| Konu: | Gıda, Tarım ve Orman Alanında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 10 |
| Tarih: | 27.10.2020 |
İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; 221 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 20'nci maddesi üzerine İYİ PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime 57'nci Hükûmetin Sağlık Bakanı Sayın Osman Durmuş'a Allah'tan rahmet, kederli ailesine, Türk milliyetçileri camiasına ve Milliyetçi Hareket Partisine başsağlığı diliyorum.
Saygıdeğer milletvekilleri, tarım arazilerinde sınırdaş maliklerin ön alım hakkı maalesef 2014 yılında AK PARTİ iktidarı tarafından getirilmiştir. Görünen o ki süreç doğru yönetilmemiş, şikâyetler artmış ve kötüye kullanma yaşanmıştır. Bu sebeple AK PARTİ, 2014'te getirdiği düzenlemeyi altı yıl sonra kaldırmak istemektedir. Gerçekten de bu uygulama sayesinde rant elde edenlerin olduğu, arazi fiyatlarının arttırıldığı ve yatırımcıların mağdur edildiği bilinmektedir. Keşke bu suistimalleri engelleyecek düzenlemeler getirilerek süreç idare edilseydi ve bu madde samimiyetle uygulanabilseydi. Böylece arazilerin birleştirilmesine ve tarımda sürdürülebilirliğe katkı sağlanırdı ancak sürdürülebilirlik kavramı ülkemizde tarım için asla kullanılamaz hâle gelmiştir.
Değerli milletvekilleri, elimde gördüğünüz bu raporu Türkiye Ziraat Odaları Birliği hazırlamıştır. İçinde, Ankara'daki ziraat odalarımızın kendi ilçeleriyle alakalı talep ve önerileri yer almaktadır. Yerel sorunların dışında hemen hemen her ilçemizde, hatta ülkemizin her yerinde bazı sorunlar öne çıkmaktadır.
27'nci Dönemde milletvekili seçildiğim andan itibaren gerek sahada gerekse Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında tarımla alakalı görüşlerimi ifade etmekteyim. İki yıl önce dile getirdiğim ve dile getirmeye devam ettiğim sorunların hâlâ devam ettiğini bu rapor sayesinde yeniden görmekteyiz; hâlâ Tarım Kredi ile Ziraat Bankası borçlarının faizleri çiftçinin belini bükmektedir, hâlâ sulama fiyatlarındaki artış çiftçiyi zorlamaktadır, hâlâ tarım vasfını yitirmiş arazilerde yapılan hobi bahçelerine çözüm bulunmamaktadır, hâlâ destek fiyatlarının miktarı ve açıklanma süreleri tarım emekçilerimizin derdidir, hâlâ tarımsal elektrik aboneliklerinin fatura tahakkuk zamanları ve fiyatları çiftçimizin rüyalarına girmekte, üstlerine karabasan gibi çökmektedir ve hâlâ barajlardan gelen sulama hatlarının yetersizliği tarımın en büyük sorunlarındandır ve bu sorunların tamamı Meclisimizin bulunduğu şehirde yani Ankara'da yaşanmaktadır. Türkiye Büyük Millet Meclisinden yarım saat mesafede, Gölbaşı'nın, Polatlı'nın, Şereflikoçhisar'ın ve Elmadağ'ın köylerinde çiftçimiz hâlâ kan ağlamaktadır. Ülkemizin başkentinde dâhi tarımsal sürdürülebilirlik yerlerdedir maalesef. Üstüne üstlük geçtiğimiz günlerde öğrendik ki hububat ithalatında gümrük vergileri sıfırlanmıştır.
Bu raporda yer alan onlarca problemden sadece birini aynen okumak istiyorum: "Buğday ekim alanlarında azalma vardır. Bu durumun nedeniyse fiyatlardaki düşüşler ve verilen desteklerin yetersiz olmasıdır."
Saygıdeğer milletvekilleri, buğday çiftçisi para kazanamadığı, kendini çeviremediği için tarlalarını ekmekten vazgeçerken nasıl bir akıl yurt dışından buğday, arpa ithalatını kolaylaştıracak kararlar çıkarabilir? Bu nasıl bir akıl tutulmasıdır? Bu gümrük vergisi düşüşü, açıkça Türk çiftçisine ihanettir. Buğday çiftçisini destekleyerek fiyatları düşürmek yerine yabancı çiftçiyi kalkındırmayı seçmek de ancak AK PARTİ iktidarına yakışan bir karardır. Türkiye İstatistik Kurumu ve Sosyal Güvenlik Kurumu verilerine göre ülkemizde son iki yılda çiftçi sayısı yüzde 48 azalmıştır. Son yedi yılda 3,4 milyon hektarlık tarım arazisi terk edilmiştir. Biz, sınırdaş arazilerin satışında ön alım koysak ne olur, koymasak ne olur?
Sayın milletvekilleri, iktidarın tarım politikası baştan sona faciadır. Türkiye'nin sadece yüzde 4'ü kadar tarımsal arazisi olan Hollanda, tarımsal ürünler ihracatında dünyada 2'nci sırada yer almaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.
İBRAHİM HALİL ORAL (Devamla) - Teşekkür ederim.
Yani Konya kadar bir ülke bizden daha fazla tarımsal ihracat yapmaktadır. Bu, hepimiz için bir utanç vesikasıdır. Ben Ankara'nın köylerinde gözyaşı döken çok çiftçiyle tanıştım, onlarla sohbet ettim. Aslında gözyaşı dökmesi gereken onlar değil, bizleriz. Geleceğe, çocuklarımıza sağlıklı, verimli ve yerli üretim hububat, sebze ve meyve bırakamayacağımız için gözyaşını bizler dökmeliyiz. İşsiz kalan her tarım emekçisi için gözyaşını bizler dökmeliyiz. Rahmetli Necip Fazıl'ın "Reis Bey" tiyatro oyunundaki diyaloğunda ifade ettiği gibi "Ağlayabilseydiniz anlayabilirdiniz." Tekrar ediyorum: "Ağlayabilseydiniz anlayabilirdiniz." Sizin tuzunuz nasıl olsa kuru, ağlayamadığınız için çiftçinin derdini on sekiz yıldır anlayamadınız, olan geleceğimize ve tarıma oldu.
Bu duygularla hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)