| Konu: | Gıda, Tarım ve Orman Alanında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 10 |
| Tarih: | 27.10.2020 |
MEHMET METANET ÇULHAOĞLU (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yarın idrak edeceğimiz Mevlit Kandili'nizi tebrik ediyorum. Perşembe günü 97'nci yılını kutlayacağımız Cumhuriyet Bayramı'nızı en içten dileklerimle kutluyorum.
Devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, cumhuriyeti kuran silah arkadaşları ve o dönemde görev yapan milletvekillerinden ebediyete intikal edenleri rahmetle, minnetle, şükranla anıyorum.
Yine, 21'inci ve 23'üncü Dönemlerde Kırıkkale Milletvekilliği yapan Sağlık Bakanı Sayın Osman Durmuş Hakk'a yürüdü, Cenab-ı Allah'tan merhuma rahmet, kederli ailesine, Milliyetçi Hareket Partisi camiasına, Türk milletine başsağlığı diliyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 221 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 17'nci maddesi üzerinde İYİ PARTİ Grubu adına görüşlerimi ifade etmek üzere söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AK PARTİ, 3 Temmuz 2005 tarihinde, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu'nun "Yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüğü" başlıklı 8/A maddesini Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda değiştirdi. Dokuz yıl sonra, 30 Nisan 2014 tarihinde, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un 5'inci maddesinde bir değişiklik daha yaptı. Aradan altı yıl geçti, 8/A maddesinin 5'inci cümlesini yürürlükten kaldırmak için bugün bu teklif geldi. Yani bu teklif 3 defa değişmiş oldu. İşte kalitesiz, sürekli olmayan, çiftçiye hiçbir faydası olmayan kanun nasıl yapılır, bunun en güzel örneğini AK PARTİ döneminde görüyoruz.
Peki, kanunda yapılan bu değişiklik teklifi çiftçilerimiz lehine mi? Kesinlikle hayır. Çünkü öngörülen değişiklik, yeter gelirli tarım arazilerinin ekonomik bütünlüğü olan kısımlarının parsel bazında satışını mümkün hâle getirmektedir. Bu durum, miras hukukundaki birçok kanun hükmünün uygulanmasını zorlaştıracak, birçok sorunu da beraberinde getirecektir. Miraslı tarım topraklarının satış ve miras yoluyla mülkiyet ve el birliği mülkiyeti içindeki tasarrufları ve devri konusunda Tarım ve Orman Bakanlığının ilgili birimlerinden izin alınması ve bilgi verilmesi gerekecektir. Yani iflas, pay temliki, paylı mülkiyetin el birliği mülkiyetine çevrilmesi gibi mülkiyet tür değişikliği Bakanlığın iznine bağlanırsa hem mülkiyet ve eşitlik ilkelerine aykırı bir durum yaratacak hem de tasarruf yetkisini kısıtlayıcı ve yapılacak işlemler sırasında suistimale açık bir durum yaratacaktır. Bu da yeni davaların açılmasına yani zaman ve maddi kayıplara sebep olacaktır.
Değerli arkadaşlar, bakınız, Çiftçi Kayıt Sistemi'ne 2003 yılında 2 milyon 765 bin 287 çiftçimiz kayıtlıyken bu sayı 2019 yılında 682.265 kişi azalarak 2 milyon 83 bin 22 kişiye düşmüş. Bugün ülkemizde 231 milyon hektarlık alanda bitkisel üretim yapılmasına rağmen 2019 yılı Çiftçi Kayıt Sistemi'ne göre ancak 148 milyon hektar alan desteklenmekte; yani, 83 milyon hektarlık alanda bitkisel üretim yapan çiftçimiz destekleme imkânından faydalanamamaktadır. Yani, çiftçilerimizin yüzde 36'sı unutulmuş, çiftçilerimiz maddi yetersizlikten tarlayı, tapanı, traktörü satıp şehre göç ediyor. Yani düne kadar üreten, istihdam yaratan çiftçimiz işsiz kalıyor, borçlarını ödeyemiyor. 2002 yılında üreticilerimizin, çiftçilerimizin bankalara 2,4 milyon Türk lirası borcu varken, bu 2020 yılı Mayıs ayında 122 milyar Türk lirası olmuş; yani üreten çiftçimizin borcu 50 kat artmış. Evet, yanlış duymadınız, tam 50 kat çiftçilerimizin borcunu artırdınız değerli arkadaşlar.
Tarım ürünlerinde vergiyi sıfırlayarak yapılan ithalatla yabancı ülkelerin çiftçilerini desteklediniz. Siz, üreticilerimizin girdi maliyetlerini düşürmezseniz ve ihracatta diğer ülkelerin yaptığı gibi sübvanse ve kaliteli mal için dış piyasalarda marka olmayı düşünmezseniz çiftçimizi daha çok perişan eder ve ithalata mecbur kalırsınız, olan da tuzu kurulara değil, çiftçilerimize ve ülkemiz insanına olur.
Değerli milletvekilleri, bakın, 2020 tarım destekleri ne oldu diye soruyoruz, çıt çıkmıyor. Üreticimiz iktidardan bunun cevabını bekliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.
MEHMET METANET ÇULHAOĞLU (Devamla) ¬- Çiğ süt üreticisinin feryadını hâlâ duyan yok; mezbahalarda kesilmeyi bekleyen süt inekleri kesildikten sonra mı duyacaksınız bu feryatları?
Şimdi süt hayvancılığındaki krizi önlemek için iktidarın yapması gerekenleri madde madde ifade edeceğim:
1) Yeni fiyat, 15 Kasımdan geçerli olmak üzere açıklanmalıdır.
2) 40 kuruşluk prim 2020 Temmuz ayından başlayarak verilmeli ve ödemeler kasım sonundan itibaren her ay yapılmalıdır.
3) Yem bitkisi, buzağı, analiz ve arıcılık gibi destekler yıl sonuna kadar ödenmelidir.
4) Hayvancılık kredi vadeleri altı ay uzatılmalıdır.
5) Hayvan varlığı listelerine göre kesif yem desteği verilmelidir.
6) Toprak Mahsulleri Ofisi yem sanayisine ucuz ham madde temin etmelidir.
7) Yem sanayisine ham madde ithalatı için uygun kredi imkânı sağlanmalıdır.
Yapılması gerekenleri söylüyorum ki "Siz ne yapacaksınız?" diye bir soru sormayın diye.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)