| Konu: | Gıda, Tarım ve Orman Alanında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 8 |
| Tarih: | 21.10.2020 |
MAHMUT CELADET GAYDALI (Bitlis) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; partim ve grubum adına, görüşülmekte olan 221 sıra sayılı Gıda Tarım ve Orman Alanında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'nin 12'nci maddesi üzerine söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bilindiği üzere tarım siyasi değil toplumsal bir olgudur ve dolayısıyla böylesi bir konunun siyasi kaygılarla şekillenmesini doğru bulmuyoruz. Fakat AKP döneminde her türlü alan maalesef siyaset konusu hâline getirildi. 12'nci maddeyle 4733 sayılı Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un 6'ncı maddesine yeni bir fıkra eklenmektedir. Bu fıkrada: "Tütün mamulü üreticilerinin, bir takvim yılı içerisinde yurt içi piyasaya arz amacıyla ürettikleri ve ithal ettikleri; sigara, nargilelik tütün mamulü, sarmalık kıyılmış tütün mamulü ve pipoluk tütün mamulü kategorilerinde kullandıkları toplam tütünün, kategori bazında en az yüzde otuzunun Türkiye'de üretilen tütün olması zorunludur. Cumhurbaşkanı, bu oranı yüzde kırkbeşe kadar artırmaya ve yüzde onbeşe kadar indirmeye yetkilidir." denilmektedir. Bu zikzağın gerekçesi nedir? Bu bana güzel bir Kızılderili söylemini anımsattı: "Eğer havada rüzgâr yokken fırıldak dönüyorsa, mutlaka bir üfleyeni vardır."
Cumhurbaşkanı tarafından yüzde 15'e indirilmesi yetkisi, teklifin gerekçe kısmının 12'nci maddesinde yer alan "Türkiye'de üretilen tütünlerin kullanım oranı artırılarak, tütün ithalatının azaltılması ve ithalat yoluyla temin edilen tütünler yerine çiftçilerimizin ürettiği tütünlerin kullandırılması amaçlanmaktadır." ifadesiyle de çelişmektedir. Hâlbuki bu oranın mümkün olduğu kadar azami tutulması ve hatta tamamının yerli olması teşvik edilmelidir. Maddeyi bir an olumlu olarak ele alalım. Getirilmek istenen düzenlemeyle yerli üreticinin destekleneceği varsayımında bulunabiliriz. Keza söz konusu maddeyi hazırlayanlar da madde gerekçesinde bu duruma değinmiştir. Fakat bugün yaptığımız düzenleme bugüne kadar yaptığınız hatalı uygulamayı maalesef kompanse edemez. 2002'de kabul edilen Tütün Yasası'yla getirilen kısıtlamalar ve TEKEL'in özelleştirilmesi sonrası tümüyle dışa bağımlı hâle gelen, tütün sektöründe milyonlarca tütün üreticisi işsiz kaldı.
Tütün üretimini küçücük alanlara sıkıştırarak insanları sefalete sürüklediniz. Tütün işçileri başka işlerde çalışmaya mahkûm edildi. Bu konuya dair en çarpıcı örneklerden biri Soma maden kazasında ölen işçilerdir. Soma katliamında yaşamını yitiren birçok kişi tütün emekçisi ve tütün üreticisiydi.
Bitlis'te 342 köyümüzün 100'den fazlasının ekonomisi tütün üreticiliğine dayanıyordu. Bitlis'te daha önce yaklaşık 1.500 kişinin çalıştığı sigara fabrikası AKP hükûmeti döneminde kapatıldı ve buna karşı herhangi bir alternatif üretim de teşvik edilmedi. Dolayısıyla, her biri bir fabrika gibi istihdam sağlayan, tütün üreten köyler tütün üretimini bıraktı. Bundan dolayı da gençler batı illerine göç etmek zorunda kaldı. Kapatılan fabrikalarla Bitlis'te ekonomik ve sosyal sistem AKP'nin tütün politikaları yüzünden zor bir sürece girdi.
4 Mart 2016 tarihinde yine Genel Kurulda bugün yapılan düzenlemeyle ilgili konuşmuştum. "O zamanlar 'batıyor' dediğiniz ve emsal gösterdiğiniz Yunanistan bile Philip Morris şirketiyle üç yıllık anlaşma yaparak tütün üretimini destekleyip üreticisinin yüzünü güldürmüştü. Biz ise Philip Morris gibi şirketler yüzünden üreticiyi ve emekçiyi bu işe kurban ettik." demiştim. Dört buçuk yıl sonra sigarada söylediklerimiz geç de olsa idrak ediliyor. Kâr marjı çok yüksek, böylesi bir alanda karteller tarafından tabii ki rekabet istenmez.
Her şeyde "yerli ve millî" lafını ağzından eksik etmeyenler konu ne zaman tütün, sigara olsa British American Tobacco Company yanında yer alıyor. Tütün bu ülkenin en büyük zenginliğidir ve birçok ailenin geçim kaynağıdır. Bu zenginliği ayakta tutmak ise merkezî Hükûmetin en büyük sorumluluğu olmalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MAHMUT CELADET GAYDALI (Devamla) - Bu, ekonomik büyümenin yanı sıra bölgesel kalkınma açısından da önem teşkil etmektedir.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)