıt dışı elektrik kullanımı bahanesiyle kesilen faturalara defalarca mahkemelerden "Haksız işlem yapılmıştır." kararı alınmasına rağmen kendi çıkarlarına göre dizayn edilmiş bir sistemde çiftçiyi mağdur etmeye devam ediyor. 10 dönüm tarlası olan çiftçiye 20 trilyon elektrik borcu çıkıyor; damgası, mührü olmayan bir kâğıt ellerine tutuşturuluyor ve "Gidin, ödeyin, yoksa açmayız elektriği, ürününüz tarlada kalır." deniliyor, bildiğiniz karaborsa usulü. Tohum almak için bile kredi çeken insanlara trilyonluk elektrik borcu çıkartılıyor. Evet, biz de bu paralar nereye gidiyor diye soruyorduk. Mardin Belediyesine yapılan yolsuzluk soruşturmasında gördük ki Mardin DEDAŞ İl Müdürü yolsuzluk yaptığı için tutuklandı ama 1 milyon 700 bin TL ödeyerek serbest bırakıldı. Yolsuzluktan tutuklanmış bir DEDAŞ İl Müdürü 1 milyon 700 bin TL'yi nereden buluyor? Aile serveti herhâlde, kimse bunun hesabını sormuyor. Sonuç: Ürün tarlada, çiftçi mağdur.
Değerli milletvekilleri, seçim bölgem Diyarbakır başta olmak üzere bölgede birçok il tarıma son derece elverişli. Patronun, fabrika ve şirket sahiplerinin çıkarı değil, çiftçinin, tüketicinin çıkarının gözetildiği bir tarım politikası olmalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz.
SEMRA GÜZEL (Devamla) - Yoksa para babalarının sırtını sıvazlayarak gidilecek yol, şimdi olmasa bile elbet bir gün DEDAŞ İl Müdürünün başına gelen sonuca götürecektir, yolsuzluktan tutuklanma. O yüzden yerli tohumun nimeti bilinmeli, tarım arazileri parçalanacağına birleştirilerek tarımı daha teşvik edici politikalar yapılmalı.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)