| Konu: | Gıda, Tarım ve Orman Alanında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 8 |
| Tarih: | 21.10.2020 |
MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; aziz milletimizi ve sizleri saygıyla selamlıyorum.
Yaşadığımız pandemi süreci sonrasında tarımın yaşamımızda kapladığı alanın ne kadar hayati olduğunun artık bilincine varıldığını umuyoruz. Toplumumuzun fazlasıyla farkında olduğu bu hususun siyasetin de ilgi alanına girmesi için İYİ PARTİ olarak uyarılarda bulunuyoruz. Takdir edersiniz ki gıda güvencemizin arzını mümkün kılmak için tarımsal üretimin devam etmesini sağlamak gerekiyor. Millî ve sürdürülebilir tarım politikalarına işte tam da bu nedenle ihtiyaç duyuyoruz. Son yıllarda ülkemizdeki kanun yapma pratiği ise göstermelik olarak kamuoyunun görüşünün alınması ve belli bir kesimin faydalanacağı yasal düzenlemelerin aşama aşama hayata geçirilmesi şeklinde. Bu durumun örneklerinden birini de gündemimizdeki kanun teklifinde görüyoruz. Geçtiğimiz temmuz ayında Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülüp alelacele Genel Kuruldan geçirilen 217 sıra sayılı torba Kanun Teklifi'yle tütün ürünlerinin satışına ilişkin cezai yaptırımlar yürürlüğe girmişti. Tütün üreticimize, çiftçimize AK PARTİ'nin teklifiyle kaçakçı muamelesi yapılması kabul edilmişti. Bugün ise tütün yasasındaki yanlışlar yeni bir yanlışla düzeltilmeye çalışılıyor. Partili Cumhurbaşkanlığı sisteminin keyfîliğine ve ciddiyetten uzak kanunların çıkarıldığına tekrar şahit oluyoruz. Ülkemizin yönetimi için hız ve aceleye değil, sağduyu ve bilgiye ihtiyaç var. Devletimizin kurumsal ciddiyetle yönetilebilmesi için iyileştirilmiş parlamenter sisteme geçmeliyiz.
Üzerinde söz aldığım maddeyle tütün mamullerinin üretim ve satışının Tarım ve Orman Bakanlığının izin ve denetiminde gerçekleştirilmesi amaçlanıyor yani bu maddeyle sigara zamları ve yükseltilen vergi oranları nedeniyle vatandaşlarımızın tercih etmeye başladığı açık tütün, sarma sigara, makaron kullanımının sertçe kontrol altında tutulması ve cezai yaptırımların uygulanması öngörülüyor. Açıkçası, AK PARTİ Hükûmeti teklif ettiği bu madde sonrasında verilecek idari para ve hapis cezalarıyla bandrollü sigara almaya imkânı olmayan, sarma sigara içmek durumunda kalan dar gelirli vatandaşlarımızı da yabancı sigaraya yöneltip onları da yabancı kartel müşterisi hâline getirecek. Meşhur ithalat lobisi maalesef yine devrede.
Değerli milletvekilleri, Türkiye'deki Çiftçi Kayıt Sistemi'ne kayıtlı çiftçi sayısı giderek azalıyor. 2019 yılında 2 milyon 80 bin iken 2020 Eylülünde kayıtlı çiftçi sayısı 1 milyon 800 bine düştü yani fark 280 bin çiftçi. Bu çok acı bir tablo değerli milletvekilleri. TEKEL'in özelleştirilmesiyle başlayan süreçte yabancı kartel lobi etkisinin tütün piyasasına hâkim olmasıyla tütün üretimi ve yerli sigara sanayisi zaten çökmüştü. 2002 yılında tütün üretici sayısı 405 bin iken 2019 yılında ancak 50 bin çiftçimiz tütün üretiminde kalabildi, tütün ekim alanı da 1 milyon dekar azaldı. Örneğin 80 kilometre boyunda, 40 kilometre enindeki Muş Ovası'nda ana ürün tütün iken Tarım Bakanlığını idare eden ithalat lobisinin etkisiyle bugün bu bereketli topraklarda tütün ekimi bitmiş ve kocaman ova bomboş duruyor. Bunun sonucunda maalesef ülkemizde tüketilen tütünün yüzde 88'i ithal ediliyor. Yıllık 500 milyon doların üzerinde bir tutar göz göre göre millî servetimizden yabancı kartellere aktarılıyor. AK PARTİ döneminde yerli tütünün tüketiminde kullanılan pay yüzde 12'ye indirilmişken bir de kaçak ürün muamelesi yapmak, can çekişen tütün üreticimize derman olmak yerine "Üretmezsen can da çekişmezsin." demek oluyor aslında. Hâlbuki ülkemizin uluslararası piyasalarda marka değeri olan en önemli tarımsal ürünlerimizden bir tanesi tütün idi. Muş Ovamız, Bafra Ovamız, Bakırçay Ovamız gibi ülkemizin değişik coğrafyalarında yetiştirilen tütünler dünya piyasalarında uzun yıllar boyunca gördüğü yüksek talep sayesinde "Türk tütünü" ismiyle anıldı. AK PARTİ iktidarı döneminde tütün üreticilerimizin cebinde kalması gereken millî servetimizin yaklaşık 40 milyar lirasının yabancı kartellere ödenmesi nasıl millî ve yerli değilse bu tür kanunlar da köylünün, işçinin, öğrencinin, gününü kurtaramayan esnafın içtiği sarma tütünü içemez duruma getirip onları yabancı sigara tüketimine mecbur bırakan kanun maddesi de yerli ve millî değildir.
Bugün bir millî Türk tütün sanayisinden de bahsedemez duruma geldik. Anlaşılıyor ki Tarım Bakanlığında çok etkili olan ithalat lobisi bu kanun maddesine de el atmış. Getirilmek istenen düzenleme, 2017 yılından beri kooperatifleşme düzenlemesi yapılmayan tütün üreticisine değil esasen tütün piyasasına hâkim, çok uluslu tütün tekellerine fayda sağlamakta.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Devamla) - Teşekkür ederim.
AK PARTİ iktidarınca yüksek kabiliyeti olan tütünün tarımsal ürün olarak dahi görülmemesinin kabul edilebilir olmadığını dikkatinize sunarım.
Değerli milletvekilleri, sözlerimin sonunda aldığım yoğun şikâyetleri burada dile getirmek isterim. Bu, benim bir Erzurum Milletvekili olarak boynumun borcudur. İçinde medikal sektörüne çok kaliteli alkol üretimi de yapan fabrika hiçe sayılarak yok pahasına satılan Erzurum Şeker Fabrikası maalesef pancar üreticimizi mağdur etmekte ve onları üzüyor. Köprüköy'ün, Pasinler'in, Aşkale'nin pancar üreticisi ve diğer bazı ilçelerimizin pancar üreticisi şu anda Erzurum Şeker Fabrikasından gelecek cevabı merakla bekliyorlar. 2 bin metreden Anadolu'ya bakan Erzurum'da kar ha yağdı ha yağacak. O kar yağdıktan sonra o pancarlar hiç de bir işe yaramaz, çürür gider. Buradan Erzurum Şeker Fabrikasını uyarıyorum ve kendilerinden bu üreticilerimizi mağdur etmemeleri için ricada bulunuyorum.
Genel Kurulumuzu saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)