GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Gıda, Tarım ve Orman Alanında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:10
Tarih:27.10.2020

ZEYNEL ÖZEN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün tarım ve hayvancılık yasasının bazı maddelerini görüşüyoruz. Bir söz vardır. Deveye sormuşlar "Boynun niye eğri?" diye, deve demiş ki: "Nerem doğru ki boynum da doğru olsun?"

Şimdi, biz demokraside, hukukta, insan haklarında, ifade özgürlüğünde nasılsak tarım ve hayvancılıkta da öyleyiz. Ama kavramadığımız şu: Bir ülkede tarım gelişmemişse sanayisi ve endüstrisi de gelişmez çünkü tarımda üretilen maddeler endüstrinin ve sanayinin ham maddesidir arkadaşlar. Eğer tarım gelişmemişse sanayi de gelişmez. Tarım nasıl gelişsin? Girdiler yüzde 100, yüzde 200 artarken; tüm gübre, mazot, ilaç, her şey artarken taban fiyatlar yerinde sayıyor ya da yüzde 5, yüzde 10 artıyor. Bu şartlarda tabii ki çiftçi tarlasını ekmiyor ve ekili alanlarımız, tarım alanlarımız gittikçe küçülüyor.

Değerli milletvekilleri, biliyorsunuz, öbür taraftan, tarım alanları madenciliğe açılıyor, imara açılıyor, HES yapımına açılıyor ve bunun en güzel örneğini ocak ayında ben verdim. Memleketim olan Maraş'ta Dulkadiroğlu ilçesine bağlı Çiğli, Çınarlı ve Fituşağı köylerinin, Alevi köylerinin arasında 3 bin dönüm verimli arazi, senede 3 ürün alınabilen verimli arazi sanayi tesisleri yapılması için kamulaştırıldı. Fakat idare mahkemesi köylülerin direnişi ve mahkemeye gitmesiyle bunu bozdu, Yargıtay da bu bozma kararını onayladı ama Türkiye'de maalesef artık tuz koktu; mahkemelerin kararları uygulanmıyor, uygulanmadığı gibi şimdi o inşaat, o proje maalesef devam ediyor.

Değerli arkadaşlar, saraydan bakınca her şey tozpembe gözüküyor. Benim sizden ricam, buna saraydan bakmayın çünkü iki yüz elli yıl önce de Fransa sarayında Marie Antoinette kendisini protesto eden, ekmek isteyen halka şunu söylemişti: "Ekmek bulamıyorsanız pasta yiyin." Sizler de Cumhurbaşkanının Malatya'da halkla diyaloğunu izlemişsinizdir. "Açız, evimize ekmek götüremiyoruz." diyorlar, o bir torba çay atıyor ve diyor ki: "Keyif çayı için." Karnı aç insanlar keyif çayı içmez arkadaşlar. Saraydan bakınca her şey tozpembe gözüküyor fakat öyle değil, gerçek öyle değil.

Diğer taraftan, biliyorsunuz, bir torba yasa geldi. Devletin alacağı vergiler, halktan alacağı, toplayacağı vergiler 269 milyar. Bir yapılandırmaya gidildi, bu yapılandırmanın içinde köylüye, çiftçiye yer yok. Yer olsa da bir anlamı yok çünkü onlarca yapılandırma yasası gelmiş şimdiye kadar Meclisin gündemine, bunlarda başarı -en başarılı olan yüzde 40- yüzde 10'larda, 15'lerde çünkü vatandaşın eğer parası olsa zaten borcunu zamanında öder. Siz yapılandırsanız da eğer parası yoksa onu ödeyemez, geri dönüşü de olamaz.

Değerli milletvekilleri, şimdi, saraydan bakınca bu iş böyle gözüküyor ama Cumhurbaşkanımız diyor ki Birleşmiş Milletler için: "Dünya 5'ten büyüktür." Evet, dünya 5'ten büyüktür ama şunun da iyi bilinmesi gerekiyor: Türkiye de o halkımızın alın terini sömüren, onlara peşkeş çekilen 5 şirketten büyük. Türkiye, o 5 şirketten büyüktür arkadaşlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.

ZEYNEL ÖZEN (Devamla) - Onun için halkımızın alın terini bu şirketlere peşkeş çekip ondan sonra da halkın aklıyla dalga geçmemek gerekiyor.

Damat diyor ki: "Dolarla işiniz ne, maaşınızı dolarla mı alıyorsunuz?" Buğday ithal ediyoruz arkadaşlar, et ithal ediyoruz. Bunlar neyle alınıyor? Dolarla alınıyor. Maalesef, bugün, asgari ücret 300 dolara düşmüştür arkadaşlar, doların yükselmesiyle. Bu ancak üçüncü dünya ülkelerinde görülen bir ücrettir. Halkı yokluğa ve açlığa mahkûm ettiniz, bunun hesabını vereceksiniz.

Teşekkür ediyorum. Meclisi de selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)