GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Gıda, Tarım ve Orman Alanında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:10
Tarih:27.10.2020

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 21'inci maddeyle ilgili önerge üzerinde söz aldım. Bu vesileyle Genel Kurulu, Genel Kurulun sevgili emekçilerini saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, son haftalarda 2 torba yasa üzerinde sıkça konuştuk, konuşmaya da devam ediyoruz. Bunlardan biri, şu anda görüşmekte olduğumuz Gıda, Tarım ve Orman Alanında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile sırada bekleyen Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi. Mecliste bu kanunlar komisyonlardan alelacele geçirilip Genel Kurulun gündemine getiriliyor ama toplumun büyük bir kesimi getirilmek istenen tekliflerin büyük bir bölümüne karşı çıkıyor. Gıda, çevre, elektrik, ziraat mühendisleri, çevre ve ekoloji hareketleri, çiftçiler, köylüler, gıda üreticileri yani bu konuları kendilerine dert edinenler, irdeleyenler her 2 torba yasaya yönelik itirazlarını gündeme getiriyorlar. Gıdayla ilgili teklifteki bazı maddelere toplumun bu konuda irade göstererek iptalini istemesi üzerine, basında da izlediğimiz kadarıyla Cumhurbaşkanının talimatıyla bir kısmı geri çekildi. Diğer teklifle ilgili -madencilik karşıtı bazı mücadeleler açısından düşünüldüğünde- yıllardır süren itirazlara rağmen henüz iptal veya geri çekilme kararı çıkmadı. Toplumun bu torba yasalara karşı verdiği mücadeleler esasen tekliflerin hazırlanma sürecinin antidemokratik ve adaletsiz olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla hazırlanan bu kanun tekliflerinin hazırlanma sürecine dair ek bir mekanizmaya ihtiyaç vardır. Bu mekanizmaların merkezinde gıda toplulukları, meslek odaları, ilgili araştırma birimleri, gıda kooperatifleri, çiftçi sendikaları, ilgili üniversite yapıları, tüketici dernekleri gibi sivil toplum kuruluşları, kamusal ve güvenilir bilgiye erişimi hedefine koymuş sosyal girişimler yer almalıdır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; teklifin 21'inci maddesi, büyük ova koruma alanlarında tarım dışı kullanımlara izin verilmiş alanlar için izin verilen yerler, yeniden izin alınmaksızın bu amaç dışında kullanılamayacağını ve planlanamayacağını içeriyor. Büyük ova koruma alanı ilan edilen yerlerde arazi kullanım planları hazırlanmadan hiçbir şekilde tarım dışı amaçla başvurular bizce değerlendirilmeye dahi alınmamalıdır. Düzenlemede bu konu da açıkça yer almalıydı fakat konuya dair hiçbir açıklama getirilmemiştir.

Kanun teklifinde, kamu yararı kararı alınmasıyla, büyük ova koruma alanları dâhil tarım arazilerinin tarım dışı bırakılmasına yönelik tasarruflar bulunmaktadır. Ancak gelinen noktada ne yazık ki hemen her konu için kamu yararı kararı verilebilmektedir. Özel bir fabrikanın depolama alanını genişletmek istemesi bile kamu yararı kapsamında karara bağlanabilmektedir.

Yine uygulamada alternatif alan bulunmaması konusu, tarım alanlarının tarım dışı bırakılma gerekçeleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Çoğu zaman "alternatif alan" kavramı, başvuranın başka arazisi olmadığı yer olarak değerlendirilmekte, bölgede alternatif alanların bulunup bulunmaması dahi araştırılmamaktadır. Bu konuya açıklık getirici bir düzenlemenin teklifte yer alması gerekiyordu, ne yazık ki bu konuya dair bir düzenleme teklifte yer almıyor.

Maddede yer alan "...yerleşim alanlarının gelişim alanı ihtiyaçlarını karşılamak için izin verilerek planlanmış alanlarda yeniden izin şartı aranmaz." hükmüyle ve "Yerleşim ve gelişim alanı, alternatif alanı yok." gerekçesiyle tarım arazilerinin amaç dışı kullanımının önü açılmaktadır. Büyük ova koruma alanı ilan edilmesi, tarım alanlarının korunması bakımından kuşkusuz büyük önem taşıyor ancak uygulamanın sadece ilanla kalmaması, bu alanların amaç dışı kullanımlarının önlenmesi gerekiyor. Geçenlerde Eskişehir'de "büyük ova koruma alanı" olarak ilan edilmiş Alpa Ovası'nda termik santral yapılmasıyla ilgili alınan karar tam da bu konudaki kaygılarımızı derinleştiriyor. Büyük ova koruma statüsü kapsamında ovalarda tarımsal yatırımların yapılması teşvik ediliyor. Bu yatırım planlaması kapsamında sit alanlarındaki tarımsal arazilerde en fazla 75 metrekareye kadar idari bina ya da ev yapılmasına izin verilebiliyor. Bu ovalarda daha önce de yapılan kaçak yapılaşmalara ilişkin herhangi bir maddenin bu teklifte bulunmaması, bu teklifin eksik yönlerinden biridir.

Ayrıca, Türkiye'nin turizm başkenti olmasının yanında büyük üretim potansiyeliyle tarımın da başkenti olan Antalya'dan tek bir ovanın bile bugüne kadar koruma altına alınmamış olması dikkat çekiyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.

MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - Bitiriyorum Başkanım.

Oysa turizm, inşaat, sanayi, otoyol, enerji, madencilik ve baraj gibi yatırımlara kurban edilen Antalya'daki verimli tarım arazilerini barındıran ovalar, büyük bir risk altında bulunuyor.

Son olarak ise tarım arazilerini korumak, tarımsal üretimin artırılması, tarımsal faaliyette bulunan emekçilerin üretime devam etmesinin tabii ki ön koşuludur ancak tek gerekçesi değildir. Tarımsal girdilerin yüksekliği, destekleme miktarlarının yetersizliği, üretici satış fiyatlarının düşüklüğü, aracıların ve komisyoncuların varlığı, sosyal olarak yaşanan kısıtlılık ve ithalat politikaları üreticilerin tarımsal faaliyetten uzaklaşmasının gerekçelerinin bir kısmıdır. Ne yazık ki teklifle iddia edilenin aksine tarım alanları yapılaşmaya açılmakta, amaç dışı kullanımın önü açılmaktadır. Dolayısıyla, bu yönüyle biz bu maddeye muhalefet ediyoruz.

Bu vesileyle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)