GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Gıda, Tarım ve Orman Alanında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:10
Tarih:27.10.2020

ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Gıda, Tarım ve Orman Alanlarında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'nin 21'inci maddesiyle ilgili önerge üzerinde söz almış bulunmaktayım. Yüce Meclisi saygıyla selamlarım.

Yarın idrak edilecek olan Mevlit Kandili'ni ve perşembe günü kutlanacak olan Cumhuriyet Bayramı'nın 97'nci yıl dönümünü de ayrıca kutluyorum.

Toprağın binlerce yılda oluştuğunu biliyoruz. Günümüzde, gıda güvenliği dolayısıyla toprağın stratejik bir önemi vardır. Ülkemizde şehirleşme maalesef daha çok "kıymetli topraklar" diyebileceğimiz ovalarda, düz arazilerde oluşmaktadır. Ayrıca, önemli bir deprem kuşağında olan ülkemizde daha sağlam alanlarda, kayaçlarda şehirlerin kurulması mümkün iken düz yerlere indirilmekle deprem bakımından da riskimiz artırılmıştır.

Sayın milletvekilleri, toprağın korunması konusunda çok kıskanç olmalıyız. Eskişehir, İzmit, kısmen Bursa, Antalya, Bitlis, Van gibi bazı şehirler kayaç yerlerine kurulacakken ovalara kurulmuştur ve büyümeleri daha çok bu yönlerde olmuştur. Bunlar günümüzden yetmiş sekiz yıl önce inkişaf etmiş şehirlerimizdir. Şimdi yüksekten bakınca bu durumu garipsiyoruz, o zamanki koşullarda bu şehirleşme belki doğal karşılanıyordu; günümüzde böyle bir yapılaşmayı doğal karşılayamayız, hiçbir mazereti de olamaz. Tarım arazisi niteliğindeki alanlara yapılaşma istisnası kesinlikle getirilmemelidir. Günümüz şartlarında bazı şeyleri hoş görmek, gelecek kuşaklarca da böyle karşılanacağı anlamına gelmez.

Organize sanayi bölgeleri ya da okul gibi alanlar, çevresindeki tarım arazileri korunarak yapılmalıdır. Bir organize sanayi bölgesi bir yere dar geliyorsa şehrin başka bir bölgesine yenisi yapılabilir, zaten böyle yapılıyor. Ya da okul küçük geliyorsa şehrin başka bir semtine okul kurma yoluna gidilmelidir. Bunların etrafındaki tarım arazileri bu yapılara feda edilmemelidir.

Bu maddenin ikinci paragrafında "Yerleşim alanlarının gelişim alanı ihtiyaçlarını karşılamak için izin verilerek planlanmış alanlarda yeniden izin şartı aranmaz." ibaresi vardır. Metin kanunlaşırsa buna istisna getirildiğinde yasanın altı üstüne getirilerek işlemez hâle getirilecektir. Bu görüşler dâhilinde 21'inci madde yeniden gözden geçirilmelidir. Günümüzde toprağın önemi ve değeri ortadayken tarım alanlarının bir şekilde tarım dışı amaçla kullanılması bilinçli taksire girer.

Bu yasada geçen, muhtemelen geri çekilecek 32'nci madde vesilesiyle bir konuya dikkatinizi çekmek istiyorum. Beslenme konusunda dünyadaki son gelişmeleri bilmek vatandaşımızın hakkıdır. Bu, son derece spekülasyona kullanılmaya yatkın bir konudur. "Beslenme" denilince herkesi ilgilendiren bir konudan bahsetmekteyiz. Güvenilir, kabul görmüş sonuçları halka anlatırken cesur olmalıyız. Örneğin, "Lancet" dünyanın genel tıp konusunda en itibarlı iki üç dergisinden biridir. Lancet'teki makalede 1990-2017 yılları arasında yapılan, 195 ülkeyi kapsayan bir çalışmada yirmi yedi yılda yüksek miktarda tuz, karbonhidrat ya da işlenmiş et kullanımının ömrü kısalttığından ve bunlara bağlı olarak bahsedilen ülkelerde 11 milyon kişinin hayatını kaybettiğinden bahsedilmektedir. Medya bu araştırmayı halka iletme görevini yerine getirmelidir. Bilim adamı kisvesi altında birileri televizyon ekranlarına çıkıp "Buğdayla beslenme şöyle kötü, böyle kötü..." diye beyanatta bulunabilmektedirler. Buğday, binlerce yıldır insanın beslenmesinde ve dolayısıyla Türk milletinin beslenmesinde önemli bir yeri olan gıda maddesidir. Eğer bu eleştiriyi yapıyorsanız ülkenin şartlarında bunun yerine bir alternatif koyabilmelisiniz. İnsanları strese sokacak ifadelerde dikkatli olunmalıdır, yaygın medya böyle bir yayın için dikkatli olmalıdır. Bence bu yasa bahsettiğim konuları bir sonuca bağlamada bir fırsattı, bu maddenin geri çekilmesi kötü olmuştur.

Geçen hafta da pancar nakline TÜRKŞEKER yardımıyla ilgili bir konuşma yaptım. Sayın Tarım Bakan Yardımcısı sağ olsunlar konuyla ilgilendiler ve daha sonra TÜRKŞEKER Genel Müdürüyle yirmi beş dakika kadar bir telefon görüşmesi yaptık. Olay şudur: Geçen yıllarda pancar naklinde verilen fiyatın yüzde 23 kadar eksiğiyle nakliye yapan firmalarla anlaşmaya varılmıştır. Gelin görün ki bu firmalar bu parayı eksik bulmakta ve şeker pancarı ekicisinden ilave ücret istemektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ARSLAN KABUKCUOĞLU (Devamla) - Bitiriyorum Başkanım.

BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.

ARSLAN KABUKCUOĞLU (Devamla) - Pancar ekicisi bu parayı vermekte zorlanmaktadır. Sayın Genel Müdür "Kötü mü oldu, yüzde 23 daha ucuza taşıtıyoruz." ifadesini kullanıyor, yalnız ihale şartnamesini açıklamıyor. Ben de kendisine niye yüzde 30 daha ucuza taşıtmadınız dediğim vakit de maalesef doyurucu bir cevap alamadım. Hükûmet, ihale şartnamesi ne ise ortaya koymalıdır. Ben bir milletvekili olarak bu yıl nasıl ucuza pancar taşıması yapıldığını öğrenemedim. Bu üstü kapalı işlerden vatandaş rahatsızdır. Şeffaf yönetim istemek herkesin hakkıdır.

Genel Kurulu saygıyla selamlarım. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)